Sinan Akçıl: Ekrem İmamoğlu'nun hiç etkisini görmedim

Haber Global ekranlarında yayımlanan Buket Aydın'la Yüz Yüze'nin konuğu Ses Sanatçısı Sinan Akçıl, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerine dair "Ekrem İmamoğlu'nun hiç etkisini görmedim. Murat Kurum belediye başkanı olursa daha rahat uyuyacağım" ifadelerini kullandı.

Son Güncelleme:

Haber Global ekranlarında yayımlanan Buket Aydın'la Yüz Yüze'nin konuğu Ses Sanatçısı Sinan Akçıl, merak edilen soruları cevapladı.

Sinan Akçıl'ın açıklamalarından satır başları:

-Olmadığım zaman çok rahatsız oluyorum. "Bir açıklama yaptım. Niye trend topic değilim?" diye. Küfür çok nadir, "etsinler" diye avukatım bekliyor. Ağırlıklı "ah be" diyenler oluyor. İki gün önceki Murat Kurum paylaşımından sonra biraz daha üzülmüyorlar ama kalpleri kırılıyor gibi oluyor.

"YAKIN ÇEVREMİN ÇOĞU BENİMLE AYNI GÖRÜŞTE DEĞİL"

-Şahan Gökbakar beni de engellemiş. Yazdım. Niye böyle bir şey yaptın? "Öyle şey olur mu, yanlışlıkla olmuştur" dedim. Engeli açtı sonra geri engelledi. Bilmiyorum, hükümeti savunmamız mı ama arkadaşlıkla ne alakası var. Yakın çevremin çoğu benimle aynı görüşte değil. Büyük bir gizli öfke var demek ki. İnsanlara neşe saçan bir tiplemeye uymuyor. Başka öyle yapan biri yok. Öyle bir şeye cesaret edemezler. Onlar beni hayatından çıkartırsa hayatımın renklerinden faydalanmaktan kendilerini mağdur ederler. Filistin olaylarında oldu. Konserlere çıkalım, bağışlayalım dedim. Karşı çıkanlar oldu. O an ki düşünceleriydi. Kasıtlı olduklarını sanmıyorum. 

YALAKALIK NEDİR BİLMİYORUM

-İmamoğlu ve Özgür Özel yalakası diye bir şey duymadım. Murat Kurum'u destekleyen ve beni seven insanlar yine kendi kararlarını verecektir. Yalaka mısın? Yalakalık nedir bilmiyorum. Güzel şeyler söylemek için ise kendi içimden geldiği için söyledim. Maddi anlamda bir çıkarım olmadı. İBB konserlerine bakarsak bundan çok katkı kazanan var. İBB'nin kadrolu sanatçıları var. Onlar kadar elde ettiğimi düşünmüyorum.

"BEN PARTİZAN DEĞİLİM, KİŞİLERİ SEVİYORUM"

-Genel seçimde iki gün kala espri olarak "Son iki günün, pazartesi ne olacak?" denildi. 14 Mayıs sabahı şehidimiz için oy attığımızı söyledim. Ben partizan değilim, kişileri seviyorum. Küçükken güreş maçlarını izliyordum. Ben Türk bayrağını tutardım. Babam kemanla İstiklal Marşı'nı çalardı. Burada aslında istikrarlı duruş önemli, milliyetçilik ve AK Parti'li insanların aşağılanmasına tahammül edememek. Bunu yapan herkesin ruhunda aşağılık kompleksi vardır düşüncesindeyim. 

"GAZZE İLE İLGİLİ TEK İKİYE BÖLÜNMÜŞLÜK..."

-Gazze ile ilgili tek ikiye bölünmüşlük maalesef bebeklerin cesetleri benim için, tartışılması bile çok saçma. Çıkarlarına dokunmuyor insanlar, "bize ne" var. Bu çok insanlık dışı bir davranış, olaylar bitsin işimize bakalım görüşü var. Ekim ayında iptal ettiğimiz konserlerin arasında Cumhuriyet konseri de vardı. Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum. Bayrağımı asarak kutlarım.

"BÜYÜK BİR MEDENİYETİ YOK ETMEK ÜZERELER"

-Bana mesaj atan Gazze'deki tıp öğrencisine ulaşamadım. Çok güzeldi, senin şarkınla bombardımanı atlatıyorum diyordu. Screenshot aldım ama sonra tekrar o hesabı bulamadım. Filistin çok ciddi bir kültür ülkesi, muhteşem bir eğitim var. Arap dünyasının okumamışlığı yok orada, büyük bir medeniyeti yok etmek üzereler. Popçu bir arkadaşım "Sen ne kadar cesursun. Ben suya sabuna karışamam" demişti. 

EVLİLİĞİ NEDEN SONA ERDİ?

-Yürümedi çünkü hazır olduğumuzu zannettiğimiz ve olmadığımız bir durum oluştu. Burcu'nun da benim de ayaklarımız yerden kesilmişti, filmlerdeki gibi bir hikaye yaşattık birbirimize. Sona erdiğinde çizgi kahramanlardan oluşan bir roman olduğunu anladık. Yürümedi çünkü karakterlerimiz birbiri ile yaşamaya uygun değildi. Ben millet ve kreatif işlerle ilgili iken o daha sosyalleşme odaklıydı. Olmadı.

NASIL EVLENDİLER?

-Başta "hayatta senle evlenmem" dedi. Sonra iki ay ertesinde Akçıl soyadı oldu. İlkinde biraz örfsüz adetsiz oldu. Facetime ile haber verdik. Limuzini Amsterdam'da gelinlik ve damatlıkla ittik. Sabah fön sesi geldi. Bir baktım Burcu evlilik cüzdanını kurutuyor. Üzerine bir gün önce bir şey dökülmüş. Bu yakışmadı gibi geldi. Beylikdüzü'nde evlerine davul ve zurnayla gittik. Güzel bir otelde tekrar evlendik. 

"MÜJDE'YE BİRAZCIK HAKSIZLIK ETMİŞ OLABİLİRİM"

-Müjde'ye birazcık haksızlık etmiş olabilirim. Kendim yaptım o açıklamayı, o da okuyunca üzülmüş. Yakışmadı, eski de bir arkadaşım. Ayrı düşebiliyoruz. Müzikte çok ortak noktamız var. Daha fazla yıpratmamak adına böyle bir karar aldım. Tek başına alınmaz bu karar, büyük saygısızlıktır. Affını almak üzere bir şey yaptım. Arkadaşlığımızın süreceğine inanıyorum. 

HADİSE'YE DAİR DÜŞÜNCELER

-En az aklımda kalan ilişkimdi. İlla bir Hadise'yi sevmem gerekiyorsa eskisini tercih ederim. Altın kelebeği ilk aldığımızda neşeyle Santorini'de havuza atlamıştık. Güzel hatıralar olarak kaldı. Fanlar bizi kapıştırmaya çalışıyor. Kapışacak bir şey yok. Güzel anılar kaldı. Hiç kötü his yok.

FERHAT GÖÇER İLE ARASI BOZUK MU?

-Bir düğünde birazcık zevzeklik yaptı. Burcu'nun kalbini kırdı. Gereksizdi, Burcu'nun olduğu ortamda. Herkesin içinde rencide etti. Bana da "Medya maymunluğu yapma" dedi. Ben de "Eli yüzü düzgün maymunum çok şükür" dedim. Eskiye saygıdan bir kinim yok. 

ALEYNA TİLKİ NE YAPMALI?

-Yazdım ona, benim eski komşum. Desteğimi yazdım. "Daha iyi olacağına inanıyorum, eski komşu. Bir şeye ihtiyacın olursa buradayım" dedim. Çok iyi altyapısı var, tekrar başarılı olacaktır. Ülkesinin popstarı olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Türkiye ne kadar global bir ülke de olsa içinde değişmez kuralları var. Bunlara göre biraz törpülerse başarılı olur. Bütün organizatörler kendi arasının iyi olduğu kişileri öneriyorlar. Aleyna konusunda "kontrol edemeyebiliriz" gibi bir şeyler oluyor olabilir. Sanatçı güçlü ise menajerin sarsması etkili olmaz. O hareketlerden aradan geçen 8 yıl içinde çocuk sanatçılar çok iyi geçişler yaptı. Ben de bir ara Türkiye'nin Justin Bieber'ıydım. O konuda biraz söz dinlememe durumu var.

"DÜZGÜN İNSAN KALMADI"

-Gözün aşktan kör olunca eğlenilecek ya da evlenilecek diye düşünmezsiniz. Düzgün insan kalmadı. Güven veren gerçekten çok zor. Güzel çiftler görüyorum, çok şanslı. Bir kere Instagram'dan Romanyalı bir kız arkadaşım olmuştu. Onun haricinde dmlerimi okumanızı tavsiye etmiyorum. Korkarım çok korkutucu, hiç tavsiye etmiyorum. 

MURAT KURUM ANISI

-Ekrem İmamoğlu'nun hiç etkisini görmedim. Şimdi "İBB konserlerine çıksa böyle demezdi" denir, alakası yok. Karşıda bir işimiz vardı, 2,5 saatte geldik. Trafik ve taksi sorunu, hizmet karşılığında bir şey söyleyen duymadım. Ekrem İmamoğlu'nu da Murat Kurum'u da sevenler beni seven insanlar ama Murat Kurum belediye başkanı olursa daha rahat uyuyacağım. Belki bir önceki belediyenin de başlaması gerekiyordu ama didişmekten hiçbir şey yapılamadı. Yerelde hizmet üzerinden oy verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Murat Kurum'a adaylık tebliğ edildikten 45 dakika sonra yanında bulunma şansı buldum. Gözleri yaşlıydı, namaz kılmıştı. "Bana o kadar büyük bir emanet verildi ki hizmet etmem ve bunu başarmam gerekiyor. 16 milyona hizmetkar olacağım bunu başarmak istiyorum. Allah'ım bana yardım et" dediğini duydum. Birebir şahit olduğum gerçek bir hikaye, hayatımdaki en büyük samimiyetlerden birini gördüm. 

İSTANBUL'UN ÖNEMİ

-Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ulu Önder'in gözlerini kapattığı yerdir. Cumhurbaşkanımız'ın politikaya başladığı yer, Türkiye'nin genel hatırasına önderlik eden bir şehirdir. Yurt dışında bulunduğum zaman 8. gün pasaport polisine sarılıyorum ve kendimi sahile atıyorum. Şarkılarıma ilham veren bir şehirdir. 

"AĞIZLAR DEĞIL, HIZMETLER KONUŞMALIDIR"

-Bence ağızlar değil, hizmetler konuşmalıdır. Murat Kurum'un gözlerine ben bir Türk genci olarak kefil oldum. Benim kalbim Murat Bey'den yanadır. Benim menajerim çok kızgın, "Ekrem Bey'in bana 700 lira borcu var" diyor. Deniz taksi çağırmış, parasını geri vermemişler. Bir oy bile çok önemli, gençleri yakalayan bu seçimi kazanır. Murat Bey biraz daha hevesli, umarım hak eden kazanır. Yurt dışında belediye başkanlarının bu kadar kavga edildiğini duymadım. Hizmet ağırlıklı ve geride kalmayı tercih ediyorlar. Kavgaya gürültüye bu kadar gerekli olan bir yer değil.

-CHP'li belediyelerden Kuşadası geliyor. CHP'li belediyeler korkuyor, çekiniyor olabilir. Bana saçma geliyor. Yukarıdakilerden herhalde çekiniyorlar. İhtiyacım da yok. 

MAÇ KONUSUNDA KİM HATALI?

Suudi Arabistan'ın bir günahı olduğunu düşünmüyorum. Başkanımız açıkladığına göre spor kulüplerimizin bir günahı yok. Federasyon karambole getirmiş olabilir. Suudi Arabistan'ın kurucu önderimizle bir sıkıntısı varsa zaten hiç gidilmezdi. Stadın yüzde 60-70'i boştu. Biletlerin çoğu satılmış ama gelmemiş. Belki daha büyük rezalet olacaktı. Türk futbolunun marka değerinin olmadığını gösteriyor. 19 Mayıs'ta Samsun'da oynanmasını öneriyorum. İlla yurt dışı olacaksa Karabağ olmalıdır.

Sonraki Haber