Tıp fakültesi öğrencileri ne istiyor? 'Yine de seçerdim ama bazen düşünüyorum...'
Koronavirüs sağlık sistemini yıpratırken üstüne doktorlara şiddet olaylarının artması ve hayat pahalılığı genç doktor adaylarının geleceklerini yurt dışında aramalarına neden oldu. Almanca öğrenmek isteyen genç hekim adaylarının sayısı artarken bazıları ise ailevi sebeplerden yurt dışını düşünmüyor.
Sağlık çalışanlarına şiddet olayları rutin gelişmeler arasında yerini aldı. Doktorların 36 saat süren nöbet süreleri, yurt dışına gitmek için Almanca öğrenme sırasındaki doktorlar son derece dikkat çekiyor. Türk Tabipler Birliği’nin verine göre; 2012 yılında sadece 59 doktor yurt dışında çalışmaya giderken, 2021’de bu sayı 1.361 odu.
Peki bütün bu gelişmeleri ders kitaplarının arasından izleyen veya stajyer hekimlik yapan doktorlar ne düşünüyor? Bazıları önceden Tıpta Uzmanlık Sınavı'na çalışan öğrenciler, şimdi yurt dışına gitmek için dil öğreniyorlar.
'ÇALIŞANLARIN DURUMUNU YAKINDAN GÖRDÜM'
Stajyer doktorluk yapan Maşite Solmaz sağlık çalışanlarının durumunu yakından gördükten sonra endişeli olduğunu aktarıyor. Solmaz, "Şiddet olayları artık konuşuluyor olması bile doğru değil" ifadelerini kullandı.
Solmaz yine de tekrar seçme şansı olsa yine tıp öğrencisi olmak istediğini belirtiyor ama bazen şöyle düşündüğünü de anlatıyor: Yolun en başında olsaydım bu bölümü seçmezdim. Hukuk seçerdim. Saygınlığımı kazanacağım bir bölümü seçerdim diye düşünüyorum.
Anlayacağınız genç hekim adayının kafası karışık. Doktorlara saygı duyulmadığını söyleyen Solmaz, “İstisnalar vardır ancak totale vurduğumuzda sanki bize bir şey yapmak zorundayız gibi davranan insanlar var” diyor.
'AİLEVİ DURUMUM OLMASAYDI...'
Solmaz şu an ailevi sebeplerinden dolayı Almanya’ya gitmeyi düşünmediğini, söylerken, “Ailevi bir durumum olmasa hemen Almanca öğrenip kesinlikle Almanya’ya gitme planları yapardım” diyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Necmi Çakar yurt dışında hem daha iyi bir hayat süreceğini hem de iş yükünün daha az olacağını söylüyor. Çakar boş zamanlarında Almanca çalışmaya başlamış. Eğer mesleki şartlar düzelmezse Almanya’ya gitmeyi düşünüyor.
Çakar, bazen bölümü bırakıp başka bir bölüm okumayı düşündüğünü o zaman da “Bu bölümü bırakıp başka bölüm okuyabilirim elbette ama o zamanda iş garantim olmayacak” diye iç geçirdiğini anlatıyor. Tıp fakültesi son sınıf öğrencisi Necmi Çakar iş garantisi ve biraz da geleceği belli olmasından dolayı bu mesleği seçtiğini söylüyor.
'OĞLUM DİKKATLİ OL, ALTTAN AL'
Türkiye’de kalırsa plastik cerrahi alanında ilerlemek istediğini söyleyen Çakar, bütün cerrahi bölümlerin ayda 15 nöbet ile işe başladığını anlatıyor. Yurt dışına gitme kararında ailesinin kendisine destek olduğunu söyleyen son sınıf öğrencisi, sağlıkta şiddet gibi olaylar evde gündeme geldiğinde ailesinin tedirgin olduğunu söylüyor. Çakar, "Ailemle konuştuğumuz zaman, 'Oğlum dikkatli ol, sakin ol, alttan al' diyorlar. Yurt dışına gitmek istediğimi söyleyince, 'Onun için daha çok çalış, elinden geleni yap. Biz seni destekliyoruz' diyorlar" ifadelerini kullandı.
Çakar 11 kişilik staj grubundaki herkesin yurt dışına gitmek için hazır olduğunu ancak bazılarının ailevi sebeplerden buna hazırlanamadığını söyledi.
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Ahmet Çiçek mezun olduktan sonra Türkiye’de çalışmak istemiyor. Çiçek, "Çok farklı beklentilerle tıp fakültesine girdim. Okuyunca her şey hallolacakmış gibiydi. Ama öyle olmadı gittikçe zorlaştı." diye konuştu. Ahmet Çiçek meslekten soğumuş olmasının sebepleri arasında mobbing ve hak edilenin alınamamasını gösteriyor.
'ELDEKİ İYİ DOKTORLAR DAHA KIYMETE BİNDİ'
Çiçek farklı bir soruna da dikkat çekiyor. Kendisine göre kalifiye pek çok doktor Türkiye’den ayrıldığı için eldeki iyi doktorlar daha fazla kıymete bindi. Ahmet Çiçek, “Öğretim görevlisi doktorlar kendilerini hastaneye muhtaç hissetmiyorlar hastane onlara muhtaçmış gibi hissettikleri için bizimle de çok ilgilenmiyorlar" demekte.
Peki hocalar ne düşünüyor? İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek özellikle sağlıkta şiddet olaylarının genç doktor adaylarının moralini bozduğunu söyledi. Tükek koronavirüsün sağlık camiası üzerinde yıpratıcı bir etkisi olduğunu belirtirken özlük haklarında bir düzenleme olmamasının da sıkıntı olduğunu aktarıyor.
'BÜTÜN PARTİLER ÜZERİNDE DÜŞÜNMELİ'
Tükek’e göre; hekimlik mesleği en kısa zamanda hak ettiği yeri almalı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı, “Bütün partilerin bunun üzerinde düşünüp sağlıkta şiddet gibi olumsuz olayların ortadan kaldırılacağı çarelerin üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özlük haklarındaki iyileşmeyle birlikte hekimlik mesleğinin hak ettiği yerini alması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullanıyor.
Kaynak: Web Özel