Yunan askerinden anlamsız hareket

Avrupa hayali ile Edirne'den Meriç nehrini aşarak Yunanistan'a giden göçmenlere işkence yapan hatta silahla vurarak öldüren Yunan askerleri kameraları görünce el salladı.

Son Güncelleme:

Meriç nehrinde botlarla devriye atan yüzleri maskeli Yunan askerleri kameraları görünce el salladı.


DÖVÜP PARALARINI ALDILAR

Afganistan uyruklu Sadık Muhammedi (31) ve 6 aylık hamile eşi Zehra Caferi (30) 3 çocuğu ve eşinin kardeşiyle birlikte 2 gün önce Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a geçti. Yunanistan'a geçer geçmez, Yunan askerlerince gözaltına alınarak paralarına ve cep telefonlarına el konulan Afgan aile, Türkiye'ye gönderildi. Parasız ve kıyafetsiz ortada kalan Afgan aile daha sonra Edirne üzerinden Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine geldi. Burada bulunan Yeşil Liman koyunda yapım aşamasındaki bir inşaata sığınan aile, penceresiz ve kapısız inşaatta kalıyor. Yemeğe ve içmeye bir şeyleri olmadıkları gibi aynı zamanda kalacak bir yerleri de olmayan aileye sağlık ekipleri sahip çıktı. Gönüllü bir insan sağlık örgütü tarafından Afgan aileye gıda ve battaniye yardımı yapıldı.


Gıda ve battaniye yardımının ardından Afgan ailenin durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirildi. İnşaata gelen sağlık ekipleri, 6 aylık hamile Zehra Caferi'yi sağlık kontrolünden geçirdi. Burada yapılan kontrollerin ardından hamile kadın kontrol amaçlı olarak Ayvacık Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

ACIMASIZ MÜDAHALE

Darp edilip kafasından yaralanan bir göçmen Kayseri'den sınıra geldiğini ifade ederek, "Avrupa'ya gitmek için buraya geldim. Sınıra gittim Yunan askeri gaz attı. Kafama geldi kapsüller" dedi.


Avrupa'ya gitmek isterken darp edilen İranlı bir diğer göçmen ise, "Sınır kapıları açılınca buraya geldim. 16 kişi geldik buraya. Burada bekliyoruz şu ana kadar kapıları açmadılar. Arkadaşlarım yaralandı. Girmek istedik ama çok fazla polis var Yunan sınırında. Çok sert müdahalelerde bulunuldu" diye konuştu.


13 yaşındaki Aliye Tajik, tüm eşyaları alınıp hapishaneye atıldıklarını ve bir damla su bile vermediklerini söyledi.

Aliye Tajik yaptığı konuşmasında, "Bizi arabaya soktular. Arabaya koyduktan sonra çantamızı her şeyimizi aldılar. Biz verecekler zannettik. Bizi uzaklara götürdüler. Kalemimi de vermediler. Ben İngilizce söylemeye çalıştım ama yine vermediler. Su istedim yine vermediler. 2-3 saat boyunca hapishanede kaldık. Bir damla su bile vermediler. Kuzenim hastalandı. Kapıyı açmadılar. Her yer pislik içerisinde kalemimi dahi vermediler. O derece benciller" dedi.

Sonraki Haber