Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir? Ne zaman imzalandı? Türkiye'nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ndeki hakları neler?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin sözleşmeye uygun şartları taşıyan askeri gemileri, 15 gün önceden Türkiye'ye haber vererek boğazları geçebiliyor ve en fazla 21 gün Karadeniz'de kalabiliyor.

Son Güncelleme:

Türkiye'nin İstanbul ve Çanakkale boğazlarında egemenlik haklarını düzenleyen sözleşme, aslında boğazlar üzerinde yaklaşık 300 yıldır yürütülen girişimlerin son halkasını oluşturuyor.

Batı Avrupa ülkeleri ve Rusya'nın tehditleri doğrultusunda boğazlar politikasını yenileyen Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkması sonucu Sevr Antlaşması'yla boğazların yönetimini İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya'nın başı çektiği bir komisyona bıraktı.

Kendi bayrağı ve bütçesi bulunan bu komisyon boğazların güvenliğini de sağlayacaktı. Ancak Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı'nı kazanmasıyla Çanakkale ve İstanbul boğazlarının kontrolü 1923'te Boğazlar Sözleşmesi'yle Milletler Cemiyeti'ne bağlı Türkiye başkanlığındaki Uluslararası Boğazlar Komisyonu'na devredildi.

Barış zamanında sınırlama olmaksızın askeri ve ticari gemi geçişine izin verilen bu dönemde, Türkiye'ye sadece savaşta kısıtlama uygulama hakları tanındı.

SİLAHLANMA YARIŞININ BAŞLAMASIYLA ŞARTLAR DEĞİŞTİ 

Söz konusu komisyon, boğazların askerden arındırılmasını da öngörüyordu. Bu durum Türkiye'nin egemenlik haklarını kısıtlarken, savaş dönemlerinde savunma anlamında da bir zafiyet oluşturuyordu.

Özellikle 1930'larda yeniden başlayan silahlanma yarışı, komisyonun oluşturulduğu dönemin şartlarının ortadan kalktığını gösteriyordu.

Uluslararası düzendeki kutuplaşmadan istifade edip harekete geçen Türkiye'nin boğazların statüsünü değiştirme hamlesine, 1936'da İngiliz Dışişleri Bakanlığı, "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir." açıklamasıyla destek verdi.

İngiltere ve Balkan Antantı ülkelerinin desteğiyle 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde Türk boğazlarının statüsünü değiştirecek konferans toplandı. Konferans 20 Temmuz 1936'da Türkiye'nin egemenlik haklarını iade etti ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Sözleşme, 9 Kasım 1936'da yürürlüğe girdi.

KIYIDAŞ OLMAYAN DEVLETLERİN SAVAŞ GEMİLERİ KARADENİZ'DE 21 GÜNDEN FAZLA KALAMIYOR

Montrö'ye göre, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletlerin askeri gemileri ile bunlara yardımcı deniz araçları, sözleşme şartlarını yerine getirmek kaydıyla boğazlardan serbestçe geçme hakkına sahip. Sözleşmede geçiş için belirtilen şartların başında ise gemilerin tonajı ile Karadeniz'de kalış süreleri gibi sınırlamalar bulunuyor. Türk Boğazlarından bir gün içinde geçecek askeri gemilerin kıyıdaş olsun ya da olmasın toplam tonajının 15 bin tonu aşmaması gerekiyor.

Sözleşmede uçak gemilerine ilişkin bir madde bulunmazken, bu gemiler yapıları gereği uygulanan tonaj sınırını aştığı için boğazlardan geçerek Karadeniz'e giremiyor. İlke olarak, yabancı ülke denizaltıları Türk Boğazlarına giremiyor. Kıyıdaş ülkeler ise sipariş edilmiş denizaltılarını teslim almak ya da onarıma göndermek ve getirmek için Boğazları kullanabiliyor. Sözleşmeye göre, ne sebeple olursa olsun Karadeniz'e kıyıdaş olmayan ülkelere ait savaş gemileri bu denizde 21 günden fazla kalamıyor.

15 GÜN ÖNCEDEN BİLDİRİMDE BULUNMALARI TERCİH EDİLİYOR 

Montrö'ye göre tüm ülkeler Türk boğazlarını geçmeden önce Türkiye'ye geçiş günü, rota, Karadeniz'de kalış süresi gibi bilgileri içeren ön bildirim yapmak zorunda. Ön bildirimin süresi Karadeniz ülkeleri için 8 gün iken, kıyısı olmayan ülkeler için bu süre en az 15 gün olarak uygun görülüyor. Ayrıca Türkiye'ye verilen bilgilerde bir değişiklik meydana gelirse, durumun geçişten en az 3 gün önce Türkiye'ye bildirilmesi gerekiyor.

 "İNSANCIL BİR AMAÇ İÇİN" ÖN BİLDİRİM ŞARTI GEREKMİYOR

Sözleşmenin 18. maddesine göre, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletler, bu denize "insancıl amaçla", ön bildirime gerek olmaksızın savaş gemisi gönderebiliyor. Bununla birlikte, insancıl amaçla gönderilen savaş gemilerinin tonajının 8 bin tonu geçmemesi gerekiyor. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre ticaret gemileri ise yükleri ne olursa olsun boğazlardan serbest şekilde geçebiliyor.

YABANCI ASKERİ GEMİLERE TONAJ SINIRLAMASI

Montrö Sözleşmesi, Karadeniz'deki askeri varlığın yoğunluğunu da düzenleyen hükümlere sahip. Karadeniz'e kıyıdaş olmayan ülkelerin burada aynı anda bulundurabileceği gemilerin toplam tonajı 45 bin tonu, kıyıdaş olmayan tek bir ülkenin ise 30 bin tonu aşamıyor.

SAVAŞ DÖNEMİNDE TÜRKİYE GEÇİŞLERİ DURDURABİLİR

Savaş zamanlarında ise Türkiye'ye askeri gemi geçişi uygulamalarında kısıtlama hakkı tanınıyor. Buna göre Türkiye savaşta değilse, askeri gemiler barış dönemindeki şartlarla boğazları geçebiliyor. Türkiye savaştaysa ya da savaş tehdidi hissediyorsa savaş gemisi ve askeri yardım gemilerinin geçişini engelleme hakkına da sahip.

MONTRÖ NE ZAMAN İMZALANDI?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşme. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Sözleşme, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlar. Sözleşmenin şartları, özellikle Sovyetler Birliği Donanması'na Akdeniz'e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. 1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin yerine geçmiştir. Bu sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu'nun da görevi sonlanmıştır.

TÜRKİYE NEDEN MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ İMZALANMASINI İSTEDİ?

Türkiye, Lozan Antlaşması'yla birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima endişe içinde olmuştu. Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye'nin silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştı. Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve Boğazlar'ın statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştü. İngiliz Dışişleri Bakanlığının 23 Temmuz 1936 tarihli bir notasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."

Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen Birleşik Krallık'ın Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. Türkiye'nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince Boğazlar'ın rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde toplanmıştır. İki ay süren toplantılardan sonra 20 Temmuz 1936'da Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçmiştir.[1] Türkiye daha önce Sovyetler Birliği ile yaptığı saldırmazlık antlaşması uyarınca Sovyetler Birliği'nin de desteği alınmıştır. Sözleşme 9 Kasım 1936'da yürürlüğe girmiş ve Milletler Cemiyeti Sözleşme Serisi'ne 11 Kasım 1936'da kaydedilmiştir.

MONTRÖ SÖZLEŞMESİNDE SAVAŞ ZAMANI HÜKÜMLERİ NELERDİR?

Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.

Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

Kaynak: AA

Sonraki Haber