Kırık ayağıyla enkazdan çıkmayı başardı: Çok endişeliyim, çok korkuyorum her şeyden
Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği Hatay'da oturdukları 5 katlı apartmanın çökmesi sonucu eşi ve iki çocuğuyla enkaz altında kalan Meltem Kılıç, ayağı kırılmasına rağmen enkazdan kendi imkanlarıyla kurtulmanın buruk sevincini yaşıyor.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisi süren 48 yaşındaki ev hanımı Kılıç, deprem sırasında yaşadıklarını AA muhabirine gözyaşlarıyla anlattı.
Depremin çok uzun sürdüğünü aktaran Kılıç, "Çocuklarımı yataktan alıp koştuğumu hatırlıyorum. Sonra ev yıkılmaya başladı. Zaten ilk depremde evimiz çöktü. Kapının girişinde kaldık, kapı sıkıştı, açamadık. Karşı komşunun sesini duyduk. Onun oğlu kapımızı kırdı ama ters yöne gidiyormuşuz. Binamız 5 katlı, iki katı çökmüş aşağıya. Bizim sırada durmuş." dedi.
"Birinci kat olmuşuz, inanılır gibi değildi"
Komşunun itfaiyeci damadının yardımlarına yetişmesinin mucize olduğuna işaret eden Kılıç, şöyle devam etti:
"Kuş olup uçsa oraya gelemezdi. Onun sesini duydu kızım, 'Bir ışık görüyorum orada.' dedi. Genç delikanlı molozların üstünden atlayarak o tarafa yönelince, 'Çıkış burada, bu tarafa gelin.' diye bağırdı. Eşim çocukların geçebileceği güvenli yer açtı. Hamile kızımız vardı yanımızda, küçük çocuk vardı. Oradan önce çocukları çıkardık, sonra biz çıktık. Bir baktım asfalttayız. Yani biz birinci kat olmuşuz, inanılır gibi değildi. Her yerden sesler geliyordu 'Yardım edin' diye ama biz kimseye yardım edemedik."
Kılıç, enkazdan çıkınca güvenli yere koşmaya çalıştıklarını ifade ederek, "İki kere ayak bileğimi yerine getirerek çocuklarımı kucaklayıp koşmaya çalışıyordum sadece. Evimiz parka çok yakın, parkta küçük kamelyalar var. 25-30 kişi o kamelyalarda toplandık. Kalabalık, mahşer yeri gibi. Ve deprem devam ediyor, sonra herkes birbirine yardım etti. Yağmur yağıyor, çok soğuktu hava. Hiç tanımadığım insanlar çocuklarıma sarıldı, onları ısıttı. Orada sabahladık." diye konuştu.
Kardeşinden, annesinin oturduğu binanın yan yattığını öğrendiğini belirten Kılıç, arabanın camını kırıp yedek anahtarı aldıktan sonra oraya yöneldiklerini söyledi.
Önce kardeşini ve yeğenlerini bulduğunu, annesinin yaşadığını öğrenince de çok sevindiğini dile getiren Kılıç, "Üç kişi yukarı çıkmış, annem onların sesini duyuyor. İki duvar teyzemin yattığı yerde üstüne düşmüş, annem de o duvarı kaldırmak için çabalamış, bütün elleri yırtılmış. Çok derin yarığı var elinde, çok kan kaybetmiş. O çocukların sesini duyunca yangın merdiveninden yardım istemiş, onlar yangın merdiveninin orada camı kırınca annemi alıyorlar; 'Ablamı bırakamam. Ne olur taşları kaldırın, onu da yanıma almam lazım.' demiş. Sağ olsunlar, onlar yardım ediyorlar, taşları kaldırınca teyzem de kalkıyor. Biri 85, biri 75 yaşında basamak basamak inmişler." şeklinde konuştu.
"Gönlüm, her şeyim orada kaldı"
Kılıç, annesinin elindeki kesiklerin derin olduğunu, teyzesinin de kalça kemiğinin kırıldığını aktararak, şunları kaydetti:
"Ama şükrediyoruz. Nasıl çıktık, mucizeyiz. İçtiğimiz su haram geliyor bize şu an, orada bir sürü insanı bıraktık, kimseye yardım edemedik. Çok acı, düşündükçe daha kötü oluyorum. Arkadaşlarımın çocukları, kızımın arkadaşları, benim yakın arkadaşım hepsi göçüğün altında kalmışlar. Küçücük çocuklar 13 yaşında pırlanta gibi. 36 saat sesini duymuşlar ve çıkaramadılar arkadaşımın kızını. O da benim kızımdı, daha bunun gibi bir sürü, bir sürü... Antakya bitti, Antakya yerle bir oldu, hiçbir şey kalmadı."
Kılıç, Hatay'ın çok kötü halde olduğunu vurgulayarak, "Çok endişeliyim ve çok korkuyorum her şeyden. Gönlüm, her şeyim orada kaldı. Dostlarımız, gençliğimiz, çocukluğumuz Antakya'da kaldı, Antakya çok özel bir yer, çok özel. Her şey orada kaldı." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA