Kredi borcu olanlar arttı: Bir yılda 2.3 milyon kişi!
Son bir yılda bankalara borçlu insan sayısı 2.3 milyon kişi arttı. Toplam borç miktarı 659 milyar TL'den 899 milyar TL'ye çıktı. Krediler çekildi, borçlar alındı, peki nasıl ödenecek?
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, bireysel kredi borcu olan vatandaşların sayısı son bir yılda 2.3 milyon kişi artarak 34.5 milyon kişiye ulaştı. Toplam borç miktarı ise 2020 Mart'ta 659.2 milyar TL iken 2021 Mart'ta 899.3 milyar TL'ye yükseldi. Yani ülke genelinde 34.5 milyon kişinin bankalara toplam 899.3 milyar TL bireysel kredi borcu var.
Bu kredilerin yüzde 45.8'ini ihtiyaç kredileri oluştururken, yüzde 31.8'inin konut kredileri ve yüzde 5.2'inin de taşıt kredileri olduğu görülüyor.
Ortalama bireysel kredi riski ise 2021 Mart'ta yıllık bazda yüzde 27.1 arttı.
Kredi kartı borçlarına bakıldığında ise şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor: 2021 Mart itibarıyla 28.2 milyon kişinin toplamda 154.4 milyar TL kredi kartı borcu var. Bu borç bir ayda 5.4 milyar TL, bir yılda 38.3 milyar TL arttı.
Öte yandan, bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişi sayısındaki aylık artış dikkat çekti. Borcunu ödeyemeyenler 2021 Şubat'ta 68 bin kişi iken 2021 Mart'ta 86 bin kişiye yükseldi. Bu sayı 2020 Mart'ta ise 82 bin kişi idi.
Borçluluktaki son durumu, haberglobal.com.tr okurları için Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara ve Başkent Üniversitesi Finans ve Bankacılık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu anlattı.
Prof. Dr. Şenol Babuşcu. (Babuşcu aynı zamanda Ziraat Bankası'nın eski Genel Müdür Yardımcısı)
ENFLASYON ETKİLİ
Başkent Üniversitesi Finans ve Bankacılık Bölümü Başkanı Prof.Dr. Şenol Babuşcu, toplam borç miktarındaki artışın yüksek enflasyonun bir etkisi olduğuna dikkat çekti.
Çarşı pazarda hissedilen enflasyonun yüksekliğine atıf yapan Prof. Dr. Babuşcu, "Bireylerin aynı yaşam seviyelerini sürdürmeleri için ihtiyaç duydukları para miktarı sürekli artıyor. Yüksek enflasyon borçlanmayı da artırmış görünüyor. Yani çalışan, gelir kaybı yaşayan kesim borçlanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor, temel sıkıntı bu" dedi.
Prof. Dr. Hakan Kara.
'DAHA AZ KİŞİYE DAHA FAZLA KREDİ'
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara ise borçlananların sayısındaki artışın geçmiş trendlerle uyumlu göründüğünü ancak toplam kredi miktarının daha yüksek arttığına dikkat çekti. Kara, "Bu bize az kişiye çok daha yüksek miktarda kredi verildiğini göstermekte" dedi.
"İHTİYACI OLMAYANLAR ALMIŞ OLABİLİR"
Anımsanacağı üzere, geçen yaz verilen düşük faizli kredilerle döviz, altın alan vatandaşlar olmuştu. Söz konusu hızlı kredi genişlemesi çoğu ekonomist tarafından eleştirilmişti.
Aynı zamanda Merkez Bankası'nın eski Baş Ekonomisti de olan Prof. Dr. Hakan Kara, kamu bankalarının dağıttığı yüklü miktardaki tüketici kredilerinin ihtiyacı olan kesimden ziyade ihtiyacı olmadığı halde bu krediyi alan, ödeme gücü yüksek olan sınıfa verilmiş olabileceğine dikkat çekiyor.
Bu durumun dolarizasyonu ve ithalatı artırdığını, cari açık ve kur üzerinden de enflasyonu olumsuz etkilediğine dikkat çeken Kara, şöyle devam etti: "Kredilerin verimli alanlara dağıtılması konusu çok önemli, çünkü kaynaklar sonsuz değil. KGF gibi mekanizmaların daha etkin ve odaklı tasarlanması gerekiyor."
Prof.Dr. Şenol Babuşcu ise, geçen yıl verilen düşük faizli kredilerin bankacılık sektörü için çeşitli sorunlar yarattığına, düşük faizden kredi alan müşterilerin bu kredileri yüksek faizden mevduata yatırdıklarını söyleyerek "Müşteriler açısından sorun yok ama bankacılık sistemi açısından 10 puan gelir kaybı var" diye konuştu.
gamze.bal@haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel