Pegasus Genel Müdürü Mehmet Nane'den kaza açıklaması

İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus uçağının Sabiha Gökçen Havalimanı'nda piste iniş sonrasında savrularak pistten çıkmasının ardından bir yandan ölü ve yaralı sayısına ilişkin rakamlar güncellenirken diğer yandan kazanın sebebiyle ilgili çeşitli iddialar ortaya atılıyor. 

Kule ve pilotun müşterek hatasıyla kazanın gerçekleştiği iddialarının da odağında olan Pegasus'un Genel Müdürü Mehmet Nane, açıklama yapmak için kameraların karşısına geçti. Toplantının başında itibaren Nane'nin gözyaşlarını tutamadığı dikkat çekti.

İşte Nane'nin açıklamaları:

18.19'da kazanın meydana gelmesinden sonra 18.36'da benim başkanlığımda 18 kişilik ekip toplanmış kazayı sevk ve idareye başlamıştır. Uçakta toplam 183 kişi vardır. Maalesef 3 vefatımız oldu. 180 misafirimiz kabin çalışanlarımız dahil hastanelere sevk edildi.

Gelmeden saat 13.00 itibariyle hastaneye sevk edilen çalışan ve misafirlerimizin 56 tanesi taburcu olarak evlerine gönderildi.

Dün akşam itibariyle baktığımızda İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı ve Pegasus Genel Merkez'de üç ayrı kriz masası kurulmuştur. Hava meydanlarında kurulan kriz merkezlerini il valilerimiz yönetmiştir. 

Gece sayın İstanbul Valimiz Ali Yerlikaya'nın açıklamasıyla 03:30 itibariyle Sabiha Gökçen'deki kriz merkezi dağıtılmış, 4 itibariyle hava meydanı açılarak operasyonlara başlamıştır.

Bu zorlu süreç bizler kadar tabii ki yaralanan misafirlerimiz, çalışanlarımız, vefat eden (Editör notu: Gözyaşlarını tutamayarak bir süre susar) yolcularımızın yakınları için de zor bir süreçtir. Bu zor süreci atlatabilmek için otoritelerle birebir çalıştık.

O nedenle sivil havacılık regülasyonları olan ve son derece katı şekilde yönetilen sektördür. Kaza gerçekleştiği andan itibaren komuta otoritelere geçer. Bu hava meydanı otoritesi, gerektiğinde vali yardımcısıdır. Dün olduğu üzere illerde valiler devreye girmiştir. Onların yönetiminde her türlü bilgi akışı ve paylaşımı yapılmaktadır. İlk açıklamayı otoriteler yapmadan bizim şirket olarak bilgi açıklama yetkimiz yoktur. Biliyorum aklınızda onlarca soru var. Bu kaza nasıl oldu, neden oldu diye. Halıhazırda Ulaştırma Bakanlığı'mıza bağlı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurumu yetkilileri çalışmalarını devam ettirmekte. Dün gece 02:00 gibi devreye girdiler. Kara kutu dediğimiz kayıt cihazlarımız alındı. Emniyet altına koyuldu. Deşifresi çalışmaları başlatıldı. Hep birlikte kayıt raporunun çıkmasını bekliyoruz. Regülasyon sadece lokal değil uluslararası otoriteler tarafından da denetlenmektedir. 

Sadece uçma süreci değil, işe alım sürecinden bagaj sevki sürecine kadar geçen tüm yolculuğu kapsamaktadır. Tüm bu süreç Ulaştırma Bakanlığı'mıza bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüzün yayınladığı yönetmelik, kanun ve regülasyonlar doğrultusunda yapılmaktadır. Şirketimizin yıllık bazda skorları AB standartlarının üzerindedir. Tüm pilotlarımız risk almamaları, stabil yaklaşım yapmaları, risk görüyorsa pas geçmeleri, gerektiğinde yedek meydana geçmeleri için teşvik edilirler. Bu uygulamalarımız sözde değildir. Otoriteler tarafından her yıl denetlenmektedir. Uçaklarımız 5.3 yaş ortalamasıyla teknik güvenilirliği çok yüksek genç uçaklardır. Bakımları birebir ve uçuşa elverişlilik açısından takip edilir. Bu tür olaylar tabii ki bir nedenden değil birçok faktörün biraraya gelmesinden oluşmaktadır.

Bu nedenle kaza araştırma sürecinde çıkacak her türlü geliştirme ve iyileştirmeyi yerine getireceğimizi peşinen taahhüt ederiz. 

(Editör notu: Nane tekrar gözyaşlarını tutamaz ve susar)

Buraya gelmek hiç kolay değil. Özellikle can kaybının ve hasarların, yaralanmaların olduğu bir noktada çıkıp konuşmak hiç kolay değil. Ama bundan sonraki ana işimiz bu yaraları sarmak için bize düşen ne görev varsa yapmaktır. Ekiplerimiz sürekli vefat eden ailelerimizin, yaralanan yolcularımızın hastanede yanında sürekli kontrol etmektedir. 24 saat mantığıyla çalışmaktadır. Süreç ilerledikçe resmi kurumların araştırmaları sonuçlandıkça bize gelen bilgiler sizlerle de resmi sitelerden paylaşılacaktır. Ben bu süreçte bize destek olan tüm kamu kuruluşlarına, valilik, kaymakamlık, belediye başkanlarımıza tüm alan yetkililerine, bakanlığımıza tüm paydaşlarımıza canı gönülden teşekkür ederim. Bundan sonraki işimiz yara sarma dönemidir. Sizlerden de bir istirhamımız var. Bu konuda bize destek olmanızı rica ediyoruz. Tabii giden canları geri getirmek mümkün değil. Ama en azından kalanların acısını hafifletmek elimizde. Biz de bu açıdan elimizden geleni yapmayı kendimize görev olarak edindik. Gelip bu acılı günümüzde mesajlarımızı iletmemize yardımcı olduğunuz için şahsım ve şirketim adına sizlere çok teşekkür ederim. Şu noktada soru alacak bir konumumuz da durumumuz da yok. Arkadaşlarımla hastaneye gideceğim. zaman içinde bilgilendirme olacaktır. Elimdeki tüm bilgileri sizlerle paylaştım. Teşekkür ediyorum.