Leyla Aydemir'in tutuklu amcası kendisini bu sözlerle savundu: O benim ciğerim, nasıl böyle bir şey yaparım?

4 yaşındaki Leyla'nın kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeninin bulunmasıyla ilgili 1'i tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir, "Leyla benim ciğerim, nasıl böyle bir şey yaparım?" dedi.

Son Güncelleme:

Ağrı merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, geçen yıl Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde, 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. Tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkisinde cansız bedeni bulundu. Küçük kızın babası Nihat Aydemir'in kuzeni Mehmet Ali Aydemir (33), 18 Temmuz günü 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı. 

7 SANIĞA DAVA AÇILDI

Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Mehmet Ali Aydemir'in de aralarında olduğu 7 sanık hakkında 'Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'İştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 14'er yıla kadar hapis cezası istemiyle 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.

BABA ŞİKAYETÇİ OLMADI, ANNE OLDU

Davanın 20 Eylül 2019 günü görülen ilk duruşmasında, baba Nihat Aydemir sanıklardan şikayetçi olmadı. Anne Şükran Aydemir ise şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, Leyla'nın amcası Yusuf Aydemir'i 'suçu işlediğine yönelik somut deliller bulunduğu ve dinlenilmeyen tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimali olduğu' gerekçesiyle tutukladı. 19 Aralık 2019 günü, dosya üzerinden yapılan tutukluluk değerlendirmesinde ise Mehmet Ali Aydemir, 'mevcut delil durumu ile tutuklulukta geçen süre ve dosyanın geldiği aşama' dikkate alınarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

3 SANIĞA MÜEBBET İSTENDİ

Davada, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını celse arasında mahkeme heyetine sundu. Cumhuriyet savcısı, tutuklu yargılanan amca Yusuf Aydemir (43) ile akrabaları Mehmet Ali Aydemir (33) ve köylüleri Besim Dursun'un (48) 'fikir ve eylem birliği içerisinde Leyla'yı öldürdüklerinin anlaşıldığını' belirterek, ağırlaştırılmış müebbet ile 14'er yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir'in ablası Ayşe Artam (38) ve eniştesi Yıldırım Artam (41) hakkında 'Cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım' suçundan 29 yıl 4'er aya kadar hapis cezası talep eden savcı, amca Musa Aydemir (29) ile Besim Dursun'un eşi Hatun Dursun'un (56) ise beraat ettirilmesini istedi. Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Besim Dursun, Ayşe Artam ve Yıldırım Artam'ın, hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesini de talep etti.

AVUKATLAR TÜM SANIKLARIN CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ

1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanık Yusuf Aydemir cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar ve avukatlar ise duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmada, Leyla'nın ailesinin avukatı, davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Ağrı Barosu avukatları sanıkların tümümün cezalandırılması ile tutuklanmasını talep etti.

'AİLE MECLİSİ TOPLANTISI YAPMADIK'

Duruşmada tanık olarak dinlenen dede Zeki Aydemir, olayın nasıl olduğunu görmediğini belirtti. Olayın kapatılması için aile meclisi toplantısı yapmadıklarını öne süren dede Aydemir, "Babam 1969'da öldü. Bilsem ki bu işin içinde babamın parmağı var, gelip söylerim. Leyla'nın taziyesine katılmadım çünkü içim yanıyordu. Bana başsağlığında bulunmalarını istemiyordum. O yüzden evimde oturdum. 300 bin lira ödül vaadinde bulundum. Baba Nihat'a, hastanede 'Cenazeyi öğleden sonra kaldıralım' dedim, o da 'Yok' dedi. 300 bin liralık ödüle ben ve baba Nihat karar verdik. Leyla'nın bulunmasını istiyorduk. Eğer gizli tanık Bezirhaneli, bizim köylüyse suçlu ve katil odur" dedi. 

'LEYLA BENİM CİĞERİM'

Tutuklu sanık Yusuf Aydemir ise mütalaaya karşı yaptığı savunmada suçlamaları kabul etmedi. Amca Aydemir, "Nihat ile aramızda miras davası yok. O sıralarda ben de ev yapıyordum, Nihat ev için bana 10-15 bin lira para yardımında bulundu. Eve gittiğimde kahvaltı yapıyorlardı. Evden dışarı çıktığımda oğlum peşimden çıktı, sonra Leyla çıktı ve başka bir evin önüne gitti. Ben kaybolacağını bilsem peşinden giderdim. Leyla benim ciğerim, ağabeyimin çocuğu, nasıl öyle bir şey yaparım? Katili bulmak istiyoruz ama ortada yok. Leyla'nın kanı ortada kalmaz inşallah. Suçsuz, günahsız yatıyorum" diye konuştu.

2 EKİM'E ERTELENDİ

Cumhuriyet savcısı mütalaasını yineleyerek, cezalandırılmalarını istediği 5 sanığın kaçma şüpheleri bulunduğu için tutuklanmalarını talep etti. Savcısının tutuklama talebini reddeden mahkeme heyeti, Yusuf Aydemir'in tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 2 Ekim'e ertelendi. 

UCİM: MÜCADELEMİZE DESTEK OLUN

Duruşmanın ardından Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği UCİM avukatları ve gönüllüleri, Erzurum ile Ağrı Barosu avukatları açıklama yaptı. UCİM Genel Başkan Danışmanı avukat Ayşegül Aydoğan, Leyla’nın ölümünden bütün sanıkların sorumlu olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

"Biz UCİM olarak ülkemizin her yerinde mücadele verdiğimiz gibi mücadelemizi burada da sürdürüyoruz. Bugün anne ve babalar çocuklarınıza bir bakın. Onların kılına Leyla’ya yapılanların onda biri yapılsa ne tepki verirdiniz? Düşünün ve gelin mücadelemize destek olun. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bunlar bizim geleceğimiz ve biz onları korumak zorundayız. Hiç acımadan Leyla’yı katledenlere adalet önünde hesap sormaya devam edeceğiz. Duruşma 2 Ekim 2020 tarihine ertelendi. 2 Ekim'de dernek olarak yine burada kalabalık bir şekilde, bu eylemi gerçekleştirenlerden adalet önünde hesap sormak için en ağır cezayı almaları için burada olacağız."

DHA

Sonraki Haber