Millî Mücadele'de cepheye koşan 'Karayel'in hikayesi

Kitabın ana karakterlerinden biri olan Karayel’den ve yaşadıklarından bahseden Kurt, şunları ekledi:

“Cepheye Koşan At, Tekalif-i Milliye Emirleriyle orduya bağışlanan bir atın hikayesini anlatıyor. Kırıkkale’nin Bedesten köyünden orduya verilen Karayel maalesef pek çok olayla karşı karşıya geliyor ve cephede yaralanıyor. Bir sahibi var, Mangal Dağı’nda şehit oluyor ve oraya gömülüyor. Atlar çok hisli hayvanlar ancak biz bunu pek gözlemlemeyiz, etrafımızda eskisi gibi çok fazla at yok. Sahibinin ondan ayrıldığını hissedince gözlerinden yaş geliyor. Bu pek çok hayvanda da gözlemlediğimiz bir durumdur. Atımız savaş, barış, kavga, dövüş, hastane ve ameliyatlar gibi o kadar çok şeye şahit oluyor ki. O şartlarda İstanbul Baytar Mektebi öğrencileri Anadolu’ya geçip at ameliyatları gerçekleştiriyor. Bir at nasıl iyileştirilebilir diye otopsiler yapıyorlar. Serum ve aynı zamanda ilaç yetersizliğinden maalesef ki pek çok atı kaybediyoruz. Çünkü o yıllarda bıcılgan, ruam ve sığır vebası hastalıkları kol geziyor. Bir taraftan yurdu saran düşmanlarla boğuşurken öte yandan bu hastalıklarla boğuşuyoruz. İnsanlar da sıtma hastalığı ile boğuşuyor. Özellikle Ankara Taşhan’da kurulan bir laboratuvarda Naki Akerman o yıllarda sığır vebası için serum üretmeye çalışıyor. Bu çok büyük bir mücadele, yani savaşın ortasında serum üretmeye çalışmak bir bilimsel çalışma ve mucizedir. İlaç yokluğundan baytarlarımız kaynamış tereyağına kül katarak onu bir merhem haline getiriyorlar ve at yaralarına sürüyorlar. Sonrasında da ardıç katranıyla orayı sararak atları iyileştirmeye çalışıyorlar.”

Kaynak: DHA