Malta'da bir aracın ezerek öldürdüğü Pelin Kaya'nın ailesinin adalet arayışı sürüyor: Bir yaşam çalındı, bu savaşa hazırız

Geçtiğimiz sene Malta'da kaldırımda yürürken bir aracın ezmesi sonucu hayatını kaybeden 30 yaşındaki Türk vatandaşı Pelin Kaya'yı ölüm yıl dönümünde anmaya hazırlanan ailesi, katilin en ağır şekilde cezalandırılması için adalet mücadelesini sürdürüyor.

Son Güncelleme:

Türk aile, Malta'da yitirdikleri kızları için adalet savaşı veriyor. 

Malta'da yaşayan iç mimar Pelin Kaya'nın, Gzira kentinde geçen yıl 18 Ocak'ta arkadaşlarıyla doğum gününü kutladıktan sonra kaldırımda yürürken Fransa-Malta vatandaşı Jeremie Camilleri'nin (33) kullandığı aracın ezmesi neticesinde can vermesinin üzerinden bir yıl geçti. Acı olayın yıl dönümünde, kardeşi Pelin'i Malta'daki arkadaşları ve sevenleriyle olay yerinde anma hazırlığındaki Derya Kaya, geride bıraktıkları bir yılı ve katil zanlısının yargılandığı davaya dair bilgileri, video bağlantı yöntemiyle anlattı.

Derya Kaya, olayın üstünden bir yıl geçmesine rağmen acılarının halen ilk günkü gibi olduğunu belirterek "Evet, herkesin dilinde bir ‘bir yıl’ var ama açıkçası biz aile olarak hep aynı noktadayız. Yani bizim için zaman geçmedi sadece. Ne yazık ki birdenbire bir sürecin içine düştük. Hayat hiçbir şekilde bizim için akmadı bu süreçte. Pelin için uğraşmaya devam ettik ama bu sürecin içinde olup da durumu tam algılamak gerçekten mümkün değil. Çünkü biz ne zaman Pelin'den konuşsak sanki o hala bir yerlerde yaşıyor gibi. Biz hala inanmadık bu duruma. Bizim için bir yıl değil. Biz, hep aynı noktadayız. Bu noktadan da ayrılabileceğimiz de düşünmüyorum açıkçası. Çünkü biz o noktada kaldık, Pelin'imizi gömdük ama biz öldük aslında." dedi.

YARGI SÜRECİ NE AŞAMADA?

Pelin’i aracıyla ezen Camilleri'nin tutuklu yargılandığı davanın daha önce yavaş gittiği konusunda bazı tereddütleri olduğu hatırlatılıp gelinen son aşamanın ne olduğu sorusuna Kaya, "En başta tabii öfkemiz çok yüksek olduğu için biz bu süreci yavaş bulduk ama şimdi Malta adalet sistemine daha hakim olduğumuzu söyleyebilirim. Bu nedenle daha net görebilmeye başladık. Bir yıl boyunca bütün delillerin toplanma işlemi bitirildi ve gerçekten büyük bir titizlikle yapıldı. Dolayısıyla bu sürecin sağlıklı işlemesi için evet gerçekten o bir yıla ihtiyaç varmış. Biz de bunu kabul ediyoruz şu an." yanıtını verdi.

Kaya, "Tahminimize göre, 24 Ocak'ta katılacağımız duruşmada artık delil toplama süreci kapanacak ve hakim, iki seçenekten birini uygulayacak. Birinci seçenek, kendi yetkisi olan 15 yıl. Çünkü henüz Ceza Mahkemesi denilen üst mahkemeye atanmadı dava. Bunun için delil toplanması beklendi. Bu aşama kapanınca hakim ya birinci seçenek; kendi yetkisi olan 15 yılı kullanacak ya da ‘Hayır, 15 yıl yeterli değil, ben bu davayı bir üst mahkemeye atıyorum’ diyecek." diye konuştu.

Bir üst mahkemeye atamasının, jüri davasının başlaması anlamına geldiğini aktaran Kaya, bu sürecin de en az 1 yıl daha sürebileceğini ve kendileri için de acı verici olacağını söyledi.

Kaya, Türkiye'deki hukuk sisteminin jürili olmadığına işaret ederek şöyle devam etti:

"Televizyonlarda, filmlerden izlediğimiz şekilde biliyoruz bu jüri aşamasını. Avukatlarımızın bize anlattığı şey, tabii bizim yaşadığımız bir acı üzerinden yapılacağı için o dava bizi çok daha fazla etkileyecek bir süreç olacak. Suçlu olduğu kabul edilene kadar, adalet önünde her canlı savunuluyor. Dolayısıyla o katilin savunma avukatları da savunmaya girişecekler ve biz, duymak istemediğimiz şeyleri de duymak zorunda kalabileceğiz ama buna hazırız aile olarak. Çünkü biz bir yıldır sabrettik."

Pelin'in kaybı ve dava süreci dolayısıyla ailesiyle tıbbi destek de almak durumunda kaldıklarını dile getiren Kaya, "Hem bu davayı yürütmek hem de ailemizi tedavi etmek adına aldığım birtakım destekler var tabii ki. Çok zorlu bir süreç başlayacak ama önemli değil. Ailem adına konuşuyorum; Biz bu savaşa hazırız, bunun için hazırlandık ve çok erken çalınmış bir hayatın ‘adalet bekçisi’ olmaya devam edeceğiz. Vazgeçmemiz mümkün değil. Süreç ne kadar uzarsa uzasın, biz adaleti eninde sonunda alacağız." değerlendirmesinde bulundu.

"BEN ASLA 15 YIL GİBİ BİR SÜREYİ KABUL ETMEYECEĞİM"

Halihazırdaki yargı safhasında kardeşinin katil zanlısına 15 yıl hapis cezası verilebileceğine işaret eden Kaya, "Ben asla 15 yıl gibi bir süreyi kabul etmeyeceğim. Çünkü Pelin 30 yaşına bir iki saat önce adım atmıştı, hayata yeni başlıyordu. Bir yaşam çalındı. Bir yaşamın karşılığı 15 yıl değil benim için. O nedenle bir yaşam çalındıysa benim hedefim; ömür boyu hapis. Bu hedeften de vazgeçmeyeceğim. Sonuna kadar devam edeceğim bu süreçte istediğimi alana kadar. Bir yaşamın karşılığı neyse o." dedi.

Savunma tarafının, katil zanlısının daha düşük bir ceza alması için "akıl hastalığı" üzerine savunmasını kurgulamasını beklediğini anlatan Derya Kaya, "Ama bu tezi çürütecek çok fazla şey var. Doktorların söylediğine göre; Pelin çarpma anından 4-5 saniye sonra hayatını zaten kaybediyor ama Pelin 10 dakika boyunca bir işkenceye maruz kalıyor, savunmasız bedeni işkenceye maruz kalıyor. Yardım alması engelleniyor. Dolayısıyla o kişinin ilk başta yaptığı savunma, zaten kendi kendine geçerliliğini kaybetmiş oluyor. Hiç kimse böyle bir işleme 10 dakika boyunca bilinçsizce devam etmez. Ne istediğini bilerek hareket etmiş." diye konuştu.

TÜRKİYE VE MALTA MAKAMLARINA TEŞEKKÜR

Malta'nın kendisi için özel bir ülke olduğunu aktaran Kaya, "Malta her anlamda güvendiğim bir ülke ve aslına bakarsanız herkesin de güvendiği bir ülke. Birçok Türk yaşamak için ve yatırım yapmak için Malta'yı seçiyor. Dolayısıyla da bu Malta sistemine güveniyoruz demektir. Tabii bu acıyla biz ne olacak ne bitecek tam bilemediğimiz süreçte şüphe duyduk, bunu kabul edeyim ama bu geçirdiğim bir yıl benim Malta adaletine olan güvenimi pekiştirdi." diye konuştu.

Olayın ardından Maltalı yetkililerin üst düzeyde kendileriyle ilgilendiğini kaydeden Kaya, "Malta Başbakanı ve eşi, Dışişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı, hep yanımızdaydı ama tabii bunun olmasının bence en büyük sebebi, bizim kendi hükümetimizin hep arkamızda olması. Ben Malta havaalanına adım attığım andan itibaren Büyükelçiliğimizle birlikteydim. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Burada tabii Türk hükümetinin gücü aslında bizi ayakta tuttu ve destekledi. Hükümetimiz bizim arkamızda olmasaydı, nasıl bir yaklaşım olurdu tahmin edemiyorum. Şimdiye kadar çok yakın ilişki içindeydik her iki hükümetle de. Her zaman desteklerini hissettirdiler hem kendi hükümetimiz hem de Malta hükümeti. Dışişleri Bakanlığımız ve Büyükelçiliğimiz gerçekten övgüyü hak ediyorlar. Bir masum hayatın çalınmasına nasıl sahip çıkılması gerekiyorsa o şekilde sahip çıkıldı." ifadelerini kullandı.

"18 OCAK BİZİM İÇİN EN ÖZEL GÜNDÜ, EN ACI GÜNE DÖNÜŞTÜ"

Derya Kaya, kendisine Pelin'in görselinin olduğu bir yüzük hediye edildiğini ve son olarak da tarağında kalan saçlarından yapılmış bir "P" harfi şeklindeki kolye yaptırdığını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pelin'in genç yaşta hayatını kaybetmesi, gerçekleştirmek istediği hayallerini de etkiledi, yok oldu. Ben de seyahatlerimde Pelin'le olmak istedim. Belki bu dünyayı tanıma hayalini, belki ben gerçekleştirebilirim diye düşündüm. Tabii ki Pelin benim hep aklımda, kalbimde ama bir de göstermek istedim. Belki beni izliyordur dedim. İzlediğinde belki ablasının, onu her yere taşıması hoşuna gidiyordur diye düşündüm, bir teselli oluşturdum belki de kendime bilmiyorum. Pelin, her yere benimle gelecek bundan sonra, yarım kalan hayalini belki biraz gerçekleştirebilirim.18 Ocak bizim için en özel gündü, en acı güne dönüştü ama 18 Ocak yok olmayacak, 18 Ocak hep orada. En son olayın gerçekleştiği yerde ben de Pelin'i anacağım. Sırasız ölümler can yakıyormuş."

Öte yandan, Pelin Kaya için Gzira kentinde hayatını kaybettiği noktada bu akşam bir anma töreni yapılacak.

Sonraki Haber