Herkes TÜFE'yi konuşuyor ama bu işin bir de ÜFE'si var!

Ekonomi sıcak gündemdeki yerini koruyor. Vatandaşın gözü TÜFE'de (tüketici enflasyonu) ama bir de çarşı pazardaki fiyatları artıracak üretim maliyetleri var (ÜFE). ÜFE yüzde 30'u aştı. Bu vatandaş için ne demek? İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez ve Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy ile konuştuk.

Son Güncelleme:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), vatandaşın çarşı pazarda aldığı ürünlerin fiyatlarındaki değişimi gösteren Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) mart ayında yıllık yüzde 16.19'a çıktığını duyurdu. TÜİK'e göre enflasyon üst üste 6. ayında da yükseldi ve 2019 Temmuz'dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Bunda, mart ayındaki ekonomik açılmanın etkisiyle hizmet fiyatlarındaki artışın etkili olduğu belirtiliyor.

Ancak TÜİK'in aynı gün açıkladığı bir başka veri daha vardı ki, tüketicinin satın aldığı malların fiyatlarının nasıl değişeceğinin sinyalini veriyor. Bu veri ise Yİ-ÜFE. Yani Yurt İçi Üretici Fiyatları Endeksi. Yİ-ÜFE, üreticilerin yurt içinde sattıkları sanayi ürünlerinin maliyetlerindeki aylık ve yıllık artışları değişimi ölçen bir endeks.

Peki Yİ-ÜFE mart ayında ne oldu? TÜİK'e göre, yurt içi üretici fiyatlarındaki aylık artış yüzde 4.13, yıllık artış ise yüzde 31.2 oldu. Bu, ekonomistler tarafından "üretici fiyatlarının koşar adım artmayı sürdürdüğünü gösteriyor" şeklinde yorumlandı.

Üretimdeki maliyet artışı yüzde 31'leri bulmuşken, tüketiciye yansıyan enflasyonun yüzde 16'da kalması bize ilerleyen aylara yönelik bazı işaretler veriyor. Tüm bunları nedenleri ve olası sonuçlarıyla Haberglobal.com.tr okurları için Eski Hazine Müsteşarı ve İktisatçı Mahfi Eğilmez ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy ile konuştuk.

Eski Hazine Müsteşarı ve İktisatçı Mahfi Eğilmez.

YENİ ZAMLAR KAPIDA MI?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, TÜFE ve Yİ-ÜFE'nin biri üretici diğeri tüketici bazlı hesaplar olduğunu ancak değerlerinin birbirine yakın olması gerektiğini anımsatıyor ve aralarındaki makasın açılmasındaki tehlikeye dikkat çekiyor.

Türkiye'nin üretmek için çoğunlukla ithal girdi kullandığını, bu yüzden üretici maliyetlerinin kurdaki artıştan çok fazla etkilendiğini anlatan Eğilmez, "Kurdaki en ufak bir değişiklik, üretici fiyatlarını hemen etkiliyor. Türk Lirası'na baktığımız zaman, sepet kura göre asgari yüzde 30'a yakın bir değer kaybı olduğunu görüyoruz. Bu aynen ÜFE'ye yansımış. Ancak TÜFE'ye henüz yansımadı" diyor.

Bunun nedenini "TÜFE'ye giren birçok mal ve hizmetin bir kısmı yurt içinde üretildiği için kur bu endekste ÜFE kadar etki yapmıyor" şeklinde açıklayan Eğilmez, "Etkisi daha gecikmeli olur ama mutlaka olur" diye konuştu.

"Ama nereden bakarsanız bakın aradaki farkın büyük olması demek, bir sonra sonra ya ÜFE düşecek demek ya da TÜFE yükselecek demek" diyen Eğilmez, şöyle devam etti: "Yani tüketiciye yansımamış zamlar var. Bir şekilde bir yerde buluşacak bu endeks. Hiçbir zaman bu kadar büyük farkla gitmiyorlar. Böyle gitmesi mümkün değil. Yansıtılmazsa bu kez üretici batar. Tüketiciye ucuz verilen ürünler stoktaki ürünler olabilir. Ama stoktaki ürünler de bitince kurun etkisi belirgin olacak ve fiyatlar yükselecek."

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy.

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, TÜFE ile Yİ-TÜFE arasındaki farkın, üreticinin maliyetlerini tam anlamıyla fiyatlara yansıtmadığı/yansıtamadığını gösteren en önemli özellik olduğuna vurgu yapıyor.

Ulusoy, "Döviz kurundaki artış Türkiye ekonomisinde maliyet artışı yaratarak TÜFE'yi artırmaktadır. Temel olarak Yİ-TÜFE oranı düşerken, TÜFE yükselerek arada bir oranda buluşurken, bazı durumlarda ise her ikisinin de artarak aradaki mesafenin azaldığı durumları da tecrübe etmek olasıdır. Ben ikinci senaryonun olasılığını daha fazla görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Yüksek enflasyonun daha da hızlanmasından sonra, kalıcı ve yapışkan bir enflasyon sürecine girildiğine belirten Ulusoy, şöyle devam etti: "2018 döviz krizinin Covid-19 sağlık krizi ile ortak etkisinin günümüzde daha yoğun olarak kendini enflasyon oranında gösterdiğini söyleyebiliriz."

Haber Global Ekonomi Müdürü Murat Üzel, Mart ayı enflasyon rakamlarını şöyle değerlendirmişti?

ŞAMPİYON KARNABAHAR 

Öte yandan, Mart 2021 dönemindeki enflasyon verilerinde şu veriler dikkat çekti:

 • TÜFE endeksinde kapsanan 415 maddeden, 93 maddenin ortalama fiyatında düşüş, 287 maddede artış yaşandı. 35 maddenin fiyatında ise değişim olmadı.

 • Ana harcama grupları açısından aylık fiyat hareketlerine bakıldığında en yüksek artış yüzde 3.7 ile sağlıkta oldu. Bunu yüzde 2.77 ile eğitim, yüzde 2.6 ile lokanta ve otel izledi. Ayrıca en büyük ana harcama grubu olan gıdadaki yüzde 1.13’lük artış da dikkat çekti.

 • Mart ayındaki aylık artışlara mal ve hizmet bazında bakınca en yüksek artışın yüzde 61.04 ile karnabaharda olduğu görülüyor. Bu ürünü yüzde 27.88 ile sivribiber, yüzde 9.79 ile tavuk eti izledi.

 • Kişisel bakım ürünlerindeki artışlar da dikkat çekti. Tıraş malzemeleri fiyatları yüzde 8.52, saç bakım ürünleri fiyatları yüzde 6.81 arttı.

 •  Aylık bazda en çok düşüş ise yüzde 17.3 ile kabakta. Bu ürünü de yüzde 17.08 ile salatalık ve yüzde 15.55 ile kıvırcık izledi.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber