Reşat Ekrem Koçu arşivi, İstanbul'un en namlı haydutları

Tarihçi ve yazar Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi uzun süren hazırlıkların ardından erişime açıldı. Arşivde, Koçu'nun yarım kalmış İstanbul Ansiklopedisi'nin basılı ciltleriyle; binlerce belge yer alıyor. Belgeler arasında İstanbul'da son günlerde artışa geçen asayiş sorunlarının tarihi ile ilgili maddeler özellikle dikkat çekiyor. Koçu, şehrin eski serserilerini, haydutlarını, hırsızlarını renkli bir dille anlatıyor.

Son Güncelleme:

Türkiye'de günlük hayatın tarihini yazan benzersiz tarihçi Reşat Ekrem Koçu'nun yarım kalan İstanbul Ansiklopedisi ile kişisel arşivine aldığı gazete kupürleri, karikatürler, çizimler ve daha birçok vesika çevrimiçi erişime açıldı. Salt'ın, Kadir Has Üniversitesi ile ortaklaşa yürüttüğü "Reşat Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi Projesi" kapsamında hazırlanan dijital arşiv tarih meraklıları tarafından memnuniyetle karşılandı. 40 binin üzerinde belgenin dökümünün yapıldığı arşivde belgelerin görsellerine de yer veriliyor. İstanbul Ansiklopedisi'nin bütün ciltleri ile diğer belgeler arama motoru ile taranabiliyor. Koçu, bütün ömrünü harcadığı İstanbul Ansiklopedisi'ni "G" harfinin yer aldığı 11. cildine kadar getirebilmişti. 1975 yılında hayata veda ettiğinde, arkasında kendine özgü bir ansiklopedi ve yeni ciltler için topladığı binlerce vesika bıraktı. 

Ansiklopedide Reşat Ekrem Koçu'nun yaptırdığı çizimler de yer alıyor. 

GÜNLÜK HAYATIN TARİHİ

Günlük hayattaki önemsiz, sıradan insanları; kimsenin dikkat etmediği küçük ayrıntıları birer ansiklopedisi maddesi haline getiren Koçu, ansiklopedi geleneğine Türkiye'de yeni bir boyut kazandırdı. İstanbul'da insanların günlük hayatını bugün de tehdit eden asayiş sorunlarının tarihini Koçu'nun ansiklopedisinden takip ettik. 19. yüzyıldan itibaren İstanbul'un başına bela olan haydut çetelerini maddeler halinde yazan Koçu, zamanında nam salmış serserileri, hırsızları renkli kalemiyle adeta resmediyor.

GASPÇI YAHUDİ İSAK

Koçu'nun erken dönem notlarında 1881-85 arasında İstanbul'da gasp suçlarına imza atan "Yahudi İsak" maddesi yer alıyor. Koçu, İsak'ın eylemlerini şöyle anlatıyor: "Galata'nın kötü delikanlılarından, Musevi asıllı idi; gece serserîlerinin soygunda yem yerine kullandıkları bir kopuk; bilhassa yabancı gemilerin tayfalarına musallat olurdu; onları Galata'da meyhâne meyhâne dolaştırır, iyice sarhoş ettikten sonra, sözde bir umumhâneye götürür, Galata'nın, Tophâne'nin ıssız ve karanlık sokaklarından birine sokar, orada kendilerini bekleyen kopuklar tarafından çevrilirler ve yanındaki gemiciler çırılçıplak denilecek şekilde soyulurdu."

Dönemin gazetelerinde yer alan kabadayı karikatürü. 

BALATLI CİNSİ SAPIK

Son günlerde İstanbul'da artan cinsel saldırılar; ansiklopedinin suç tarihi ile ilgili maddeleri arasında da karşımıza çıkıyor. Koçu, "Balatlı David" adlı sapık ve katilin hikayesini kendine özgü üslubuyla şöyle anlatıyor: "1933 ile 1936 arasında İstanbul gazetelerinin zâbıta sütunlarına adı sık sık geçmiş bir mûsevî deli ve cinsî sapık serserî ve kaatil; 1935 yılında Abdullah isminde taşralı garip ve güzel bir genci öldürmüştür; ve vak’a, maktûlün cesedinin Tophânede bir mahzende bulunması üzerine gazeteler tarafından yayınlanmıştır. Kaatil David bu vak’adan bir sene kadar sonra akıl hastanesinde ölmüştür."

GLAVANİ SOKAĞI CİNÂYETİ

Koçu, bugün de suçla gündeme gelen Beyoğlu'nda 1885'te gerçekleşen bir cinayeti şöyle anlatıyor: "1885 eylülünde Yani adında 15 yaşında bir kundura boyacısı Rum çocuğu, Galata'nın namlı serseri ve sabıkalılarından Bakkalköylü Seli Toma diye anılır bir şeriri gece yarısı arkasından bıçaklayarak öldürmüştü. Toma, onun akşamları Beyoğlu'nda bir meyhânede garsonluk yaptığını bildiği için her gece musallat olmaya başlamış. Yani bir bıçak alarak sokağa fırlamış, şerîri, Glavani Sokağı'nda sırtından vurmuş. Vak’anın adlî safhası tesbit edilemedi."

Berduşların toplandığı Alaca Hamamı. 

'AYNASIZ' NE DEMEK?

Koçu ansiklopedisinde; nereden türetildiği bir türlü bulunamayan "aynasız" ifadesi için de bir yaklaşım getiriyor. Koçu polislere yakıştırılan bu ifade için şunları yazıyor: "İstanbul argosunda aksi, kötü, can sıkıcı durum, yer ve adam; misaller: Otobüste uzunca bir yolculukta oturduğu yerde mütemadiyen zıplayan: — Amma aynasız yermiş be.. İş hayatında durgunluk yahut serserî gürûhunun sıkı baskı ve tâkip altında bulunduğu sıralar için: — İşler aynasız!.."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber