Numan Kurtulmuş: Ermenistan'ın açık bir uluslararası hukuk ihlali var

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, "Sorunun çözümünün temel şartı işgal edilen toprakların, işgalden kurtarılarak Azerbaycan'ın olması. Ermenistan'ın çekilmesini istiyoruz. Uluslararası camiaya da 'Gelin Ermeni işgalini sonlandıralım' diyoruz" dedi.

Son Güncelleme:

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Haber Global'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş, Ermenistan'ın saldırılarıyla ilgili olarak, "Açık bir uluslararası hukuk ihlali var" dedi.

Kurtulmuş, uluslararası camiaya seslenerek, "Bu kadar açık işgal varken, gelin samimi olarak önce bu haritayı düzeltelim, buradaki işgali sonlandıralım" diye konuştu. 

Macron'un Ermenistan'ın saldırılarına karşı Türkiye'nin tutumuna ilişkin söylediği "Türkiye'den politik, düşüncesiz ve tehlikeli açıklamalar geliyor" sözlerine de yanıt veren Kurtulmuş, "Sözlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Hakikati ifade etmiyor. Hakikat, Dağlık Karabağ ve diğer işgal edilen topraklardan Ermenistan'ın çekilmesidir" ifadelerini kullandı. 

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un açıklamaları:

Türkiye'nin Azerbaycan'ın karşı karşıya kalmış olduğu, hukuksuz, uluslararası hukuku hiçe sayan işgal karşısında, sessiz kalmayacağı son derece açıktır. Biz bütün uluslararası platformlarda Azerbaycan'ın yanında olduğumuzu teyit etmek için, kardeş, dost Azerbaycan halkına göstermek için dün sayın Dışişleri Bakanımız ile birlikte Azerbaycan Büyüelçiliğine ziyarette bulunduk. Bu bizim için aslında çok temel bir vefa borcumuzdur. Biz iki farklı devlet gibi olsak da aslında aynı milletiz. Her şekilde Azerbaycan'ın yanındayız. Bu bir dayanışma ziyaretiydi. Aziz milletimizin de hislerinin bir göstergesiydi. Koşulsuz desteği her yerde, her şartta sürdürmeye devam edeceğiz. 

"AÇIK BİR ULUSLARARASI HUKUK İHLALİ VAR" 

Sorun çok açık. Biz bunu sadece Azerbaycan Türkleri ile aynı milletin fertleri olduğumuz için söylemiyoruz. Açık bir uluslararası hukuk ihlali var. 1988'de Rusya'nın çözülmeye başlamasından hemen önce başlayan bir oldubitti ile, şımarık bir şekilde, Batı'daki bazı ülkelerin Ermeni lobisinin vereceği desteği düşünerek, Ermenilerin attığı son derece şımarık adımlar var. Azerbaycan'da Dağlık Karabağ'ı işgal edenler, Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan politikacıları şunu biliyorlar; konu uluslararası platforma taşındığı zaman zaten birçok ülkede son derece güçlü olan Ermeni lobisi sayesinde devletlerin bir kısmı ya açıktan destek verecek ya da bir kısmı görmezden gelerek, bu işgali görmezden gelerek -Ki 30 senedir Minsk Grubu'nun yaptığı gibi- bu sorunu görmezden gelecek. BM kararlarına aykırı olan bu işgali bir şekilde sürdürecekler. Şımarıklıktan kastım budur. Diaspora ve onun üzerinden sağlanmış olan bazı ülkelerin politik destekleri de var. 

"BU KADAR AÇIK İŞGAL VARKEN, GELİN ÖNCE BU HARİTAYI DÜZELTELİM"

Şu anda bizim uluslararası camiaya üst perdeden, yapıcı bir şekilde çağrımız var. Öncelikle gelin, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki bu sorunun temeline inelim. Bir işgal var, işgalci olan Ermenistan'dır. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sine yakın bir kısmını işgal etmiştir. Haritada da görüldüğü gibi. Nahçivan ile Azerbaycan arası da kesilmiş işgal ile. Burada şu alan (Dağlık Karabağ) işgal alanıdır, tamamı Azerbaycan toprağıdır. Bu kadar açık işgal varken, gelin samimi olarak önce bu haritayı düzeltelim, buradaki işgali sonlandıralım. Bunu uluslararası camia yapabilir. BM kararına uyulmuyor. Minsk Grubu gelsin, neredeler, bu sorunu niye çözmüyorlar? Sorunun çözümünün temel şartı işgal edilen toprakların işgalden kurtarılarak Azerbaycan'ın olması. Ermenistan'ın çekilmesini istiyoruz. Uluslararası camiaya da 'Gelin Ermeni işgalini sonlandıralım' diyoruz.

"BAZI BÜYÜK ÜLKELER SORUN ALANLARI BIRAKIYORLAR"

Bazı büyük ülkeler, hem de soğuk savaştan kalma alışkanlıkları ile sorun alanları bırakıyorlar. Mesela ABD, Rusya, Avrupa'daki bazı ülkeler... Kıbrıs meselesi mesela, Kıbrıs meselesini çözün, nedir bu? İki devletin olduğu bir çözüm olsun. Türkiye bu kadar haklı bir tezi savunurken dün ABD Dışişleri Bakanı bir kere daha Yunanistan'a gitti. Gitmeden ABD'li yetkililer Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni ziyaret ettiler. Sanki orada KKTC yokmuş gibi orada bir sorun bırakıyorlar. Sorunun çözümü basit. Kıbrıs'taki sorun kalsın istiyorlar. Pakistan-Hindistan arasındaki Keşmir meselesi sorun olarak kalsın istiyorlar. Bu eski dönem emperyalist alışkanlıkların, yeni dönem neoemperyal yansımalarıdır. Sorunlar çözülmesin, oraya ulaşacak politik zemin olsun. 

Biz Doğu Akdeniz barış denizi olsun, Kıbrıs'ta iki kesimin de haklarını koruyan çözüm olsun, Ermenistan-Azerbaycan sorununda işgalci olan Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilsin, iki ülke arasında kalıcı barış tesis edilsin diyoruz. Bu ülkelerin halkları bu topraklarda yaşıyor ve kıyamete kadar yaşamaya devam edecekler. 

MACRON'UN SÖZLERİNE YANIT: HAKİKAT, ERMENİSTAN'IN İŞGAL ETTİĞİ TOPRAKLARDAN ÇEKİLMESİDİR

(Macron'un 'Türkiye'den politik, düşüncesiz ve tehlikeli açıklamalar geliyor. Dağlık Karabağ'ın alınması meşru değil' açıklaması)
Macron okuduklarını anlayamamış. Türkiye'den yapılan bütün politik açıklamalar son derece dengeli, Azerbaycan'ın haklı davasını savunan, haklı görüş ve tezlerdir. Burada yine Macron, eski alışkanlıkları ile, sömürge devleti alışkanlıklarını nüsettirmiş, Türkiye'ye sözler söylemeye gayret ediyor. Sözlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Hakikati ifade etmiyor. Hakikat, Dağlık Karabağ ve diğer işgal edilen topraklardan Ermenistan'ın çekilmesidir. Macron bunları söylerken benden çok kendisi biliyor, Fransa'nın Ermeni lobilerinin nasıl etkisi altında kaldığını. Burada taraflı konuşan sayın Macron'dur. 

"ERMENİSTAN KARA PROPAGANDALARA DA İYİ ALIŞMIŞ"

Türkiye şimdiye kadar bütün sorunlarda açık şekilde pozisyonunu ilan etti. Ruslara karşı bir şey söylüyor, ABD'lilere karşı da aynı şeyi söylüyor. Türkiye'nin Ermeni saldırıları ve işgal karşısında da tezi, tavrı nettir. Ermenistan öyle görülüyor ki, bir takım kara propagandalara da iyi alışmış. Uçak düşürme iddiası külliyen yalandır. Güçlü Türkiye olmak durmundayız ki ayakta kalabilelim. Türkiye bunun bildiği için kararlılıkla yoluna devam ediyor. Bu da birilerini rahatsız ediyor. Eski dönemin Türkiye'sini bekliyorlar. Türkiye kimseyle kötü olmak istemiyor ama kendi ayakları üstünde durmak istiyor. Kim Türkiye'nin karşısına çıkarsa da haklı davası için mücadele ediyor. Öyle olmasaydı bugün PYD/YPG çoktan Kuzey Irak ve Suriye'de yapılanma içinde olurdu. Türkiye, Ruslarla da, Amerikalılarla da, Avrupalılarla da konuştu. Operasyonları yaparak bölgelerin terör örgütlerinden temizlenmesi için elinden gelen gücü ortaya koydu. Birileri bundan rahatsız oluyor. 

DOĞU AKDENİZ'DEKİ GELİŞMELER

Türkiye'nin kararlılığını herkes gördü. Burada Türkiye sadece bir söz söyleyip bu sözün arkasında blöf yapmıyor. Oruç Reis'in etrafında Türk savaş gemilerinin yer alması, üstünden savaş uçaklarımız, orada bizim araştırmalarımızı sürdürmemiz, tarihi bir fotoğraftır. Ben burada hakkım olan, doğalgazı, petrolü aramaya devam edeceğim diyor Türkiye. Akdeniz'de bütün Akdeniz halklarının payı vardır. 

ERKEN SEÇİM SÖYLENTİLERİ

Muhalefet partileri bir imkan doğabilir mi diye erken seçimi isteyebilirler. Türkiye'de erken seçim olmayacaktır. Seçimler vaktinde yapılacaktır. 'Ben erken seçim istiyorum' demekle erken seçim olmaz. Erken seçim için en ufak bir rasyonel gerekçe yok. Erken seçim tartışması beyhudedir. Gündeme de girmeyecektir.

AK Parti'nin 4 temel özelliği var. 2002'den bu yana, bir tanesi reformculuktur. Türkiye'de çok sayıda reforma imza attı AK Parti. Askerlik reformu yapıldı, hukuk reformaları yapıldı. Birçok alanda insanları kendilerini ifade edebilmeleri yönünde adımlar atıldı, Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile 90 yılın en önemli politik reformu yapıldı. Siyasi partiler yasasında, seçim sisteminde, diğer yasalarda daha demokratik yapı için atılabilecek adımlar üzerinde konuşulabilir. Amacımız gerçekten çok daha güçlü siyaset zemini oluşturabilmektir. Bunun erken seçimle ilgisi yoktur. 

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber