Turgut Özal'ın son 24 saati, açılan bir mezar ve konuşulanlar...
Türkiye'de siyaseti pek çok açıdan yeniden tanımlamış olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün bugün 30. yılı. Özal'ın son 24 saatinde neler yaşandı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal nev-i şahsına münhasır bir politikacıydı. Cumhurbaşkanlığı döneminde aktif siyasetle ilgilenmiş, şortla askeri birlik denetlemiş, zaman zaman da toplumda tabu olarak kabul edilen konulara cesurca giriş yapmıştı.
Siyaset sahnesine büyük çıkışı 12 Eylül döneminde olmuş, 12 Eylül yönetiminin ekonomi politikalarının yönetilmesinde aktif rol oynamıştı. Dünyayı bilir, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki sistemi çok iyi izlerdi. Ayrıca baba Bush ile sıkı bir dostluğu da vardı.
Özal, 17 Nisan 1993 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı görevi sırasında ani bir şekilde hayatını kaybetti. Bugün ölümünün 30. yıl dönümü. Özal’ın hayatını kaybetmesi, Türk siyasetinde pek çok insan hatta ailesi için bugün bazı karanlık noktalar barındırıyor. 2012 yılında Devlet Denetleme Kurulu(DDK) Özal’ın son 24 saatini bir canlandırma eşliğinde yeniden ele almıştı.
DOKTORU VARLI: KALP KRİZİ
8. Cumhurbaşkanı’nın hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak savcılık da 2010 yılında bir soruşturma başlatmış, Özal’a son müdahaleyi yapan doktorlar Hilmi Özkutlu, Kubilay Varlı ve Celal Çeliktaşar ifade vermişti. Kubilay Varlı ifade sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada tıbbi olarak Özal’ın zehirlenip zehirlenmediğinin tespit edilemediğini söylemişti. Varlı, kendi tıbbi görüşüne göre bütün olayın bir kalp krizi olduğunu söyledi. Doktor o gün ölümün sebebine ilişkin bir şüphesi olmadığını da açıklamıştı.
Devlet Denetleme Kurulu ise Özal’ın ölümüne ilişkin yaptığı araştırmada kullandığı ilaçların listesini çıkardı, bu ilaçları günün hangi aralıklarında kullandığına baktı. Ölümünden önce ABD, Houston’da geçirdiği kalp ameliyatını sıkıca inceledi. Ölümünden bir gün önce katıldığı sergide kendisine ikram edilen meyve suyu ve Orta Asya gezisindeki beslenme programı da didik didik edildi.
Çalışma sırasında DDK, Özal'ın öldüğü gün Köşk'te doktor ve hemşirenin izinli olması, ambulansın çalıştırılamaması, müdahale ve sağlık yardım setinin bulunamaması, vefatından sonra da kan örneğinin bulunamaması gibi aksilikler de göz önünde bulundurdu. 2 Ekim 2012 tarihinde Özal’ın mezarı açıldı. Ancak yeniden yapılan otopsi sonucunda da zehir tespit edilemedi.
KARTAL DEMİRAĞ'I AFFETTİ
Turgut Özal’a 1988 tarihinde bir suikast girişiminde de bulunulmuştu. Özal'a 12 metre öteden saat 12.15'te iki el ateş eden Kartal Demirağ, Turgut Özal'ı sağ elinden yaraladı. Saldırı sonrası etrafa rastgele ateş açan korumalar ise 18 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Yaralananlar arasında Bakan İmren Aykut da vardı. Önce ölüm cezasına çarptırılan, ardından cezası 20 yıla indirilen Kartal Demirağ'ı Özal, Cumhurbaşkanlığı döneminde affetti.
Merhum Turgut Özal’ın eşi Semra Özal, Cumhurbaşkanı’nın son gününü önceki yıl şöyle anlattı:
"O son gün ben kahvaltı hazırlıyordum, o da spor yaparken birden düştü, geldiler apar topar araca aldılar, gerekli müdahale yapılamadı. Ambulans beklenmedi, arabaya kondu. Bahçede bir ambulans vardı ama mostralık (göstermelik) duruyordu. Ne şoförü vardı ne de çalışıyordu. Hastanede gerekli müdahalenin yapıldığını da sanmıyorum. Hatta 'Özal geliyor' denince ziyarete geldiğini sanmışlar. Ben de arkadan araba ile takip ettim. Evde bir doktor olsaydı, düştüğü anda müdahale edebilseydi belki kurtarılabilirdi."
ÖZAL’IN RAHATSIZLIĞI NEYDİ?
Özal’ın kalbindeki rahatsızlık 1970 yılında ortaya çıkmış, 1987 yılında ise ABD’de baypass ameliyatı geçirmişti. Özal, ameliyat olma kararını nasıl aldığını şu sözlerle anlatıyordu:
“Bir karar vermiştim, eğer ben bir hizmet yapmak istiyorsam bunu sağlam yapmam gerekiyor.”
Özal’ın ameliyatından sonra yemesine içmesine dikkat etmesi gerekiyor, kalbini fazla yormaması öğütleniyordu.
Özal’ın bu önerilere pek fazla dikkat ettiği söylenemezdi. Özal bu sağlık koşulları altında çıktığı Türki Cumhuriyetler gezisinden 15 Nisan 1993 tarihinde döndü. Gazeteci Cengiz Çandar ölümünden iki gün önce döndüğü bu gezide Özal’ı çok yorgun gördüğünü şu sözlerle anlatacaktı:
“Daha önce (yorgunluktan) bu gezideki gibi şikayetçi olduğunu işitmedik.”
Kaynaklar: AA, 32. Gün, Sabah, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel