Kötülük kader olmamalı, bu çocukların günahı ne?

Türkiye, bugün Narin'in, dün 4 yaşındaki Leyla'nın, daha önce de 8 yaşındaki Eylül'ün katledilmesine ağlıyor. Kırsal kesimlerde halen 18 yaşından küçük, çok sayıda çocuk zorla evlendirilirken, Güneydoğu'daki onlarca çocuk ise PKK terör örgütü tarafından dağlarda esir tutuluyor. İstismar mağduru çocukların yanı sıra, Narin'in kaderini yaşayan çocuklar için de acil çözümler üretilmesi gerekiyor.

Son Güncelleme:

Türkiye, minik Narin'in katledilmesinin acısını yaşarken, çocuklara yönelik suçlar yıllardır kanayan yara olmayı sürdürüyor. Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde Narin'in başına gelenler, gözleri; erken yaşta evlendirilen, istismar ve cinayet kurbanı çocukların yanı sıra terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklara da çevirdi. Terör örgütü tarafından kaçırılan çocuklarına kavuşmak isteyen ailelerin, 3 Eylül 2019'da HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemi, 5. yılına girerken, kaçırılan çocukların akıbeti ise halen belirsizliğini koruyor. Teröristlerin elinde rehin tutulan çocukların yanı sıra erken yaşta veya zorla evlendirilen kız çocukları ile artan akran şiddeti de toplumun kanayan yarası olmaya devam ediyor.

Narin'in tabutuna gelin duvağı konulması da eleştirilerin odağında.

66 BİN KEZ UTANDIK

Türkiye’de şiddet ve istismar en önemli sorunların başında gelirken, bu durum; Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2023 raporu verilerinden de yansıyor. Çocukların cinsel istismarı suçu ile ilgili gelen dosya sayısının 66 bin 138 olarak dikkat çekerken, yıllara göre çocuklara yönelik istismar suçu dosya sayısında da artış söz konusu. Uzmanlar ise yaşanan dramın nedenlerini yorumlarken, doğudaki feodal yapının bir türlü çözülemediğini söylüyorlar...

BİNLERCESİ KAYBOLDU!

Prof. Dr. Nilüfer Narlı (Sosyolog)

"Türkiye’de çok sayıda kadın ve kız çocuğunun cinayet ve her türlü şiddete maruz kalması, toplumsal bir yara olarak varlığını sürdürüyor. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi ve töre cinayetleri, Türkiye’de hala önemli bir sosyal sorun teşkil ediyor. 2008-2016 arası kaybolan çocuk sayısı 100 bin civarında. Kızların insan tacirlerinin eline düşmesi, çocuk yaşta evliliğe zorlanması genellikle patriyarkal yapılar, cinsiyet eşitsizliği, ekonomik sebepler ve yerel kültürel geleneklerle ilişkili."

UNUTMA HUYUMUZ VAR

Doç. Dr. Mehmet Güngör (Sosyolog ve Antropolog)

"Yüzyıllardır Güneydoğu ve doğuda feodalite hakim. Bu yapı çocukların geleceğini yok ediyor, temel hak ve özgürlükler hiçe sayılıyor. Bu çağ dışı uygulamalar için, hukuki önlemler almak gerekir. Narin olayında da, herkes konuşuyor şu an ama toplum olarak unutma huyumuz var. İstismar son yıllarda olağanlaştırıldı. Türkiye'de 10-19 yaş arasında doğum yapan kız çocuklarının sayısı 1 milyon 755 bin. Narin'in neden öldürüldüğü sorusu yanıt bulmalı. Narin'in arkadaşları günlerdir neler yaşıyor, bunları da bilmek gerekir. O feodalitenin içindeler, nelere şahit oluyorlar, psikolojileri nasıl? Toplum olarak çözmemiz gereken büyük bir sorun söz konusu."

YOZLAŞMA HIZLANDI

Bilge Aygün (Psikolog)

"Çocukların istismar edilmesi veya katledilmesi söz konusu olduğunda aile yapısındaki bozulma göze çarpıyor. Çocuklar için güvenli ortamın oluşması için yasaklar olmalı, sınırlar olmalı ve dürtüye durdurucu işlev olmalı. Aile yapısını, insanların birbirlerine karşı tavırlarını olumsuz gösteren tüm uyaranların medyadan kaldırılması da bana göre bir tedbirdir. Adli vakaların toplumun normaliymiş gibi gösterilmesi de benzer bir yozlaşmayı körüklüyor." 

Titizlikle sürdürülen soruşturmada çok önemli delillere ulaşılmış durumda. 

KÖY HALKI DA SUÇLU

Elda Tatlı (Pedagog)

"Türkiye’de çocuk olmak zor. Masum ve savunmasız olan çocuklar maalesef en yakınlarındaki tarafından istismara, zulme maruz kalabilir. İhmal ve istismar bu kadar yakından gelince, çocukları korumak daha zor bir hal alır. Her çocuğun okulda güvenebildiği bir öğretmeni olmalıdır, çocuklarımıza ihmal ve istismar karşısında susmamaları gerektiği algısı okullarda kazandırılmalıdır. Narin’in ölümü, bireysel bir suç değildir. Bu cinayete tanıklık eden ve susan köy halkı da bu suçun ortaklarıdır."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber