TBMM Başkanı Şentop'tan Boğaziçi Üniversitesi açıklaması: Burada başka bir tablo var

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayları değerlendiren TBMM Başkanı Mustafa Şentop "Burada başka bir tablo var. Başka bir hazırlığın ipuçları görülüyor, seziliyor. Buna devlet müsaade etmez" dedi.

Son Güncelleme:

Şentop, Ülke TV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

YENİ ANAYASA TARTIŞMASI 

Şentop, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Yeni anayasaya ihtiyaç var." açıklaması ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin buna destek vermesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, 1982 Anayasası'nın, yapım sürecinden itibaren tartışılan ve bizzat darbecilerin yaptığı anayasa olduğunu, kabul edildiği dönemde milletin demokratik hayata dönüş için bu düzenlemeyi gerekli gördüğünü anlattı.

Anayasanın darbe gölgesinden kurtarılması gerektiğini belirten Şentop, öte yandan yapılan birçok değişiklik sebebiyle maddeler arasında uyumsuzluklar görüldüğünü söyledi.

Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin değiştirilmesini isteyen siyasetçiler bulunduğunu dile getirerek, "(Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim.) şeklinde tartışmalar, aslında bir anayasa değişikliği tartışması. Bunu tartışıyor." şeklinde konuştu.

2011 yılında oluşturulan uzlaşma komisyonunun yeni anayasa için görüş topladığını söyleyen Şentop, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çalışma sonunda mutabık kalınan 60 maddenin geçirilmesini istediğini aktardı. Mustafa Şentop, "Baştan 'Evet.' dediler fakat sonra caydılar nedense, bilemiyorum. 'Hayır' dediler." ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Şentop, yeni anayasa konusunda iktidar ile muhalefet arasında nasıl bir uzlaşma sağlanabileceğine ilişkin soruyu yanıtlarken geçmiş örneklerde de olduğu gibi bazı siyasi partilerin anayasa görüşmeleri için ön şart getirdiklerini, bu durumda anlaşmanın mümkün olmadığını söyledi.

"Olmayacak bir şeye heves etmeyelim. Tam mutabakatla anayasa yapabilmek mümkün değil." diyen Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada mutabık kalınacak yönler, mutabık kalınamayacak yönler var. Kanaatim, mutabık kalınacak konular kolaylıkla halledilebilir. Hatta bunlar için referanduma bile gerek olmaz. Millet zaten o yetkiyi vermiş. Belli sayısal çoğunluğu bulursanız anayasa yapma yetkisi vermiş. Bu yapılabilir. Anlaşılamayan konular işin sahibine, millete götürülebilir. 'Anlaşmazlığı millet gidersin.' denilebilir. Yeni anayasa bir ütopya, erişilmez bir şey değildir. Bu, gerçekleşebilir bir şeydir, yeter ki iyi niyetle olsun, yapma konusundaki irade olsun."

TBMM Başkanı Şentop, "Yeni anayasa için kurucu meclis gereklidir." şeklindeki söylemlerin anımsatılması üzerine, "Aslında tersi doğrudur. Anayasayı yapan meclis, kurucu meclistir. Bir meclisin kurucu meclis olup olmadığını anayasa yaptığı zaman görüyoruz. Yaptığı zaman bu sıfatı alıyor. Kurucu meclis olduğu için anayasa yapmıyor. O bakımdan bu tartışma abes. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan tartışması gibidir." dedi.

Şentop, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Sıfırdan bir anayasa yapmak gibi bir iddiaysa bu, o zaman ikinci cumhuriyetin kuruluşu anlamını taşır." sözlerini değerlendirirken "Cumhuriyetleri numaralandırmak, Fransa adetidir. Fransızlar 5. cumhuriyetteler." ifadelerini kullandı.

Mustafa Şentop, "Bu, 1924 Anayasası değil ki. Bu, o anayasa olmuş olsa 'Cumhuriyet'in temel anayasasını değiştiriyorsunuz.' der. Bunu değiştirmiş zaten 61'de darbeciler, 82'de bir daha değiştirmişler. Aslında belki bu anayasa, bu anlamda Cumhuriyet'in kuruluşundaki temel anlayışlara, felsefeye dönüşe imkan verir. Şu anki felsefe, darbecilerin ortaya koyduğu bir paradigma, felsefe." değerlendirmelerinde bulundu.

Yeni anayasa konusunda partilerin yaklaşımlarının hatırlatılmasının ardından Meclis Başkanı olarak bu konuda inisiyatif alarak partilerle görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine Şentop, "Bir niyet varsa Meclis Başkanı olarak üzerime düşen ne varsa yaparım." karşılığını verdi.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ OLAYLAR

Boğaziçi Üniversitesindeki olaylara ilişkin Şentop, rektör atamasının ardından protestoların yapıldığını dile getirerek, "Olan biten bundan mı ibarettir? İzmir'de, Ankara Kızılay'da, İstanbul Kadıköy'deki eylemler, Boğaziçi Üniversitesine atanan rektörü beğenmedikleri için yapılan gösteriler olarak izah edilebilir mi?" diye sordu.

Eyleme katılanlardan bir kısmının Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, bir kısmının da hiç öğrenci olmadığının tespit edildiğini anımsatan Şentop, bu kişilerin profesyonel eylemci olduklarını, nerede eylem olursa oraya götürüldüklerini, daha önceki planlamalar içinde rolleri bulunanların olduğunu belirtti.

Şentop, ayrıca söz konusu kişilerden terör örgütleriyle bağlantılı olanların bulunduğunun da açıklandığını kaydetti.

Bütün bu olaylar beraber değerlendirildiğinde meselenin sadece bir rektörü istememek, rektörün atanış şekline karşı çıkmak gibi bir bağlam içinde düşünülmesini engellediğini söyleyen Şentop, "Buradaki mesele biraz daha geniş. Bütün dünyada yavaş yavaş özellikle çevremizde gelişen, Rusya'daki olaylarla beraber birlikte baktığımızda sanki bir süre sonra yapılması düşünülen, beklenen muhtemel olaylar için burada bir eylemlilik çekirdeği oluşturmak, bunu sıcak tutmak gibi bir amaç varmış gibi düşünüyorum çünkü bunu başka türlü izah edebilmek, bunu bir rektör ataması bağlamında izah edebilmek mümkün değil, tüm parametreleri bir araya getirdiğimizde." ifadelerini kullandı.

2000 yılında Samsun'daki üniversiteye yapılan rektör atamasını hatırlatan Şentop, bu dönemde öğretim üyelerince belirlenen ve YÖK tarafından Cumhurbaşkanına gönderilen üç isimden birincinin 297, ikincinin 73, üçüncünün de 71 oy aldığını, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 71 oy alan üçüncü sıradaki kişiyi rektör olarak atadığını dile getirdi.

Yüksek oy alan rektör adayını destekleyen öğretim üyelerinin söz konusu atamaya tepki göstermek için Atatürk anıtına çelenk bırakmak ve basın açıklaması yapmak istediklerini ancak polisin buna müdahale ettiğini söyleyen Şentop, şöyle konuştu:

"100'ün üzerinde öğretim üyesinin bir kısmı cübbeleri yırtılarak, yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmış. Slogan, taşkınlık yok, çelenk koyup açıklama okuyacaklar, buna müsaade edilmemiş. Öğretim üyeleriyle ilgili Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na aykırı davranmaktan dolayı dava açılmış, öğretim üyelerinin tamamı hakkında ayrıca üniversitede soruşturma açılmış. Bu üniversitedeki öğretim üyeleriyle ilgili verilen cezalar var. Yine bazı siyasi partilerin yöneticileri, öğretim üyelerini Samsun'da denize dökeceklerini söylemişler. Öğretim üyelerinin ifadelerini almak için rektörlük makamına verilen yazıda, 'Cumhurbaşkanının Anayasa'nın 130'uncu maddesine göre takdir hakkını kullanarak üniversite rektörlerini atadığı, bu nedenle de protesto edilmesinin suç teşkil ettiği' görüşü savunulmuş. Buna dayanarak ceza verildi öğretim üyelerine."

Şentop, Boğaziçi'ndeki olayların ise rektör atamasıyla yorumlanabilecek parametrelerin dışına çıktığına işaret ederek, "Burada başka bir tablo var. Başka bir hazırlığın ipuçları görülüyor, seziliyor. Buna devlet müsaade etmez." dedi.

Kaynak: AA

Sonraki Haber