Seçil Erzan davasında kritik gün!

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30'dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam ediliyor.  Duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük ve 4 tutuksuz sanık hazır bulundu. Taraf avukatları da mahkemeye katıldı. Duruşma, yoklama yapılmasıyla devam ediyor. Detayları Haber Global Muhabiri Mehmet Altınışık aktardı.

Fatih Terim’den elden para aldınız mı?

Ondan fon adı adı altında para almadım. Sadece aramızdaki dostane ilişki nedeniyle 300 bin ve 400 bin dolar aldım. Bu parayı bana “Bozcada’da ev al, arsa al, hisse senedi al sat” diye verdi. Ben de “Yaparım” dedim ama yapamadım. Eurobond işleminden zarar etmişti ve bankaya çok kızmıştı. Parasını çekmeyi düşünüyordu. Aramızdaki abi – kardeş ilişkisinden dolayı bu 700 bin doların getirisi olarak kendisine dönem dönem ödemeler yaptım.

7 Nisan’da yaşanan olay nedir?

Ben Fatih Terim’e hiçbir zamana hayır diyemedim. (Bu cümleyi defalarca tekrarladı) Ama benden zorla bir şey istemedi. “Paramız var mı Seçil?” dediğinde de bana verdiği 700 bin doların faizi olarak ödemeler yaptım. O sabah beni şubeden Rüya Sağır aradığında ruh halim berbattı. Hocanın son durumu görmek istediğini söyleyince ben de ona ödemek istediğim faizi yazdırmıştım. 5 milyon dolar deseydim öyle mi olacaktı yani?

Sizin 3 milyon dolar vermek istediğiniz faiz miydi?

Hocanın gelirleri giderlerini karşılamıyordu. Ben de hocaya ekside olduğunu söylemiştim. Hoca yatırım yapmak istiyordu. Ben de o 3 milyon doları ona vermek istiyordum.

Fatih Terim’den aldığınız 700 bin doları ne yaptınız?
O dönemde Umut Aslan, Ali Yörük gibi isimlere faiz ödedim.

Davadaki çoğu Galatasaraylı futbolcunun avukatı olan Rezan Epözdemir sordu:

"Fatih Terim ifadesinde ‘Kulüpteki özel bir etkinlikte beni Seçil’le tanıştıran ve onu benim özel bankacım olarak seçen Hakan Ateş’tir” dedi. Sizi tanıştıran Hakan Ateş midir?

Ben Florya Şube’de çalışmaya başladığımda hocanın hesapları da oradaydı. Ama yatar yatmaz parasını başka bankaya gönderiyordu. Genel merkez sordu, “hoca neden bizim şubemizle çalışmıyor?” diye sordu. Ben de diğer müşterilerimize yaptığım gibi bir gün kulübe gittim ve kendisiyle orada tanıştım.

SEÇİL ERZAN: “EMRE BELÖZOĞLU’NU BEN BULMADIM, O BENİ BULDU”

Tutuklu sanık Seçil Erzan: “Kuzenim Tanın Yılmaz ve eşi Merve, iş insanı İbrahim Çağlar’dan para alınacağını biliyorlardı. “Selçuk İnan’ı, Muslera’yı boş ver, parayı bize ver” diye beni bunaltıyorlardı. İki günde 10 milyon dağıtsam bile nereden buldun diye soran yoktu. 7 Nisan akşamı çok ağır baskı ve tehdit altındaydım.”

Avukat: “Kimdi size o akşam bu baskıyı yapanlar?”

Seçil Erzan: “Bana o baskıyı çok kişi yapıyordu. Ayhan Akman, Moci, Atilla Baltaş, kuzenim Tanın Yılmaz ve eşi Merve vardı. Çat kapı içeri giriyorlardı, yüzüme sigara basmaya çalışıyorlardı. Bana o kadar, şuna bu kadar vereceğini yazacaksın, diyorlardı.”

Avukat: “Banka müdürü olduğunuz için mi size böyle paralar getiriyorlardı ve sizden böyle faizler bekliyorlardı?”

Seçil Erzan: Banka müdürü olmamdan ziyade… Kimse bankadaki hesabına para yatırmadı ki parayı elden verdiler. Sistemin banka dışı olduğunu biliyorlardı. Ve evet insanlar bana bankacı olduğum için güveniyorlardı. Sorumlu bankadır.

Avukat: “Bankacı olmasaydınız, Emre Belözoğlu’nu bulabilir miydiniz?”

Seçil Erzan: Emre’yi ben bulmadım. O beni buldu. Emre’yi kuzeni Volkan Bahçekapılı ikna etti. Faiz alan yakınlarını bildiği için. Emre de elbette ben bankacı olduğum için bu parayı verdi.

Hâkim: "Erkan Karaca'nın 600 bin dolarına 6 günde 1 milyon 300 bin dolar mı verdin?"

Seçil Erzan: Düşünün bu kadar para vermişim. Hâlâ benden para istiyor!

Hâkim: Niye bu insanlara bu paraları veriyordun ki? Bir şey mi vaat ettin?

Seçil Erzan: Ben kimseye bir şey vaat etmedim. Sadece para getirip benden para istiyorlardı. Kime ne verdiğimi bilmiyordum artık.