Okul bahçesinde maç yaparken asıldığı kale direğinin altında kaldı
7 ay önce arkadaşlarıyla birlikte okul bahçesinde futbol maçı yapan Murat Sefa Özbalık, iki eliyle asıldığı kalenin devrilmesi sonucu demir parçasının altında kalarak yaralandı. Adana'da yaşanan olayda Özbalık'ın ailesi, kalenin montajında ihmal olduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu
Olay, 8 Eylül 2020'de saat 17.00 sıralarında Seyhan ilçesindeki Yeşilevler Şehit Duran Keskin İlkokulu'nda meydana geldi. Narlıca Mahallesi'ndeki evinden çıkan Murat Sefa Özbalık, bölgede spor tesisi olmadığı için mezun olduğu ilkokula giderek sahada arkadaşları ile birlikte futbol maçı yaptı. Kale önünde atılan topları karşılamaya çalışıp bir süre maç yapan Özbalık, iki eliyle kale direğine asılınca, demir direklerle birlikte yere düştü. Sabitlenmemiş haldeki kalenin altında kalan ve acılar içinde kıvranan Özbalık'ın yardımına arkadaşları koştu. Yaralı arkadaşlarını yerden kaldırıp bahçedeki banka oturtan çocuklar, sonra annesi Yıldız Özbalık'ı arayarak durumu anlattı.
Yıldız Özbalık'ın okula gelmesiyle birlikte komşularının otomobili ile bir hastanenin acil servisine götürülen Murat Sefa Özbalık, müdahalesinin ardından Yüreğir Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Burada nefes almakta güçlük çektiği belirlenen Özbalık, karaciğer yaralanması teşhisiyle ameliyata alındı. 7 gün boyunca yoğun bakımda kalan ve 3 gün serviste yatırılan çocuk, gerekli tedavinin ardından eve gönderildi. Murat Sefa Özbalık'ın karaciğerinin yenilenmesi için evde bakımı sürerken, aile sorumlulular hakkında suç duyurusunda bulundu. Anbean güvenlik kamerasına da yansıyan olayla ilgili savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
ARKADAŞLARI 'ABLA YETİŞ' DİYEREK ANNEYİ ARADI
3 çocuk annesi Yıldız Özbalık (36), yaşanan olayı şöyle anlattı:
"Oğlum, mahallemizde spor tesisi olmadığı için arkadaşları ile beraber mezun olduğu ilkokula maç yapmaya gitti. Çocuğum kale direğine asılıyor. Direkle birlikte yere düşüyor. Kale direği çocuğumun üstüne düştükten sonra da arkadaşlarından biri 'abla yetiş Murat'ın üstüne demir düştü' diyerek beni aradı. Koşarak okula gittim. Okulda çocuğumu yarı baygın halde, acılar içinde kıvranırken buldum. Hemen hastaneye yetiştirdim. Bizi ambulansla Yüreğir Devlet Hastanesi'ne gönderdiler. Orada doktor, çocuğumun nefes alamadığını, ölmek üzere olduğunu, karaciğerinin yaralandığını, iç kanama geçirdiğini, acil ameliyata almaları gerektiğini söyledi. Ameliyat 2 saat sürdü. Çocuğum 7 gün yoğun bakımda 3 gün serviste yattı. Pandemi nedeniyle doktor, virüs kapar korkusuyla eve çıkarttı. Biz de çocuğumuzu eve getirdik, burada bakmaya çalışıyoruz."
'İHMAL VAR, SORUMLULARDAN ŞİKAYETÇİYİZ'
Okulda çocuğunu gördüğünde ölmek üzere olduğunu belirten anne Özbalık, "Bana 'anne ben ölmek istemiyorum' dedi. Bu cümle ne zaman aklıma gelse kendimi tutamıyorum. Biz ailece kan kustuk. 'Çocuğun ölmek üzere' dediğinde doktorun ayağını öptüm, 'ne olur çocuğumu kurtar' dedim. Sakinleştirici içtim, o yazın sıcağında sabaha kadar titredim. Anlatırken bile psikolojim bozuluyor. Çocuğum karaciğerinden yaralandı, iç organları zarar gördü ve hayati tehlikesi devam ediyor. Son kontrolümüzde karaciğerinin hala yenilemediğini söylediler. Minik bir parça ile yaşıyor. Okul ihmali çok fazla. Okullar açılacaktı. Demir kale diktirmişler, kaleyi montajlayıp sabitlemeden olduğu gibi bırakmışlar. Ben çocuğumun bu hale gelmesine sebep olan herkesten şikayetçiyim ve cezalarını çekmelerini istiyorum" diye konuştu.
Olay günü çalışmak için gittiği Aksaray'da bulunan kaynak ustası baba Miktat Özbalık (37) ise yaşanan kazayı duyar duymaz Adana'ya geldiğini, sorumluların ceza almasını istediğini söyledi.
'20 SANİYE NEFES ALAMADIM, ÖLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM'
Kalenin üzerine devrilmesiyle birlikte 20 saniye nefes alamadığını ifade eden Murat Sefa Özbalık da "O gün annemden maç yapmak için izin istemiştim. Bizim orada maç yapmak için uygun bir yer olmadığından arkadaşlarımla okula gittik. Maç yaparken kaleye elimle asıldıktan sonra direk üzerime düştü. Sonra çocuklar beni banka götürdüler. Orada biraz oturdum. Kendimi iyi hissetmeyince uzanmamı söylediler. Su verdiler. Arkadaşlarımdan biri annemin numarasını isteyip onu aradı. Annem geldi. Babaannemin komşusunun arabası ile hastaneye gittik. Hastaneye gittikten sonra da bana müdahale etmişler. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda boynumda ve kolumda borular vardı. Çok korkmuştum. O an öleceğimi düşünmüştüm ama ölmedim" ifadelerini kullandı.
Ailenin avukatı Ezgi Keskin ise yaşanan olayda müvekkilinin hayati tehlike geçirecek nitelikte yaralandığını belirterek, savcılık tarafından başlatılan soruşturma dosyası ve açılan idari davayı takip ettiklerini dile getirdi.
Kaynak: DHA