Ruhban okulu tepkisi, Türklerin hakları ne olacak?

İstanbul Rum azınlığının din görevlilerini yetiştiren Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması açılması gündemde. 1971 yılında Tevhidi Tedrisat Kanunu'na aykırılık nedeniyle kapatılan okulda restorasyon çalışmalarına hız verildiği belirtiliyor. Yunan basınına açıklamalarda bulunan Fener Rum Patriği Bartholomeos, okulun açılması yönünde çalışmalar yapıldığını söylerken geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de Heybeliada'daki okulu ziyaret etmiş; burada yaptığı açıklamada "Ruhban Okulu'nun yeniden faaliyete geçmesi için çalışmalarımızı yapıyoruz" demişti. Okulun hangi yasa kapsamında açılacağına dair önümüzdeki hafta Ankara'da önemli bir toplantı yapılacağı belirtilirken; Lozan Anlaşması'ndaki "mütekabiliyet" çerçevesinde İstanbul Rumları ile karşılıklı haklara sahip olan Batı Trakya Türkleri de yaşadıkları sorunları gündeme getiriyor.

MÜTEKABİLİYET NEDİR?

Türkiye ve Yunanistan’ın taraf olduğu anlaşmalar uyarınca Batı Trakya’daki Türk nüfus ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum Ortodoks nüfus, iki ülke arasındaki zorunlu mübadelenin dışında bırakıldı. Bu çerçevede, Batı Trakya'da 150 bin kadar Müslüman Türk azınlık mensubu yaşıyor. 1923 Lozan Barış Antlaşması’yla Batı Trakya Türk toplumuna “azınlık” statüsü tanınırken, Lozan Antlaşması’nın 37. ila 44. maddeleri, Türkiye’deki Müslüman olmayan azınlıkların haklarını düzenliyor. 45. maddede ise, Türkiye’nin Müslüman olmayan azınlıklara tanıdığı hakların Yunanistan tarafından da, topraklarında bulunan Müslüman azınlığa tanımak zorunda olduğu belirtiliyor.

1971'DE KAPATILMIŞTI

Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) Başkanı Süheyl Çobanoğlu, Yunan hükümetlerinin yıllar içinde Batı Trakya Türklerinin Lozan'dan kaynaklanan haklarını askıya aldığını belirterek şunları söyledi: "Bu konuda ciddi bir sorun var. Batı Trakya Türklerinin mütekabiliyet esaslarıyla ele alınması gereken hakları göz ardı edilebiliyor. Ruhban Okulu 1971 yılında Tevhidi Tedrisat Kanunu çerçevesinde kapatılmıştı. Karşılıklı görüşmelerde bunun detayları oluşturulacak ve sanırım bir üniversiteye dönüştürülecek. Müfredat kapsamında teoloji ve güzel sanatlar dersi olacak. Bu yolla bu işin çözümüne gidecekler ancak sözünü ettiğim öneri daha önce Patrikhane yetkilileri tarafından kabul edilmemişti."

MAAŞLARI HALK ÖDÜYOR 

Batı Trakya'da 150 bin Türkün en öncelikli sorunun eğitim olduğunu belirten Çobanoğlu şöyle konuştu: "Batı Trakya'daki Türk okullarından bazıları kapatıldı. Bazı okulların tadilatına izin verilmezken, öğretmen atamasına, kitapların yenilenmesine de izin yok. Batı Trakya Türkleri, Yunan devletine sadakatle yaşıyor ancak sanki düşmanmış gibi bir muameleye tabi tutuluyor. Üstelik, Türk okullarının bütün finansmanı, öğretmenlerin maaşları Türkler tarafından karşılanıyor. Bizim hükümetimizden, bakanlığımızdan talebemiz Batı Trakya'daki Türklerin de haklarının yerine getirilerek çözüm yollarının oluşturulması."

1600 YILLIK TARİH

Bir diğer önemli sorunun da Batı Trakya'daki Türk varlığının kabul edilmemesi olduğunu belirten Çobanoğlu, "Buradaki Türk nüfusu, 1300'lü yıllardan itibaren Osmanlı ile beraber Trakya'ya göç eden Türklerin torunları. Daha da eskilere gidersek,300'lü yıllarda Hunlarla birlikte Karadeniz üzerinden gelenler var. Batı Trakya'da neredeyse 2 bin yıllık varlığımız söz konusu. Dolayısıyla biz orada geçici, göçebe değiliz" dedi.

KÖTÜYE GİDİYOR

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Küçük ise Türk azınlığın haklarının son 10 yılda daha kötüye gittiğini söylerken; "10 yıllık süreçte Yunanistan'da öğrenci azlığı bahane edilerek Türk okullarının kapatılması gündemde. Lozan'ın mütekabiliyet maddesine göre İstanbul Rum azınlığının bütün haklarının Batı Trakya Türklerine uygulanması gerekiyor. Yunanistan 100 yıldır asimilasyona dayalı olarak Türk kimliğini kabul etmiyor. Batı Trakya Türk azınlığının haklarının da iade edilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Kaynak: Web Özel