Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kayseri'deki olaylara ilişkin açıklama: Fitne teşebbüsleri boşa çıktı
Son dakika haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrasında önemli açıklamalarda bulundu. Kayseri'de bir çocuğun taciz edilmesi sonrasında çıkan olaylara ilişkin konuşan Erdoğan, "Kayseri'de kaos tezgahlandı, fitne teşebbüsleri boşa çıktı" dedi.
Son dakika haberi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine sona erdi. Kabine Toplantısı 2 saat 45 dakika sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı sonrasında önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları:
-Murat Kurum ve Kemal Memişoğlu'na yeni görevlerinde muvaffakiyetler diliyorum. Görevinden affını isteyen her iki arkadaşımızla da yakın temas haline olmaya devam edeceğiz.
-Bayram tatilinin 9 gün olması ve okulların da kapanmasıyla vatandaşlarımız memleketlerine ve tatil yerlerine gönül huzuruyla seyahat etti. Vatandaşlarımızın yolculuklarının güven içinde olmasını temin etmek için uğraşan tüm personelimize teşekkür ediyorum. Vatanın bekası ve güvenliği için yurt içi ve dışında görev yapan askerlerimizin tek tek gözlerinden öpüyorum.
-Bayramda anız ve orman yangınlarıyla sarsıldık. Mardin ve Diyarbakır'da hayatını kaybeden vatandaşlarımız için Allah'tan rahmet diliyorum. Her yaz mevsiminin daha da kurak geçmesi nedeniyle yangın ihmali artıyor. Bölücü örgütün de orman yangınlarını bir terör yöntemi olarak kullandığını biliyoruz.
-Orman yangınlarıyla etkin mücadele konusunda önemli adımlar attık. Bu mücadeleyi 26 uçak, 105 helikopter ve 5 binden fazla kara aracıyla sürdürüyoruz. İHA'ları etkin olarak kullanıyoruz. 14 Bayraktar TB2 ile 24 saat izliyoruz. Yangınlarla mücadelede İHA kullanan 2 ülkeden biriyiz. 25 bin personelimiz ve 122 binden fazla gönüllü çalışıyor.
-Yaz sıcaklarının çok yoğun yaşandığı günlere girdik en ufak bir ihmalin bile büyük zararlara neden olacağını unutmayalım. Önceki ay çiftçilerimizle buluşmamızda Türkiye'nin son 21 yılda nereye geldiğini ortaya koyduk. Hükümetimizin tarım politikalarını eleştirenler bilgiden ziyade önyargı ile hareket ediyor. Tarım konusuna da istismar olarak bakıyorlar. Bunlar seçim meydanlarında dalga konusu yapılacak işler değildir. Biz de tarıma sektörün ciddiyetine ve önemine uygun bir anlayışla yaklaştık.
-Son 21 yılda 1 trilyon 364 milyar tarım desteği verdik. Şu ana kadar 56 milyar yıl sonunda 91,5 milyar olacak.
-Yaş çay alım fiyatının yanında üreticilerimize destekleme ödemeleri verilmesini biz başlattık. Günlük alımlarda kısıtlamayı kaldırıp üreticilerin ÇAY-KUR'un alım fiyatı üzerinde ürün satmasına imkan sağladık.
-Toplam tarımsal desteklerin dörtte biri buğday üreticilerine katkı için kullanıyoruz. Alımla ilgili süreçler titizlikle yürütülüyor. TMO, hububat ödemelerine başladı.
-Çiftçi kardeşlerimizin sıkıntıların giderilmesi için bakanlarımıza gerekli talimatı veriyorum. Çiftçilerimiz üzerinden bir siyasi rant devşirilmesine de izin vermeyiz.
-Türkiye stratejik önemli fevkalade yüksek üç kıtanın kavşak noktası bir coğrafyada bulunuyor. Medeniyetlerin beşiği ve paylaşım kavgasının tam merkezi konumundayız. Birinci Dünya Savaşı'na giden yollar bizim bölgemizden geçti, İkinci Dünya Savaşı'nda da öyle oldu, soğuk savaşta da öyleydi, Suriye krizi en çok bizi etkiledi, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın olumsuz etkilerine maruz kalan ülkelerin başında yine biz yer alıyoruz. İsrail'in Filistin'deki katliamları yine bizim yüreğimizi yakıyor.
İSRAİL GÖZÜNÜ KOMŞULARINA DİKTİ
-İsrail'in gözünü komşularına diktiğini görüyoruz. Lübnan'a yönelik tehdit dilinin ve saldırıların artması endişe vericidir. Batı dünyası destek verdikçe İslam alemi de sessiz kaldıkça Netanyahu denen caninin işgal politikasına devam edeceği görülüyor. Gerek İran'la yaşanan füze gerilimi, gerek Lübnan'a yönelik saldırılarını artırması bizi haklı çıkardı. Karşımızda devlet adamı vasfı olmayan, aklını ve vicdanını kaybetmiş bir katil vardır. Netanyahu yönetimi altındaki İsrail saldırganlığı durdurulmadıkça hiçbir ülke kendini güvende hissedemez.
-Komşularımızdan başlayarak bölgedeki tüm aktörlerle münasebetlerimizi ilerletmeye devam ediyoruz. Suriye'de 13 yıldan fazla süredir devam eden ihtilafa siyasi çözüm bulmak için çok uğraştık. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin korunması Türkiye'nin de önceliğidir. PKK'ya kurdurulmak istenen terör devletine en ağır darbeyi Türkiye indirmiştir. Biz demokratik, müreffeh, güçlü bir Suriye görmek istiyoruz. Suriye'nin evlerini terk etmek zorunda kalmış milyonlarca Suriyeli için güvenli hale gelmesini istiyoruz. Suriye'de barış için ilave adımlar atılabilir.
-Ayrılıkları derinleştirme yerine ortak paydayı büyütme yerindeyiz. İç politikada olduğu gibi dış politikada da sıkılı yumruklu açılmasını önemli görüyoruz. bunu yaparken öncelikle Türkiye'nin menfaatlerini düşünecek ancak bizimle hareket eden kimseyi de yarı yolda bırakmayacak.
-44 gün süren destekle sadece Karabağ'ın işgaline son vermek ayrıca tek partinin ülkemize bulaştırdığı utancı da biz temizledik. Solingen'de evlatlarını teröre şehit vermiş bir ülke olarak medeni değerlerimizle asla bağdaşmayan sahnelerin yaşanmasına izin vermeyiz.
-Biz sokaklar üzerinde kotarılan kaos planlarına bağışıklık kazanmış bir ülkeyiz. Kayderi'de son derece iğrenç, rezil bir taciz vakası üzerinden aynı kaos planlanı tezgahlandı. BTÖ artıkları ile kotarılan bu oyunu kimin yazdığını çok iyi biliyoruz. Ne biz ne milletimiz ne de Suriyeli kardeşlerimiz bu sinsi tuzağa düşmeyecek, ırkçı vandallığa boyun eğmeyiz. Bayrağımıza uzanan elleri kırmasını bildiğimiz gibi mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz. 474 provokatör gözaltına alındı. Fitne teşebbüsleri boşa çıktı.
-Suriye'nin kuzeyindeki kışkırtmalara müdahale edildi. Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyeti Teröristan devleti kurulması önündeki en büyük engeldir.
-Kimsenin toprağında gözümüz yok biz yalnızca bölücü niyetlere karşı vatanımızı korkuyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin güvenli, gönüllü ve onurlu dönüşlerini hep teşvik ettik.
-14-28 Mayıs'ta yasama ve yürütmede son sözü dinleyen milletimiz 31 Mart'ta da kimleri başında görmek istediğini göstermiştir. Tarihimizde sandıkta tezahür eden iradeyi yok sayanların olduğu da gerçek. Erken seçim diye bir kavram yoktur. Bunun yerine seçimlerin yenilenmesi kararı vardır. Muhalefetin her alanda olduğu gibi bu konuda da Türkiye'yi geriden takip ettiği anlaşılıyor. Muhalefet iç hesaplaşmasını ülkeye zarar verecek şekilde yönetmemelidir. Önümüzde seçimsiz bir dönem vardır. Herkes planını buna göre yapmalı. Hükümetimiz çok güçlü bir şekilde Türkiye yüzyılının inşasına devam edecektir.