Türkiye'nin içi yanıyor! Yangından sonra ise başka bir mücadele bizi bekliyor
Türkiye'nin sadece ciğerleri değil yüreği de yanıyor. Onlarca hektarlık ormanlık alanımız kül oldu, vatandaşlarımız hayatını kaybetti. İklim değişikliği gerçeğini yakından yaşayan Türkiye için bu yangınların başka bir anlamı da var...
Türkiye’nin ciğerleri yanıyor. 28-29 Temmuz’da 21 ilde toplam 63 orman yangını meydana geldi. Yangınların neden çıktığı henüz bilinmiyor. Olağanüstü hava koşulları sebebiyle ormanlar da kurudu ve tutuşmaya hazır bir hale gelmişti.
Bu yangınlar elbet kontrol altına alınacak, umuyoruz ki daha fazla can ve doğa kaybına neden olmadan dururlar. Ormanlar kalktıktan sonra büyük bir fidan kampanyası başlatılsa bile yangının çıktığı bölgelerin iklimi ciddi şekilde etkilenecek.
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor İhsan Bulut’a göre yanan ormanların ardından bölgelerde atmosfere daha fazla karbondioksit gazı yayılıyor. Böylece sera gazı etkisi artıyor. Alandaki endemik bitki türleri bir daha ortaya çıkamamak üzere yok oluyor. Aynı zamanda biyolojik zenginliğe de büyük bir darbe indiriliyor.
'BİYOLOJİK AÇIDAN HASSAS'
Bulut, “Akdeniz ve Ege Bölgesi endemik bitkiler açısından da önemli. Günümüz iklim koşullarında gelişmeyen, geçmişin iklim koşullarının bize armağanı olarak bölgelerimizde yaşayan 60-70 milyon yıl öncesinin ağaçları var. Biyolojik açıdan hassas bölgeler" diyor.
Bir bölgedeki ormanların yok olması aynı zamanda o bölgede hissedilen sıcaklığın yükselmesine neden oluyor. Dr. Tuba Sarıgül orman yangınları sonucu ısı ve kimyasal gazların güneş tarafından soğurulduğunu bu kimyasal gazların dünyanın ortalama ısısını artırdığını söylüyor.
Ormanlık alanların artmasıyla artan küresel ısı dünyanın daha kurak bir yer olmasına sebep oluyor.
2000’li yılların başlarında dünyada 8 milyar hektarlık ormanlık alan varken son verilere göre bu alan 3.2 milyar hektara kadar indi.
EN FAZLA ORMAN ANTALYA'DA
Antalya Türkiye’de en fazla ormanlık alan olan il. Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre il sınırları içerisinde 1 milyon 146 bin 62 hektarlık ormanlık alan bulunuyor. Antalya aynı zamanda Türkiye’nin en sıcak bölgelerinden biri. Manavgat’taki orman yangınlarının kentin iklimini de bozucu bir etki yapması bekleniyor.
Orman yangınları ile etkisini daha fazla gösteren küresel ısınmanın etkisiyle 1960-1990 arası dönemde Türkiye’de kışın hava sıcaklıkları ortalama 4 derece yazın ise 6 derece arttı, ayrıca kış yağışlarında azalmalar görüldü.
2011 yılında yayımlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı’na göre Türkiye’de önümüzdeki yıllarda ortalama sıcaklıkların 2.5-4 derece arasında artması bekleniyor. Türkiye'nin yakın gelecekte daha sıcak daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklime kavuşması bekleniyor.
TEKİRDAĞ'DAKİ ORMAN VARLIĞI KADAR ALAN YANDI
2005-2016 yılları arasındaki 12 yıllık dönem incelendiğinde 28 bin orman yangını meydana gelmiş burada 99 bin 600 hektarlık orman (Neredeyse Tekirdağ’daki orman varlığının tamamı) alanı yandı.
Devletin resmi tanımına göre hava sıcaklığının 40 derecenin üzerinde olduğu ve bağıl nemin yüzde 20’nin altında olduğu hava koşulları orman yangınları için ideal bir ortam oluşturuyor.
NİSAN AYINDAN BİR UYARI...
Bu yılın nisan ayında 2021’in Türkiye için iklim değişikliği açısından zor geçeceğini söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Deniz Demirhan, “2021 yılı yaz döneminde de ani gelişen ısı dalgaları, yaşlıları, çocukları, şeker ve kalp rahatsızlığı olanların sağlığını tehlikeye sokabilir” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Türkiye yıllardır iklim değişikliği ile ilgili olarak strateji ve eylem planları hazırlıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Türkiye İklim Değişikliği Stratejisi 2010-2023 raporuna göre tarımsal kuraklık ile etkin mücadele edilecek, iklim değişikliğinden kaynaklanan hayvansal hastalıklar engellenecek, sıcaklıkların artmasına bağlı olarak ormanlardaki mantar ve benzeri zararlıların yaygınlaşması kontrol altına alınacaktı.
KYOTO PROTOKOLÜ
Türkiye 191 ülke ve Avrupa Birliği’nin de tarafı olduğu Kyoto Protokolü’nü 2009 yılında imzaladı. Protokolün temel amacı dünyada sera gazı emisyonunu azaltmaktı. Türkiye protokolün Ek-B listesine dahil edilmediği için sayısallaştırılmış emisyon sınırlandırma taahhüdü vermedi.
Kaynaklar: Ormancılar Derneği, AA, Orman Genel Müdürlüğü, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TRT Haber, Dışişleri Bakanlığı