Sabunu kim icat etti? İşte sabunun ilginç ve binlerce yıl önceye dayanan hikayesi

Koronavirüs karşısında en etkili silah olan sabun, bugünlerde her evde en 20 saniye kuralına uygun olarak sıkı sıkıya sarıldığımız bir hijyen aracı. Peki bu sabunu ilk kez kim ve nasıl bulmuştu? İşte 4 bin 500 yıl öncesine uzanan sabun hikayesi

Koronavirüs salgını başladığından beri virüse karşı en etkili temizlik malzemesinin ne olduğu tartışılıp durdu. Hatta bu uğurda alkol içenler, kolonya yudumlayanlar ve sonunda hayatını kaybedenlere bile rastlandı. Her ne kadar çeşitli kimyasallar içeren dezenfektanlar salgının ilk günlerinde marketlerde ve eczanelerde tükense de günün sonunda herkes, sağlığını koruyabilmek için tarihteki en eski kurtarıcıya sarıldı: Sabuna.

Bugün dünyanın her köşesinde virüsle mücadelede eden her birey için her yıkamada "en az 20 saniye" haşır neşir olunan sabunun tarihini yani ilk kez ne zaman icat edildiğini düşünmüş müydünüz? İşte sabunun binlerce yıl eskiye dayanan geçmişi...

Her ne kadar bildiğimiz şekliyle sabunun kullanımının 1811 yılında Fransız kimyager Michel Eugene Chevreul tarafından gerçekleştirildiği bilinse de aslında Michel Eugene Chevreul'ün yağ, gliserin ve yağ asitlerini kimyasal işlemden geçirip kullandığı sabun, aslında bundan çok daha öncesinde belki bugünkü kalıp haliyle değilse de temel özellikleri itibariyle vardı.

SABUNU İLK KEZ SÜMERLER KULLANDI

Sabunun tarifinin ilk kez Sümer Yazıtları'nda (M.Ö. 2500) yer aldığı belirtilir. Yazıtlarda, odun küllerinin kaynatıldığı suya yağ eklenerek yavaşça eritildiğinde sabuna çok benzeyen bir maddenin ortaya çıktığından bahsedilir.

Time'da yer alan bir habere göre Sümerler'de sabunun bugünkü Irak'ın güneyinde antik Girsu kentinde ilk kez kullanıldığı ve kullanımının Sümerler'in tekstil üretimlerinde olduğuna dikkat çekiliyor. Girzu'nun meşhur tekstil fabrikalarında (elbette bugün bildiğimiz anlamda fabrikalar değil) oldukça modern üretimin yapıldığı, bu üretim sırasında sabuna yaklaşan bazı içeriklerin kullanıldığının altı çiziliyor.

Daha sonra Babil'lere ait kil tabletlerde, bu medeniyetin de sabun kullandığına dair belgeler yer almış, M.Ö. 1500'lerde ise bu defa Mısırlıların tuğla büyüklüğünde ve hamur formunda sabunları yıkamada kullandığı dikkat çekiyor.


ROMA HAMAMLARIYLA YÜKSELEN DEĞER: SABUN

Fakat o zamanlar marjinal kullanımı olan bu hijyenik maddenin yaygın kullanımının M.Ö.1000'li yıllarda Romalıların keşfiyle mümkün olduğuna da dikkat çekilir. Pompei araştırmacılarının kalıntılar altında sabun imalatı yapılan alanları ve sabun kalıplarını bulmuştur. Banyo kültürünü başlatan Roma hamamı M.Ö.312 yılında yapılmıştır fakat kişisel temizlik malzemesi olarak sabun kullanımı M.Ö.200 yıllarında başlamıştır. Aradan geçen sürelerde beden temizliği için kum, süt, bitki yağları ve yapraklar kullanılmıştır. 

Yine M.Ö. 600'lerde bu defa Fenikelilerin sabun yaptığı da biliniyor.

TÜRKLERDE SABUN

Türkler ise yaklaşık olarak 11. yüzyıla kadar sabun yerine sulardaki soda, çöven, saparma, sabun otu, süt kökü, kaşık otu, kılaya kavuğu, acı ağaç, herdemtaze, tavşankulağı, hintkestanesi gibi saponinli maddeleri ve kül kullandı. Belgelere göre bugünkü sabunun ilkel şekli ilk çağlarda Araplar tarafından yapıldı. Sabunculuk, ortaçağda İslam ülkelerinde gelişmiş bir imalat koluydu. 

Osmanlı İmparatorluğu sabun üretimi açısından çok zengindi. İmparatorlukta üretilen sabun türlerine örnek olarak, Trablus sabunu, çiçek sabunu, misk sabunu, Hünkari sabun, beyaz ve siyah paşa sabunu, alaca sabun, kara sabun, kokulu sabun, Kandiye sabunu Girit Sabunu, Arap sabunu, leke sabunu ve fes sabunu gösterilebilir.


Osmanlılarda sabunla ilgili ilk düzenlemeler Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devri kanunnamelerinde görüldü. 

Fatih dönemine ait Foça sabunhanesi ile ilgili düzenlemede ve Yavuz devrine ait Trablus Sancağı kanunnamesinde sabun konusunda hukuki düzenlemeler bulunur. Sonraki dönemlerde sabunun üretimi, kalitesi, fiyatı, kontrolü, ticareti ve sabuncu esnafı konularında oldukça fazla belge ve düzenleme bulunması dikkat çekicidir. 

Sabun temel olarak, zeytinyağı, prina yağı, ay çiçek yağı, yerfıstığı yağı, palmiye özü yağı, iç yağı gibi maddelerden elde edilen yağ asitleri ile sodyum tuzlarının tepkimesinden oluşuyor. Sabun üretimi, yıkama, pişirme, sıvılaştırma ve sabunlaşma olmak üzere dört evreden meydana geliyor. Yoğurma sırasında parfümler katılarak kokulu sabunlar elde ediliyor. 

Kozmetik sanayinin gelişmesiyle sadece temizlik maddesi olmaktan çıkıp, özel formüller ve kokularla farklı özellikler kazanan sabun, gençlik, güzellik ve pürüzsüz bir cildin en doğal kaynağı haline geldi.

Sonraki Haber