Koronavirüsten mucize kurtuluş: Öldüm yeniden canlandım
Tekirdağ Çerkezköy'de yaşayan İsminaz Kılıçarslan, üçüncü çocuğuna hamileydi. 37 haftalıkken koronavirüse yakalandı. 19 Mart'ta bebeği sezaryenle alındı ve onu koklayamadan özel bir hastanede yoğun bakıma yatırıldı. Savaşçı anne, bebeği Kumsal ile ilk kez 2,5 ay sonra tanıştı.
14 yıllık evli fabrika işçisi Kamuran ve İsminaz Kılıçarslan (30) çifti, üçüncü çocuklarını bekliyordu. Ailesiyle Çerkezköy’de yaşayan 30 yaşındaki genç anne, doğum iznindeydi ve yeni aldıkları evlerinde, doğacak bebeği için hazırlık yapıyordu. 37 haftalık olduğunda kontrole gitti, şikayetlerinden şüphelenen doktorları, Covid testi yaptığında pozitif olduğu anlaşıldı.
19 Mart’ta Çerkezköy’deki özel bir hastanede acilen sezaryene alındı. Minik bebeği Kumsal’ı hiç göremedi. Kumsal bebek, anneannesi Fatma Kaynak’a emanet edildi ve İsminaz Kılıçarslan da Tekirdağ’a, Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu daha da kötüleşti, yoğun bakıma alınarak solunum cihazına bağlandı. Doktorları ailesine “Çabalıyoruz ama her an her şeye hazırlıklı olun” dedi.
Üç çocuk annesi genç kadının hayata bağlanması için her yolu deneyen doktorları, son bir umut, yaşam destek cihazı ECMO ile tedavi şansı olabilir diyerek İstanbul Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin deneyimli ekiplerine danıştı. Hastanın durumunu değerlendiren doktorlar, İstanbul’dan Tekirdağ’a giderek genç kadını yoğun bakımda ECMO cihazına bağladı ve ambulansla İstanbul’a nakletti. İsminaz Kılıçarslan, 40 günü ECMO’ya bağlı olarak tam 70 gün süren Covid’le mücadelesinden zaferle çıktı. Aylar sonra İstanbul’daki hastaneden taburcu olup Çerkezköy’deki ailesiyle kavuştuğu o heyecan ve duygu dolu anları ise Demirören Haber Ajansı görüntüledi.
“BURADA ÖLDÜM YENİDEN CANLANDIM”
Taburcu olup yola çıkacağı anı sabırsızlıkla beklerken yaşadıklarını DHA ile paylaşan İsminaz Kılıçarslan, “Öldüm ve yeniden doğdum diyerek” duygularını anlattı: “Hamileyken kontrole gittiğimde, test yapıldı. Pozitif çıktı. Sonra sezaryene alındım. 2 gün sonra da yoğun bakıma kaldırıldım. Bebeğimi göremedim, kucağıma alamadım. Bir hafta özel bir hastanede kaldım. Sonra Tekirdağ'a başka bir hastaneye götürmüşler. Orada ailemi aramışlar zaten, ‘Her şeye hazırlıklı olun’ demişler. Ondan sonra İstanbul Koşuyolu Hastanesi'ne getirilmişim. Burada hayata tutundum. İlk uyandığımda kendimi bile tanımıyordum. Nerede olduğumu bilmiyordum. Covid olduğumu bilmiyordum. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Yani bir rüya alemindeydim. Hemşirelere sorarak kendimi tanıdım. Saçlarımı kesmişler. ECMO cihazına bağlı olduğum için mikrop kapar diye. Bebeğim 2 ayını bitirdi, üç aydan gün aldı. Bugün çok heyecanlıyım, onun kokusunu bile daha hiç içime çekemedim. Göremedim onu. Sadece (yoğun bakımdayken) tabletten görüntülü olarak görüştüm. Çocuklarım gözümde tütüyorlar. Annem, babam, herkes gözümde tütüyor. Ölümden döndüm, öldüm yeniden canlandım burada.”
İSTANBUL’DAN TEKİRDAĞ’A ONUN İÇİN ECMO EKİBİ GİTTİ
Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kaan Kırali, İsminaz Kılıçarslan’ın Nisan ayı başlarında İstanbul’a nakledildiğini anlatarak şu bilgileri verdi: “Mart ortalarında doğum yapmış. Ancak ondan hemen önce Covid’e yakalanmış. Tekirdağ'da yaşayan hastamız oradaki sağlık merkezlerinde tedavi edilmeye çalışılmış. En sonunda Namık Kemal Üniversitesi’ne nakledilmiş ve durumunun ağırlaşması üzerine solunum cihazına bağlanmış. Namık Kemal Üniversitesi’ndeki doktorları bizimle irtibata geçti. Bu hastaya ECMO takılıp takılamayacağını danıştı. Hastanın çok genç olması, yeni doğum yapmış olması sebebiyle öncelik verdik. Buradan bir ekibimiz hastayı ECMO’ya bağlamak üzere Tekirdağ'a gitti. Yoğun bakımda hastamıza ECMO takıldı ve ambulans ile hastanemize transfer edildi. Yaklaşık 1-1,5 ay sonra akciğerleri yavaş yavaş toparlamaya başlayınca biz de ECMO desteğini azaltarak cihazdan ayırdık” dedi.
“GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞMEDEN SONRA HAYATA DAHA SIKI SARILDI”
Bu hastaların yoğun bakımda çok uzun süre yattığı için ECMO’dan ayrıldıktan sonra mutlaka fizik tedavi rehabilitasyonu alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kırali, genç annenin yoğun bakımda her şeyi yeniden öğrendiğini söyledi ve ekledi: “Bir nevi yeniden yürümeyi öğreniyorlar, yeniden ayakta durmayı öğreniyorlar. Sonuçta hasta artık tamamen Covid öncesi dönemdeki tüm fiziksel aktivitelerini yapar hale gelince taburcu ediliyor. Biz bu tedavi ile bir değil iki cana hayat verdiğimizi düşünüyoruz. Bebeğini hiç görememişti. Yoğun bakımdaki ECMO tedavisi bitip daha sonra rehabilitasyon aşamasına geldiğinde, moral destek olması açısından tabletle görüntülü olarak ailesi ile görüştürüldü. Bebeğini uzaktan da olsa gördü o sırada. Ama İsminaz’da gördük ki bu görüşmeden sonra hayata tutunma azmi çok daha arttı, çok daha hızlı bir şekilde iyileşmek istedi. Şimdi de buradan evine girecek ve orada da ilk defa bebeğinin kokusunu içine çekecek.”
“O KUZUSUNU KOKLADI BEN DE ONU”
Kızının hastalığından sonra aylarca gözyaşı hiç dinmeyen anne Fatma Kaynak (60), onun İstanbul’dan geleceği gün, balkonda yolunu gözlemeye başladı. “İki günlük körpe bebeği bana verdiler, ben onu kızım diye sevdim, İsminaz diye sevdim” diyerek gözyaşları içinde o günleri anlatan Kaynak, “Yavrum iki aydan beri yatıyordu. Hiç göremedim. Yavrusunu 2-3 günlükken bana verdiler. Bu körpeyi gözyaşıyla büyüttüm şimdiye kadar. Allah'ım mucize verdi, doktorlar ‘Teyze hazırlıklı olun’ dedi. ‘Nasıl hazırlıklı olayım?’ dedim. Teyze elimizden geleni yapıyoruz dediler ama umutları yoktu. Allah'ıma bin şükür olsun, İstanbul'a gitti kurtuldu geri geldi yavrum. Yuvasına döndü. Bu yuvayı daha yeni almışlardı. Hiç doğru düzgün oturamadan hastalandı. Ben haftalarca evine giremedim. Şimdi o kendi kuzusunu kokladı, ben de onu kokladım. İsminaz diye büyüttüm onun bebeğini, gecemi gündüzümü gözyaşıma kattım” şeklinde konuştu.
“KOŞUYOLU HASTANESİ BİZE ÜMİT OLDU”
14 yıllık eşiyle ilk kez Covid yüzünden ayrı kaldıklarını anlatan Kamuran Kılıçarslan (34) ise Tekirdağ’da hastanede yatarken doktorların hiç umut veremediğini, durumunun çok kötü olduğunu söyleyerek o zor günleri şöyle anlattı: “Tekirdağ'da da sağ olsunlar ilgilendiler ama her aradıklarında ‘Elimizden geleni yapıyoruz ama durum umutsuz’ diyorlardı. Sonra İstanbul'daki Koşuyolu Hastanesi ile görüşmüşler. Orası bize bir ümit oldu. Eşimin iyileşmesinde en büyük etken, orada yapılan tedavi oldu. Ben de çok ağladım, aplamadı dersem yalan oldur. İnsanın aklına her şey geliyor, 3 çocuğa nasıl bakarım diye düşünüyorsun. Çocuklarım her gün annelerini soruyordu, ‘İyileşecek oğlum, dönecek kızım’ diye bir yandan onlara teselli vermeye çalışıyordum. Kayınvalidemler sağolsunlar ellerinden geleni yaptılar, bebeğimize onlar baktı. Herkes yardımcı oldu. Ama çok zor. Allah kimsenin başına vermesin. Bayramda da yoğun bakımdaydı. Görüntülü görüştük. Bayramın birinci günü bir de benim doğum günümdü, o halde hatırladı, telefonda kutladı. Artık yanımda olsun başka bir şey istemem.” Heyecandan ve sevinçten konuşmakta zorlanan baba Ali Kaynak ise 70 gündür kızının yolunu beklediğini söyleyerek, yuvasına döndüğü, bebeğine, çocuklarına kavuştuğu için binlerce kez şükrettiklerini söyledi.
Kaynak: DHA