Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeni anayasa çağrısı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, tüm partilere yeni anayasa çağrısı yaparak, "Tercihimiz tüm partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır" dedi.

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin TBMM grup toplantısında konuştu. Yeni anayasa çağrısı yapan Erdoğan, "Anayasaların toplumun kahir ekseriyetinin desteğini alması gerekir. Tercihimiz tüm partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır. Gelin hep birlikte tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Vizyoner bir bakış ile bunları milletimizle paylaşalım" dedi. 

Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e de yanıt vererek, "Önce haddini bileceksin. Eğer gerçekten bir barış arayışı varsa bana meydan okuma, haddini bil. Sen masadan kaçtın, biz masadan kaçmadık. Bu şekilde gitmesi halinde seninle masaya oturamayız. Adalarda yaptıklarınız ortada. Neyinize güveniyorsunuz? Desteklere  güveniyorsanız yanılıyorsunuz. Nereden ne gelirse gelsin, Türkiye dimdik ayaktadır, gereğini de yapmasını bilir. Sen bazı dağlara güveniyorsun, o dağlara kar yağdı, hiçbirinden sana fayda gelmez. Çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın" diye konuştu. Erdoğan, Kıbrıs için iki devletli çözüm mesajı verdi. 

Erdoğan'ın açıklamaları: 

Ülke ve millet olarak böyle bir Meclis'e sahip olmakla ne kadar övünsek azdır. Meclis'i yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor. Reformun çatısını oluşturan yeni anayasa teklifimizi milletimizle paylaştık. MHP'nin de teklife olumlu bakması ile Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına sahip olmuştur. Uzun süreli iktidar dönemleri bile sıkıntıları çözmeye yetmemiştir. Vesayet kurumlarının ve medyanın küstah meydan okumalarına kadar nice demokrasi ayıplarıyla karşı karşıya kalmıştır. Cumhuriyet mitingleri gösterileriyle, kendini milletin üstünde gören nice kibir abidesinin saldırılarına şahit olduk. Türkiye, son 7-8 yılda, sınırlarının içinden ve dışından sayısız yeni işgal girişimi ile karşı karşıya kaldı. Terörün, teröristin, sinsiliğin her türlüsünü yaşadık. Bu ihanetlerin hepsi, aziz milletimizin sinesine çarparak paramparça oldu. Diğer yandan sürekli sorun üreten yönetim sistemimizi de rehabilite etmek için çalıştık. Sonunda Cumhur İttifakı olarak ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmayı başardık.

"YENİ ANAYASA İÇİN ŞARTLAR UYGUN"

Yakında kamuoyu ile paylaşacağımız insan hakları eylem planı hazırlıklarında da bunu gördük. Meclis'teki pek çok çalışmada da bu gerçek karşımıza çıktı. Her adımda meselenin eklektik yöntemlerle çözülemeyeceği gerçeği ile karşılaştık. Yeni bir anayasa çalışması başlatmıştık, tüm partilerden eşit üye ile bir komisyon kurarak yeni anayasa için ilk adımı atmıştık. Bu samimi adımımız, CHP'nin işi sürekli yokuşa sürmesi ve masayı devirmesi ile akamete uğramıştı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş aşamasında tekrar bunu gündeme aldık ancak iklimin buna uygun olmadığını gördüğümüz için konuyu dile getirmedik. Bugün uluslararası alanda özgürce irade ortaya koymuş bir Türkiye var. Yeni anayasa için şartlar gayet uygun. 

"ÇAĞRIDA BULUNMAK İSTİYORUM..."

Anayasaların toplumun kahir ekseriyetinin desteğini alması gerekir. Tercihimiz tüm partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Ancak kimi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile biz tüm kesimlerle konuşarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olmalarını temin edeceğiz. Bunun için sonuna kadar, acele etmeden, her kesimle istişareleri yaparak bir anayasa metni ortaya çıkartmalıyız. Hatta bu öyle bir metin olsun ki, Türkiye'nin 150., 200. yılları kutlanırken, bu çalışma tarihi dönüm noktalarından biri olarak gösterilsin. Öyle bir metin olsun ki, anayasa hukuku literatüründe tüm dünyada örnek gösterilsin. Diğer toplumlara da ilham versin. Hiç şüphesiz bu konuda en önemli görev TBMM'ye, Cumhur İttifakımıza ve AK Parti grubumuza düşecektir. Sizlerden bu sürece özellikle sahip çıkmanızı istiyorum. Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu çerçeveyi memnuniyetle karşıladım. Bu konuda Cumhur İttifakı olarak tam bir anlayış biçimindeyiz. İnsan hakları eylem planımızda yeni anayasa meselesi ile ilgili de özet bir çerçeve ortaya koyacağız. 

Buradan akademisyenlerimize, üniversitelerimize, medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin hep birlikte tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Vizyoner bir bakış ile bunları milletimizle paylaşalım. Milletimizin önüne en kapsayıcı, ufku geniş metni koyalım. Cumhuriyetimizin 100. yılını yeni sivil bir anayasa ile karşılayalım. Biz, Cumhur İttifakı olarak çalışmalara en yapıcı katkıyı sunmakta kararlıyız. Nihai karar elbette milletimizin olacaktır. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. 

SALGIN TEDBİRLERİ

Dünya salgın tehdidi ve tedbirlerinin yol açtığı ağır sorunlarla yüzleşiyor. Biz, sistemimizin gücü ve tedbirler sayesinde bu süreci nispeten daha az hasarla atlatıyoruz. Batılı ülkeler salgınla baş etmekte zorlanırken biz sonrası dönemin hazırlıklarına başladık. Esnaf başta olmak üzere her vatandaşımızın sıkıntısını biliyoruz. Çözüm için sürekli yeni destek programları geliştiriyoruz. Vatandaşlarımıza verilen destekler 51 milyar lirayı geçti. Bizim şu anda hazinemiz hamdolsun tamamen esnafımızın, milletimizin emrindedir. Bay Kemal bunları takip edemiyorsa ben ne yapayım. Biz kasamızdan çıkanı biliyoruz. 

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NİN 'BORÇLANMA' TARTIŞMASI

Geçen günlerde, televizyonda izlediniz, İzmir'deki yağışlar sonucu sel felaketi ile ilgili bir habere benim de gözüm ilişti. Felaketin ardından nasıl olduysa hatırladı, İzmir'e gitti. İzmir'i ziyaret eden genel başkana bir kardeşim sitem ediyordu; "altyapı İzmir'de gerçekten bitik. Burada 35 senedir CHP var. Lütfen düzeltin." Vatandaşımız 35 yıldır şehrini yöneten belediyeyi o partinin genel başkanına şikayet ediyordu. İzmir'deki Çiğli Tramvayı Temel Atma Töreni'nde konuşan genel başkan, belediyenin borçlanmasını anlatıyordu. Belediye bu finansmanı olması gereken zamanda gerçekleştirmediği için bu borçlanma iznine sahip değildir. Şu veya bu oranlar kredi kullanımı da söz konusu değildir belediyenin. Proje finansmanı kredileri ile tavhil ihraçları şartlarından vadesine kadar birbirleri ile ilgisi olmayan konulardır. Kılıçdaroğlu, ekonomiden ve rakamlardan anlayan birisi olmadığı için uluslararası finansman kredilerinin şartlarının kendi bulduklarını iddia ettikleri krediden aslında daha uygun olduğunu da bilmiyor. Bunların hangi yalanlarını düzelteceğimizi bilmekten usandık. Bunları görünce bir anda 1994'te İBB'ye seçildiğimiz günleri hatırladım. Kılıçdaroğlu, şunu iyi bil. Hazine ve Maliye Bakanlığı müsaade vermedikten sonra hiçbir belediye bu şekilde bir borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, benim de bunu onaylamam gerekir. Ben onamadan böyle bir dış borçlanmayı kesinlikle yapamaz. Eğer sen bu yanlışla gidecek olursan, burada soru işaretleri artmaya başlar. İstanbul'u sokakları çöplerden geçilmeyen, havası kirli, insanları sahipsiz bir şehir olarak devralmıştık. El ele verip birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk. CHP'den devralmıştık. Kötü manzaraların bazıları yeniden hortlamaya başladı.

KILIÇDAROĞLU'NA YANIT

Yeni sistemde bakanlar kasetle gidip kasetle gelmiyor. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Bu ülke için ne yaptınız da karşı çıktık diyor. Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın önünde kamp kuran, her kanunu yargıya taşıyan bunlar değil miydi? Esasen biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de karışışmasını istemeyiz. Kiralık milletvekili vereceksin, böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle demokrasi mi olur? Bunlar bunu da yaptı. Diğer partilerden istifa edenleri alkışla karşılayanların CHP'deki istifaları yerden yere vurmasını da ibretle takip ediyoruz. Bu tabloyu faşist zihniyetin ifşası olarak değerlendiriyoruz. Gelişmelerin düğüm noktası 2023 seçimleri olacak. 

KIBRIS MESELESİ

Türk tezinin ilk görüşmeleri 1971'e kadar sürdü. Görüşmeler 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi ile son buldu. Kıbrıslı kardeşlerimizin can güvenliği için gerçekleştirdiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı ve sonra 1982'te KKTC kuruldu. 1960'larda Kıbrıs Türk tarafına otonomi hakkı bile tanımayan Rumlardı. AB üyeliği perspektifi güçlenince federasyon fikrini savunur görünen Rumlar asıl fikirlerini daha sonra gösterdiler. Amaçları Türkiye'nin üye olmadığı bir AB içinde hakları aşındırarak adayı tek başlarına yönetmekti. Çalışmalarımızı sürdürürken yine Rumlar kayış attı. Kofi Annan ben söz verdim dedi. Bir referandum gerekiyordu, referandumda Türk tarafı olarak soydaşlarımız bu işe yüzde 75 'evet' dedi, Rumlar ise yüzde 65 'hayır' dediler. Bunlara rağmen Güney Kıbrıs AB'ye alındı, Kuzey Kıbrıs ile alınmadı. Bunlar hiçbir zaman sözlerinde durmadı. Bundan sonra da durmayacaklar. Miçotakis'le görüşebiliriz diyorum, baktım şimdi Miçotakis meydan okuyor. İstikşafi toplantılar başladı, ikincisi Atina'da yapılacaktı, Miçotakis meydan okuyor. Biz seninle nasıl bir araya gelelim? Önce haddini bileceksin. Eğer gerçekten bir barış arayışı varsa bana meydan okuma, haddini bil. Sen masadan kaçtın, biz masadan kaçmadık. Bu şekilde gitmesi halinde seninle masaya oturamayız. Adalarda yaptıklarınız ortada. Neyinize güveniyorsunuz? Desteklere güveniyorsanız, buna güveniyorsanız yanılıyorsunuz. Nereden ne gelirse gelsin, Türkiye dimdik ayaktadır, gereğini de yapmasını bilir. Sen bazı dağlara güveniyorsun, o dağlara kar yağdı, hiçbirinden sana fayda gelmez. Çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın. 

KIBRIS MESAJI

Artık Kıbrıs'ta konuşulacak tek konu iki devletçi çözümdür. Kıbrıs'ta başka çıkış yolu kalmamıştır. Artık federasyon falan yok, geçin o işi. 

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber