Türkiye'ye Kayıp Zarar Fonu

Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi, iklim değişikliğinde olumsuz katkısı olmadığı halde zarar gören ülkeler için yıllık 100 milyar dolarlık fon ayıracak. İklim konusunda Avrupa’nın en kırılgan ülkesi olan Türkiye fonun yönetiminde yer almaya aday.

Son Güncelleme:

Küresel iklim değişikliği her geçen gün boyutlanırken, dünyada devam eden adaletsizliklerin arasına “küresel iklim adaletsizliği” de eklendi. İnsan faktörünün belirleyici olduğu iklim değişikliğinde; gelişmiş ülkeler sorumluluk açısından öne çıkıyor ancak gelişmekte olan ülkelerle yoksul ülkeler sorumlulukları olmadığı halde dezavantajlı konumdalar. Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alan Türkiye de iklim değişikliği konusunda kırılgan grupta yer alıyor. Türkiye’nin bu durumu Avrupa genelindeki araştırmalarda açıkça ortaya konuyor.

100 MİLYAR DOLAR

Tam adıyla “UNFCCC 28. Taraflar Konferansı (COP28)” iklim değişikliğine karşı kırılgan grupta yer alan ülkelerin kayıp ve zararının tazmini için kurulacak Kayıp Zarar Fonu’nun 2030’a kadar yıllık en az 100 milyar dolar olması konusunda fikir birliğine vardı. Türkiye de bu fonun hem yönetiminde yer almak hem de Paris Şartı’nın gereklerini yerine getiren bir ülke olarak iklimden kaynaklı zararını karşılamak için fondan yararlanmak istiyor.

Türkiye kuraklığın yanı sıra özellikle kuzey bölgelerinde sellerden de olumsuz etkileniyor. 

TÜRKİYE TALEP ETTİ

Türkiye’nin İkim Değişikliği Başmüzakerecisi Fatma Varank, iklim zirvesinin ardından yaptığı açıklamada Türkiye’nin bilimsel veriler doğrultusunda, Kayıp Zarar Fonu’nda yer almak için öngörülen kriterlere uyduğunu belirtti. Türkiye’nin “özellikle kırılgan” kategoride yer aldığını hatırlatan Varank; Türkiye’nin tutumunu açıkça ortaya koyarken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de 26 üyeli fonda Türkiye’nin mutlaka yer alması gerektiğini bildirdi.

EN KIRILGAN GRUPTAYIZ

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC), geçtiğimiz yılı kapsayan "İklim Değişikliği: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık" raporuna göre, Türkiye aşırı hava olaylarına karşı Avrupa'nın en kırılgan ülkesi konumunda. Mevcut iklim sorunlarının devam etmesi durumunda Türkiye taşkınlar, kuraklık, sel ve toprak kayıplarıyla kırılgan ülke konumunu sürdürebilir.

ÖLÜMLER ARTACAK

Avrupa’da aşırı sıcaklar sonucu gerçekleşen ölüm sayısının 2050 yılına gelindiğinde 30 bine yükselmesi öngörülüyor. Bu rakam bugün 2 bin 700’ler olarak telaffuz ediliyor. Vakaların büyük bir bölümü ise Avrupa’nın, Türkiye’nin de dahil olduğu bölümünde gerçekleşiyor. Yüksek sıcaklıklar hastalıklar sonucu hastaneye sevk edilme rakamlarında artış getirmesi beklenirken, bu da sağlık sistemleri üzerinde fazladan yük oluşması anlamına geliyor.

Türkiye Avrupa ülkeleri arasında iklim değişikliğinde "en kırılgan ülke" konumunda. 

SU ÜRÜNLERİ AZALACAK

Yapılan analizlere göre deniz suyu sıcaklıklarındaki artış da Türkiye’de balıkçılık sektörünü son derece olumsuz etkileyecek. Balık türlerinin yaklaşık yüzde 10’u kaybedilecek. 2060’a kadar Akdeniz’de bu oran yüzde 20’ye yükselecek. Karadeniz’de de yüksek sıcaklıklar, birçok bölgede denizin oksijen seviyesini azaltacak.

TARIM ALANLARI TEHLİKEDE

Türkiye’nin yağış rejiminde öngörülen değişim ve artan hava sıcaklığı erozyona neden olacak. Özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yer alan tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 30’u tehdit altında. Rapora göre, iklim değişikliği nedeniyle kuraklıkların sıklığı ve yoğunluğu artacak. Akdeniz bölgesindeki nüfusun yaklaşık yüzde 54’ünün farklı ölçeklerde su kıtlığı yaşayacağı öngörülüyor. Tarım alanlarının etkilenmesi gıda zincirini de olumsuz etkileyecek. Gıda fiyatları kaçınılmaz olarak artacak.

GIDAYA ERİŞİM ZORLAŞACAK

Artan su ihtiyacı ve daha da sıcak hale gelen iklim özellikle Akdeniz Bölgesi’ndeki yeraltı su rezervlerini tamamen tükenebilir. İklim değişikliğinin, uluslararası tedarik zincirlerinde yarattığı olumsuz etki, Türkiye’de ürünlere erişimi zorlaştıracak.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber