'Rusçu' iftirası, 'Donanma'ya ikinci kumpas mı?

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu'nun, "Karadeniz'de NATO ve ABD'yi istemiyoruz" sözleri sonrası, bir takım çevreler, kumpas davalarındaki gibi Tatlıoğlu ve Donanma subaylarına yönelik karalama kampanyası başlattı. Bu durum 'ikinci kumpas mı?' sorusunu gündeme getirdi.

Son Güncelleme:

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu'nun "Karadeniz'de ABD'yi istemiyoruz" açıklamasının yankıları devam ediyor. Tatlıoğlu, 18 Kasım’da “Deniz Astsubay Okullarının Kuruluşunun 133’üncü Yıldönümü”nde yaptığı konuşmada, "NATO'yu, Amerika'yı Karadeniz'de istemiyoruz. Amacımız, Montrö'ye uyulsun. Karadeniz'i bir Orta Doğu'ya çevirmesinler. Karadeniz'e herhangi bir ülkenin veya NATO'nun girmesini istemiyoruz" demişti. Bu açıklamadan sonra, bir takım çevreler iki haftadır Tatlıoğlu'na yönelik sosyal medya hesapları üzerinden karalama kampanyası sürdürürken, son olarak kumpas davalarına zemin hazırlayan "Darbe Günlükleri" haberinin mimarı Alper Görmüş de, Tatlıoğlu'na yönelik bir yazı kaleme aldı.

TGC Anadolu,  LHD sınıfı savaş gemisi olarak donanmanın göz bebeği olarak görülüyor. 

DEVLET POLİTİKASI

Görmüş, 'Serbestiyet' adlı sitede, Tatlıoğlu ve Donanma subaylarına yönelik, "ABD-NATO karşıtlığının Rusya sempatisi ile birlikte yürüdüğünü' kaleme alması tepki yarattı.
'Haberglobal.com.tr'ye konuşan Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, ABD'nin, Türkiye'nin varlığına yönelik politikalarından vazgeçmediğini belirterek, "Türkiye'de, buna karşın ABD'ye yönelik söylemlerini sertleştirdi. ABD bir türlü istediğimiz çizgiye gelmedi. Suriye ve Irak'ta olduğu gibi Karadeniz'de de devlet politikası çerçevesinde mesajlar veriliyor" dedi.

AMERİKAN TETİKÇİLİĞİ

ABD'nin, Türkiye'ye doğrudan cevap vermek yerine dolaylı yoldan mesajlar verdiğini dile getiren Başbuğ, "Türkiye karşıtı söylemler FETÖ başta olmak üzere, yine sözde liberal çevreler  üzerinden yürütülüyor. 'Rusçu, Avrasyacı' şeklindeki iftiralarla Deniz Kuvvetleri Komutanı ve TSK karalanmaya çalışılıyor. Türkiye'nin devlet politikaları bellidir. Kimsenin Amerikancı, Rusçu gibi bir yaklaşımı olamaz. Donanma subaylarına yönelik karalama Amerikan tetikçiliğidir. CIA kaynaklı karalama faaliyetleri, Türkiye'nin ne kadar doğru yolda olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

Geçmişte terör örgütü FETÖ'nün kumpasları sonucu, yüzlerce subay iftiraya uğrarken, haksız yere ceza almıştı.   

30 YILLIK STRATEJİ

Emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek de, FETÖ kumpas davalarının temelinde de benzer karalama kampanyalarını devreye sokulduğuna dikkat çekerken, "FETÖ ve Türkiye karşıtı kişi ve oluşumlar olumsuz algı yaratma çalışmalarını sürdürüyor. Mavi Vatan ile Karadeniz'e ABD gemilerinin istenmemesi son 30 yıllık devlet politikasıdır. ABD ağzıyla konuşanlar, amiral ve subaylarımızı karalamaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

MONTRÖ'NÜN GEREĞİ

Emekli Koramiral Kadir Sağdıç ise Montrö Sözleşmesinin içeriğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle, Karadeniz'e herhangi bir ülkenin savaş gemisi giremez. Donanma Komutanı, hem Ulusal çıkarlarımıza, hem de Montrö'ye uygun bir açıklama yapıyor. Boğazlar'ın yabancı savaş gemilerine kapalı olması Ruya-Ukrayna savaşı ile ilgili bir durum. Montrö, Türkiye'nin egemenliği açısından son derece kritik ve hayati bir sözleşme"

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye'nin egemen hakları açısından 'olmazsa olmaz' gözüyle görülüyor.

FETÖ SÖYLEMLERİ

"Açıklama yaparken ABD'yi özellikle vurgulamamıza gerek olmadığını düşünüyorum. Zaten devlet politikamız belli. Önümüzdeki günlerden Rusya-Ukrayna savaşında dengelerin Zelenski aleyhine değişeceği gözüküyor. Avrupa'nın kasası boşalırken, ABD ise dikkatini İsrail'e yöneltmiş durumda. Montrö Sözleşmesini hatırlatan subaylarımıza 'Rusçu' demek FETÖ söylemidir. Montrö Sözleşmesi, hayati önemdedir."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber