Kolların kaybeden güzel... İddiaya göre Milo Venüsü'nün kollarının gömüldüğü yeri sadece 3 Türk ailesi biliyor
Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'in Louvre Müzesi'ndeki kolları kırık heykeli, en önemli eserler arasında sayılıyor. Venus de Milo (Milo Venüsü) adlı eserin kollarının sadece 3 Türk ailesinin bildiği bir yere gömülü olduğu iddia ediliyor.
Müzenin Sully kanadının 16. odasındaki koleksiyonun en ünlü eserlerinden biri olan Venus de Milo (Milo Venüsü), iki metreden daha yüksek ve neredeyse bir ton ağırlığında olan bir Yunan heykeli.
Bacakları üzerine düşen dökümlü bir kumaş sayesinde kıvrımlara sahip olan kadın figürünün gövdesi iki blok beyaz mermerden yapıldı. Şu anda hiçbir iz kalmamış olsa da öncesinde renkli olduğu ve mücevherlerle süslendiği tahmin ediliyor.
İYİ GÜZEL DE KOLLARI NEREDE?
Her gün onu ziyaret eden binlerce ziyaretçinin aklında ise tek bir soru var: Kolları nerede?
Acento'nun haberine göre Antik Yunan sanatının en ünlü eserlerinden biri olmasına rağmen Milo Venüsü hakkında çok az şey biliniyor. 2000 yıldan biraz daha az bir geçmişe sahip olan eseri kimin ne zaman yaptığı, kaç kez restore edildiği, kollarının ne zaman kaybolduğu tam olarak bilinmiyor. Kaidesi de kayıp. Pera Müzesi'ne göre Kaidenin üstünde bulunan yazıdan hareketle heykelin Antakyalı Alexandros tarafından yapıldığı düşünülüyor.
KAYIP KOLLARA DAİR EFSANELER
Ancak çeşitli hikayeler mevcut. Bunlara birine göre heykel o dönemde Osmanlı'nın kontrolündeki Yunanistan'da Türklerin bu heykeli köylülerden aldığı söyleniyor.
TÜRKLERLE FRANSIZLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRMÜŞ
Bir başka hikayede ise bir köylü keşfettiği heykeli, bir Ortodoks rahibe anlatır. O da Milo adasındaki Fransız subay ve kaşif Jules Dumont D'Urville'e bu heykelden bahseder. Fransız heyecanlanır ancak heykeli almak için yeterince parası yoktur. O dönem İstanbul'daki Fransız büyükelçisi Riviere Markisi ile temasa geçer. Heykelin satın alınması için yapılan bürokratik işlemler biraz uzar. Tamamlandığında Fransızlar heykeli almak için köye gittiklerinde şoke olurlar. Çünkü Ortodoks papaz heykeli almış ve Türk valiye satmıştır. İki ülkeye birden satılan heykel nedeniyle Türkler ile Fransızlar arasında gerginlik yaşanır. Hatta bu gerginlik arbedeye dönüşür. Bazı tarihçilere göre heykel, Fransızlar tarafından Türklerden kaçırmak için aceleyle gemiye yüklenirken kayalara çarpar ve iki kolu da kırılır. Anlatımın bir başka versiyonunda ise Türklerin heykeli almak için gemiyle saldırdığı, çıkan kavgada heykelin kollarının kırıldığı belirtilir.
Sonunda Milo Venüsü, Yunanistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden 20 gün önce 1 Mart 1821'de Fransa'ya doğru yola çıkar. Kral XVIII. Louis kendisine verilen heykeli Louvre Müzesi'ne bağışlar.
"KOLLARIN GÖMÜLÜ OLDUĞU YERİ 3 TÜRK AİLESİ BİLİYOR" İDDİASI
Hikaye burada bitmiyor. 1960 yılında Türk arkeologlardan oluşan bir komisyon, Fransız Kültür Bakanı Andre Malraux'dan Venus de Milo'nun iade edilmesini ister. Fransızları heykeli çalmakla suçlarlar ve bu heykelin Türkiye'nin sanatsal mirasının bir parçası olduğunu söylerler. Hatta Acento'ya göre dilekçede Venus de Milo'nun kollarının gizli bir yere gömüldüğünü ve bu yerin yalnızca sırrı nesilden nesile aktaran 3 Türk ailesi tarafından bilindiğini iddia ederler.
Malraux bunu kültürel bir şantaj olarak değerlendirir ve iade talebini reddeder.
ELLERİNDE NE TUTUYOR OLABİLİR?
Ancak heykelin kollarının olmaması anlamının eksik olmasına neden oluyor. Afrodit'in sol elinde bir elma ve sağ elinde bir ayna tuttuğuna inanılıyor ancak bu ispatlanamıyor. Bir başka araştırmacı ise onun sağ koluyla göğüslerini örttüğünü, sol eliyle ise kalçasını saran kumaşı tuttuğunu ya da 3 çatallı mızrak tuttuğunu öne sürüyor. Hatta bu heykelin deniz tanrıçası Amphitrite'yi temsil ettiği de iddialar arasında.
Diğer bir düşünce ise heykelin bir kaide üzerinde durduğu ya da taç veya kalkan tuttuğu yönünde. Heykelin Afrodit'i değil, yay tutan Artemis'i, amfora tutan Danaide'yi temsil ettiğini iddia edenler de var. Son teorisi ise ellerinde bir iplik makarası olduğu ve kumaş dokuduğu yönünde.