Rekabet Kurumu'ndan zincir marketlere karşı yasal düzenleme istedi

Perakende sektörüne ilişkin rapor yayımlayan Rekabet Kurumu, küçük ve yerel işletmelerin büyümesini engelleyen ve haksız rekabete yol açan uygulamaları sıralayıp, öneriler sundu. Kurum, hükümetten zincir marketlere karşı yasal düzenleme istedi.

Son Güncelleme:

Gerek marketlerdeki fahiş fiyatlar, gerekse küçük ve yerel zincirlerin büyüyememesini odağına alan Rekabet Kurumu Hızlı Tüketim Malları (HTM) perakende sektörüne yönelik bir inceleme başlattı. “Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu”nu önceki gün yayınladı.

Sözcü'de yer alan habere göre BİM, A101, Migros, Şok ve CarrefourSA'nın sektörde toplam pazar payının hızla arttığına dikkat çekilen raporda, bu alanda düzenlemeler yapılması önerisinde bulunuldu. “Pazar paylarının seyri izlendiğinde, ilk dört firmanın pazar payı artarken, yerel ve küçük marketlerin pay kaybettiği görülmektedir” denilen raporda, sektördeki ilk dört teşebbüsün üçünün indirim market olduğu, indirim marketlerin ürün portföylerindeki özel markalı ürün ağırlığının diğer marketlerden daha fazla olduğu belirtilerek şu tespite yer verildi:

“İndirim marketleri tarafından tasarlanan bu ürünler çoğunlukla küçük ve orta ölçekli üretici veya çiftçiye ürettirilmektedir. Perakende seviyedeki gücünün de etkisiyle indirim marketler bu satıcılar karşısında önemli bir alıcı gücüne sahip olmaktadır. Bu gücün kötüye kullanılması söz konusu satıcıların faaliyetlerini zorlaştırarak, bu teşebbüslerin rekabetçi güçlerini zayıflatabilecektir.”

‘ALICI GÜCÜN KÖTÜYE KULLANILMAMASI GARANTİ ALTINA ALINMALI’

“Çiftçiler ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülke ekonomisinin temel taşları olduğu dikkate alındığında, bu aktörlerin gelirlerinin azalmasına, yatırım, yeni pazarlara açılma ve yeni ürün geliştirme güdülerinin zayıflamasına yol açabilecek söz konusu nitelikteki uygulamaların engellenmesinin şart olduğu anlaşılmaktadır” diyen Rekabet Kurumu, “Teşebbüslerin alıcı güçlerinin kötüye kullanılmadığının garanti altına alınması, marketler arasındaki rekabete de olumlu yansıyarak, başta fiyatların düşmesi olmak üzere HTM perakendeciliği pazarında rekabetten beklenen faydaların kazanılmasında önemli bir rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı.

HAKSIZ TİCARET UYGULAMALARINA ÖRNEKLER

Raporda öne çıkan diğer noktalar şöyle:

 – Alıcı gücü kaynaklı haksız ticaret uygulamalarına örnek olarak, perakendecilerin çeşitli isimler altında tedarikçilerden bedel alması, ödeme vadelerinin uzun olması, sözleşmede tek taraflı değişiklik yapılması gibi uygulamalar verilebilir.

– Sektör incelemesi kapsamına yapılan incelemeler sonucunda Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da haksız ticari uygulamaları yasaklayan birtakım hükümler bulunmakla birlikte, tedarikçilerin şikâyet yolunu seçmedikleri ve dolayısıyla söz konusu hükümlerin işletilmediği tespit edilmiştir.

YASAL DÜZENLEME VE İDARİ OTORİTE ÖNERİSİ

– Bu itibarla, son on yılda hızlı bir artış göstererek, gerek tedarik gerekse perakende seviyelerindeki aktörlerin faaliyetlerini ve rekabetin seviyesini olumsuz yönde etkileyebilecek önemli bir seviyeye gelen perakendecilerin alıcı gücünün kötüye kullanılmasının engellenmesini teminen, ülkemizde de yasal bir düzenleme ve bu yasal düzenlemenin uygulamasından sorumlu, inceleme yapma ve yaptırım uygulama yetkilerine sahip bağımsız bir idari otoritenin varlığına ihtiyaç bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

DÜZENLEME ÖNERİLEN NOKTALAR SIRALANDI

Bu vasıtayla;

– Bozulabilir tarımsal ve gıda ürünleri bakımından 30 günü aşan ödeme vadeleri,

– Diğer tarımsal gıdalar bakımından 60 günü aşan ödeme vadeleri,

– Bozulabilir gıdalarda kısa sürede yapılan iptal bildirimleri,

– Alıcının tek taraflı sözleşme değişiklikleri,

– İşlemle ilgili olmayan ödeme talepleri,

– Kayıp ve bozuk mal riskinin tedarikçiye transferi,

– Tedarikçi talebine rağmen alıcı tarafından tedarik sözleşmesine yazılı onay verilmemesi,

– Ticari sırların alıcı tarafından kötüye kullanılması,

– Alıcı tarafından yapılan ticari misillemeler,

– Tüketici şikâyetlerinin incelenmesi maliyetinin tedarikçiye aktarılması hususlarının yasaklanmasının;

– Satılmayan ürünlerin iadesi,

– Listeleme, raf ve stok bedellerini tedarikçinin ödemesi,

– Promosyon için tedarikçinin ödeme yapması,

– Pazarlama için tedarikçinin ödeme yapması,

– Reklam için tedarikçinin ödeme yapması,

– Alıcının tedarikçinin ürünlerini satmak için kullanılan alanlara yerleştirilmesi için tedarikçiden personel ücreti alması hususlarının ise düzenlenmesinin gerekli olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

KURUMUN GÜNDEMİNDEKİ DİĞER HUSUSLAR

– Ön raporda verilen bilgiler ışığında HTM ürünlerine yönelik perakende sektöründe alıcı ve satıcı tarafında son yıllarda artan yoğunlaşma oranları dikkate alındığında, haksız ticari uygulamalar özelinde yapılan değerlendirmeler ve bu kapsamda getirilen öneriler haricinde, sektöre yönelik olarak Kurumun gündeminde olan hususlar aşağıda sıralanmaktadır.

– Sektörde yapılan ve diğer rakiplerin rekabetçi açıdan dezavantajlı konuma gelmesine yol açan münhasırlık içeren anlaşmaların yeniden değerlendirilebileceği, örneğin bu kapsamda belli tip ürün ve ambalajların sadece tek bir teşebbüs için üretilmesini sağlayan anlaşmaların yasaklanabileceği,

– Marketlerin özel markalı ürün ürettirerek hem üretici hem de satıcı olmasından kaynaklanan bir takım avantajlar elde ettiği ve bu şekilde üreticilerin bazı hassas ticari bilgilerine ulaşabildiği bilindiğinden, marketlerin özel markalı ve üretici markalı satın alma birimlerinin birbirlerinden tamamen ayrışmasını sağlayacak ve literatürde “Çin Seddi” olarak bilinen uygulamanın katı bir şekilde tesisi ve takibinin gündeme getirilebileceği değerlendirilmektedir.

– Ayrıca diğer küçük veya yerel perakendecilerin büyük zincir marketlerle daha etkin bir şekilde rekabet edebilmesini sağlayabilmek adına;

– Küçük/yerel perakendecilerin daha uygun fiyatlarla ürün satın almasını sağlayacak alım birliklerinin teşvik edilebileceği, bu birliği oluşturan anlaşma ve kararlara 4054 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamında muafiyet tanınabileceği,

– Benzer şekilde yerel perakendecilerin yine çeşitli birlikler aracılığıyla özel markalı ürün üretmelerinin teşvik edilebileceği, bu anlaşmalara 4054 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamında muafiyet tanınabileceği hususlarında inceleme ve değerlendirmeler yapılmaktadır.

Sonraki Haber