Sadece 4 bin bina... | İzmirliler binalarına baktırmak istemiyor mu?
Türkiye'yi sarsan 6 Şubat depremlerinin ardından riskli kentlerde bina tarama testlerine talep arttı. Evlerinin durumunu merak eden vatandaşlar belediyelerin kapısını çalıp, dayanıklılık testi talep ederken, İzmir'de ise bu alandaki talep azlığı endişelere neden oluyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle yapıların ne kadar dirençli olduklarının tespiti için başlatılan ücretsiz tarama testlerine şimdiye kadar sadece 4 bin 128 bina için başvuru yapıldığı açıklanırken uzmanlar 902 bin yapı stoğu olan İzmir için bu sayının çok düşük olduğunun altını çiziyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı öncülüğünde 1 Mart’ta başlanan testler "yapı ön incelemesi" özelliğini taşırken, bu çalışmalar ise inşaat mühendisleri ve akademisyenlerin oluşturduğu bir kurul tarafından yürütülüyor.
TESTLER ÜCRETSİZ YAPILIYOR
İzmir’deki ücretsiz tarama testlerinde ekipler, projeye uygunluk, beton dayanımı ve eksik donatı kontrolü yöntemiyle binanın depreme hazır olup olmadığına yönelik hızlı tarama yaparken, aynı zamanda röntgen yöntemiyle binada tahribata neden olmadan taşıyıcı sistemin içindeki demirlerin sağlamlığı da kontrol ediliyor.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, ücretsiz bina tarama testlerine katılımın çok düşük olduğunun altını çizerken, yaklaşık 902 bin binanın bulunduğu kentteki yapı stoğunun yüzde 65'inin 1999 öncesi yapılan konutlardan oluştuğunu söyledi.
Vatandaşların söz konusu hizmete ilişkin bilgi eksikliği olabileceğini gündem getiren Ayatar, yapılan ön testin sadece ön değerlendirme olduğunu aktarıyor. Ayatar sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Vatandaş deprem endişesiyle riskli binalarda yaşama devam ediyor. Ücretsiz riskli bina testi yaptırmayı aslında ekonomik koşullar nedeniyle göze alamıyorlar. Birçok kişi evsiz kalmaktan korkuyor. Oysa yapılan sadece ön test. Vatandaş tespit sonrası evlerine yıkım kararı verilmesinden endişeli. Ancak ön test raporunun sonucuna göre binanın yıkılıp, yıkılmaması gibi bir karar alınmıyor. Ne olursa olsun deprem riski bulunan İzmir’de yapı stoğunun tümüyle kontrolden geçip envanter hazırlanması çok önemli.”
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise İzmir’in deprem tarihinin parlak olmadığını dile getirirken, testlerin talep olmadan belediyeler tarafından gerçekleştirilmesi gerekliliğinin altını çizdi. “Türkiye’deki hiçbir vatandaş konut tarama hizmetinin peşinde koşmamalı” diyen Sözbilir, “Yerel yönetimlerin tümü talep gelmeden zaten bu tür hizmetleri vermesi gerekir. Kaldı ki oturma ruhsatı verilen bir yapı, depreme dayanıklı yapı olarak kabul edilir. Ruhsat verilen her bina dayanıklı olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
'17 FAYDA ŞİDDETLİ DEPREM POTANSİYELİ'
İzmir’de 6 ile 7 arası büyüklükte deprem üretme potansiyeli olan 17 fay olduğunu uyarısında da bulunan Prof. Dr. Sözbilir, şunları söyledi:
“İzmir merkezi çevreleyen 100 km’lik çemberde ise hasar yaratabilecek toplam 50 aktif fay mevcut. 70 km mesafedeki orta büyüklükte bir deprem bile şehir merkezinde hasara neden olabiliyor. Dolayısıyla yapılması gereken depreme dayanıksız bina kalmayıncaya kadar kentsel dönüşümün yerine getirilmesidir.”
Prof. Dr. Sözbilir, 2020’deki Bayraklı depreminde yeni gökdelen ve konutlarda bile hasarlar oluştuğuna dikkat çekerken, İzmir Körfezi’ndeki alüvyon kalınlığı dikkat çekti. Alüvyon zeminin 400 metre olduğu uyarısını dillendiren Sözbilir, “Kimse 400 metreye fore kazık çakmıyor. Bayraklı’da yıkıma neden olan 3 yıl önceki depremde Gümüldüre kadar olan bölgede çok sayıdaki konutta hafif ve orta hasarlı bina ortaya çıktı. Orta hasarlı binaların birçoğu, 5.5 veya 5.8’lik artçılardan sonra ağır hasarlı duruma geldi. Kentteki yapı stoğunun durumu iyi değil” diye konuştu.
ÖNCE KONAK, SONRA BORNOVA
Öte yandan aktif fay hatlarının üzerinde bulunan İzmir genelinde konut ve iş yeri yoğunluğunda ilk sırada Konak semti yer alıyor. Konak’ta 70 bin işyeri ve 180 bin konut bulunuyor. Yapı stoğu yoğunluğu açısından ikinci sırada ise 200 bin konut, 45 bin işyeri ile Bornova, üçüncü sırada 215 bin konut, 24 bin işyeriyle Buca, dördüncü sırada ise 200 bin konut 22 bin işyeriyle Karabağlar, beşinci sırada da 165 bin konut 16 bin işyeriyle Karşıyaka sıralanıyor.
Yapı stoğu açısından riskli görülen İzmir’e ilişkin TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin 2014 tarihli 12. Dönem Çalışma Raporunda da ise, birçok ilçe belediyesinde yapılara ilişkin kamu denetimi olmadığının ve çok sayıda yapının da deprem ve diğer doğal afetlere karşı savunmasız olduğunun altı çiziliyor.
Kaynak: Web Özel