Vicdanları neden sömürüyorlar?

İstanbul başta olmak üzere birçok kentte artan dilenci sayısı dikkat çekiyor. Vatandaşların duygularını istismar edenlerin yaşamına ışık tutan ve dilenciliğe giden süreci anlatan akademik çalışma ise ilginç bilgiler içeriyor.

Son Güncelleme:

Sayıları her geçen gün artan dilenciler, yaşam mücadelesi verirken, ortaya tartışma yaratan görüntüler de çıkıyor. Dilencilerin birçoğu kış aylarında adeta yalın ayak dilenirken, yaşı biraz büyük olanlar ise müzik çalarak ya da kağıt mendil satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Birçok kadın dilenci ise kucağında çocuğu ile bu yöntemi tercih ediyor. Öte yandan sık sık yapılan operasyonlarda yakalanan dilencilerin üzerinden yüklü miktarda para çıkması vatandaşların tepkilerine neden oluyor. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte artan dilenci sorununa karşı Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Aslıcan Kalfa Topateş ise ilginç bir araştırmaya imza atarak, dilencilerin yaşamları ile yaşadıkları zorlukları kaleme aldı. 

İstanbul ve büyükşehirlerde vatandaşların duygu dünyasını sömüren görüntüler ortaya çıkıyor. 

BABA FİGÜRÜ EKSİK

Topateş'in 26 dilenci ile görüşerek yazdığı, 'Dilenciler' isimli kitabında, geçimini bu yolla sağlamaya çalışanların gerçek öykülerine yer verdi. 'Haberglobal.com.tr'ye konuşan Topateş, dilencilerin ailelerinde baba figürünün eksik olduğunu belirterek şunları söyledi: "Çoğu yoksullukla yüzleşmemek için adeta yaşamdan, kendisinden kaçıyor. Dilenmeye karar vermeleri ise onlar için zorlu bir süreç oluyor. Çoğu başlarda bu işe ağlayarak başladığını belirtiyor. Kendilerine 'dilenci' demiyorlar. Kendi aralarında mendil açmak gibi terimler kullanıyorlar."

YAPISAL EŞİTSİZLİK 

"Sosyal hizmet uzmanları dilenen çocuklara palto ve ayakkabı verse de, onlar bir süre sonra bu giysileri çıkartarak yeniden dilenmeye devam ediyorlar. Çünkü, dilenci çocuklar duygu sömürüsü yapmazlarsa kazanamayacaklarını biliyor. Tüm bunlara yol açan durumların başında ise  yapısal eşitsizlik, işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik geliyor. Çoğunun dilenirken kullandığı ses tonu bile aynı. Aslında kimi zorla, kimi başka çaresi olmadığı için dileniyor."

GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL!

Dilencilere karşı oluşan bazı yanlış algılara da değinen Topateş, "Anne olanları kolayca etiketliyoruz. Birçoğumuz, anne olan dilencilere bakıp, 'çocuklarını kullanıyorlar' diyoruz. Ancak dilenen kadınları yargılamıyorum. Çoğunun eşi ortalıkta yok ya da çalışmıyor. Çocuklarını araçsallaştırmak zorunda kalanların bir kısmı, 'bırakacak kimsem yok' diyor.  Birçok kadın karınlarını zor doyuruyor. Ailedeki erkek figürü ise ya cezaevinde, ya kayıp ya da yeterli geliri yok. Hatta birçoğunun okuma yazması bile yok. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Bunu romantize ya da idealize etmek anlamında demiyorum" diye konuşuyor. 

Dilendirilen çocuklar, eğitim hayatından geri kalırken, sokaklarda risk altında bulunuyorlar. 

DIŞLANIYORLAR

"Dilenmeye mecburlar mı, zorla mı dilendiriliyorlar?" sorumuzu da yanıtlayan Topateş şunları söylüyor:

"Eşi iş kazası geçiren kadınlar var. Bu kadınlar, sigortasız çalıştırılıp yoklukla mücadele ediyor.  Evlere temizliğe gitmek de sınıfsal. Dilenciliğin bir de kentsel boyutu var, siz derme çatma bir evde, bir mahallede yaşarsanız otomatik olarak çoğu şeyden de dışlanıyorsunuz ve kendinize çalışmanızı sağlayacak kanallar bulamıyorsunuz. Kadınlar ise genelde mahallede birbirlerinden gördüklerini kopyalıyorlar. Evlerindeki işleri bitirdikten sonra kendilerini ya da çocuklarıyla birlikte yollara düşenler de var. Dilencilik bir süre sonra bazı mahallelerde kadın etkinliğine dönüşmüş oluyor."

Dilenciler çoğu zaman kendilerine mıntıka belirleyip, söz konusu bu mıntıkalarda el açıyorlar. 

ÇOCUKLARINA YABANCILAR

"Görüştüğüm dilenci kadınların en büyük hayali evlatlarına güzel bir gelecek kurmak. Çoğu 'bizden geçti, çocuklarımız kendilerini kurtarsın' düşüncesinde. Bazısı ise koşullu annelik yapıyor. Yani anne, çocuktan emeğinin karşılığını vermesini bekliyor. Çok sayıda çocuk sahibi olanlar ise çocuklarına yabancılaşmış olabiliyor. Bizim kafamızdaki kutsal annelik kavramı onlar için geçerli olmayabiliyor. Çocukların ise hayallerinde genelde doktor ya da öğretmen olma düşüncesi bulunuyor."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber