İstanbul sünger gibi... Bu tüketime baraj yeter mi!

İstanbul'da, Ömerli ve Darlık barajları dışındaki kaynaklar neredeyse kururken, su tüketimi ise günlük 3.5 milyon metreküplük rekor bir seviyeye ulaştı. Uzmanlara göre beklenen yağışların olmaması durumunda kasım ayından itibaren Melen havzasının bile yetersiz kalma riski var.

Son Güncelleme:

İstanbul’a su temin edilen barajlardaki doluluk oranı yüzde 22'ye gerilerken, 2014 yılından sonra en kötü tablo oluştu. Megakentte, tatilciler ile memleketlerine gidenlerin dönmesiyle su tüketim oranı  günlük 3.5 milyon metreküp gibi rekor denilecek seviyeye çıkarken; uzmanlar ise İstanbul için su tasarrufunun ötesine geçilerek 'acil tedbir' uyarısında bulunmaya devam ediyor.  

KASIM AYINA DİKKAT 

İstanbul'dan yansıyan istatistikler kentin son 10 yıldaki su tüketim eğrisini gözler önüne seriyor. 2013 yılında günde ortalama 2 milyon 44 bin metreküp su verilen İstanbul'da, bu oran Eylül 2023 itibarıyla 3 milyon 500 bin metreküp oranına çıkmış durumda.Beklenen yağışların olmaması durumunda Melen Çayı'ndan temin edilen su miktarının özellikle kasım ayı itibarıyla Avrupa Yakası için yetersiz kalacağına dikkat çekilirken, 'Terkos Barajı'nın bile yüzde 8'e doluluk oranına gerilemesi yaşanan vahim kuraklık tablosunu özetler nitelikte. 

SADECE ÖMERLİ 

Öte yandan İstanbul'un can damarı sayılan ve Melen Çayı ile beslenen Ömer Barajı'ndaki doluluk oranı yüzde 60 seviyesinde ölçülürken, Elmalı, Alibey, Kazandere, Pabuçdere, B.Çekmece, Sazlıdere ve Istrancalar ise yüzde 10 seviyesinin altına düşmüş durumda. 

İstanbul'daki su kaynaklarının yüzde 60'lık kısmı Avrupa Yakası'nda tüketiliyor.

MESAJ YERİNE ÇÖZÜM 

Ortaya çıkan son durumu 'haberglobal.com.tr'ye yorumlayan DSİ eski yöneticilerinden Dursun Yıldız, artan nüfus ve yapılaşmanın yanı sıra kuraklığın da su krizini tetiklediğini belirtiyor: "İstanbul'a İSKİ tarafından günde ortalama 3.5 milyon metreküp su verilirken, bu miktarın 2 milyon metreküpten fazlası Avrupa Yakası'nda tüketiliyor. Halihazırda ise Ömerli ve Darlık barajları dışındaki barajlar neredeyse kuruma noktasına gelmiş durumda. İBB başkanı İmamoğlu, sosyal medyadan su tasarrufu çağrısı yaptı ancak bu saatten sonra yapılması gereken kısıtlayıcı tedbirler olmalı. Mesaj paylaşmak yerine çözüme odaklanılmalı."

SU CANAVARI KENT! 

Vatandaşların, tasarruf çağrılarını ciddiye almadığını da dile getiren Yıldız, "Su kullanıcıları tüketim alışkanlıklarını değiştirmiyor" derken, özellikle kent genelindeki kayıp, kaçak oranının yüzde 5'in altına düşürülemesi gerektiğini vurguluyor...

"Öyleyse yapılması gereken su yönetim anlayışının değiştirilmesi" diyen Yıldız, "Herkes sağanak yağmurlara bel bağlamış durumda ancak beklenen yağışlar olmazsa Avrupa Yakası'na kasım ayından itibaren su verilemez. Acilen su talebi yönetimine geçilmesi gerekiyor. İstanbul su canavarına dönüşmüş bir kent durumda" diye konuşuyor.

Ömerli ve Darlık barajı dışındaki su toplama havza ve barajlarının neredeyse tamamı kurumuş durumda.

DUVARA TOSLARIZ

Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve iklim uzmanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ise
yıllardır iklim krizi ve kuraklık riski konusunda uyarılarda bulunduklarını söylerken,  İstanbul genelinde vakit kaybetmeksizin, havuz doldurma, halı yıkama, bahçe sulama, oto yıkama gibi uygulamaların durdurulması gerektiğini dile getiriyor. 

ARABAMI YIKATMIYORUM

Prof. Dr. Kurnaz, "Haftalardır arabamı yıkatmıyorum" derken, uyarılarını şöyle sıraladı: "Halen yol kenarlarında bahçe sulama aparatlarının otomatik devreye girdiğini görüyoruz. İstanbul halkı Melen ve Düzce için dua etmeli. İstanbul'a ne kadar yağmur yağarsa yağsın, kentteki barajların kapasitesi 7, 8 milyon kişiye yetecek kadar. Düzce'yi etkileyecek yağış olursa duvara toslanır.. Bu kent bu nüfusu kaldırmıyor."

 TARIMDA KRİZ VAR 

Ülke genelinde ise en büyük sorunlardan birinin akarsu yataklarında yaşanan ciddi kirlilik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kurnaz, şu uyarıları sıralıyor: “Ergene, Büyük Menderes, Sakarya, Kızılırmak gibi neredeyse tüm su kaynakları belli oranlarda kirlenmiş durumda. Çiftçiler son yıllarda yeraltı suyuna sarıldılar ancak yeraltı su kaynakları da günden güne tükeniyor. Suyun yüzde 75'i tarımsal sulamada kullanılıyor. Kuraklık devam ederse gıda üretiminde de kriz yaşanabilir. Kış döneminin yağışlı geçeceğini tahmin ediyoruz ancak öncesi belirsiz."

  

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber