Kılıçdaroğlu, Kabaktepe'nin Kaftancıoğlu'na yaptığı kahve davetini değerlendirdi
CHP lideri Kılıçdaroğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe'nin, Kaftancıoğlu'nu kahve içmeye davet etmesine ilişkin, "Biz Erdoğan'ın tavrını izlemeyiz. İl Başkanımız gittiğinde Erdoğan, şöyle bir suçlama yapmasın kendi il başkanına, 'Bir terörist ile nasıl oturdun kahve içtin?'" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV5 Liderler Turu programında Hasan Basri Akdemir’in moderatörlüğünde gazeteciler Mustafa Yılmaz, Mustafa Deniz ve Mehmet Ali Kayacı'nın sorularını yanıtladı.
"BİR YUMUŞAMAYI DOĞRU BULURUM"
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe'nin, bir sosyal medya platformunda gençlerle sohbet ederken, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nu kahve içmeye davet etmesinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "İl Başkanı, 'kahve içmeye davet ediyorum' dediğinde, biz Erdoğan'ın tavrını izlemeyiz. Davete icabet edilir, oturulur konuşulur. Ama İl Başkanımız gittiğinde Erdoğan, şöyle bir suçlama yapmasın kendi il başkanına, 'Bir terörist ile nasıl oturdun kahve içtin?' Çünkü onu terörist olarak tanımladı o şekilde suçladı. Asla doğru değil. Bir siyasi partinin lideri ağzından çıkan sözlere dikkat etmek zorundadır. Bir kimseyi mahkeme kararı olmadan suçlamak asla doğru değildir. Kimin suçu olup olmadığına ben, siz ya da başkası karar veremez. Bir yumuşamayı doğru bulurum." diye konuştu.
ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLI KAHVE İÇER Mİ?
Kılıçdaroğlu, insan hakları gibi belli konularda birleşilmesi gerektiğine vurgu yaparak, adalet inşa edilecekse bu çerçeveden tabiata ve insana bakılması gerektiğini, böyle bakınca insani ilişkilerde çok daha nitelikli bir düzeyin yakalanacağını kaydetti.
"Siz de Sayın Cumhurbaşkanına bir kahve davetinde bulunur musunuz? Ya da oradan bir davet gelirse kabul eder misiniz" şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, "Öyle bir davet geleceğini hiç düşünmüyorum." diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile Samsun Tütün İskelesi'ndeki 19 Mayıs'ın 100. yıl kutlama töreninde tokalaşmasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"19 Mayıs bizim tarihimiz açısından çok önemli bir tarih. Orada bir fotoğraf çekelim dediler. Sonuçta hepimiz bu ülkenin insanıyız, kendi ülkemizin insanları için çalışıyoruz. Öyle bir fotoğraf var, evet."
Kılıçdaroğlu, "Siz kahve içmeye davet eder misiniz" sorusunun tekrarlanması üzerine, "Yok, hayır." diye yanıt verdi.
ERDOĞAN'IN ELEŞTİRİLERİNE YANIT VERDİ
"Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan sizin için 'ilkelerinden vazgeçti' gibi söylemlerde bulundu. Sizin bu açılımlarınız parti tabanınızda nasıl karşılık buluyor?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
"Gayet güzel karşılık buluyor. Biz halkın partisiyiz. Halkın katmanları var. Bir kitle partisiyiz. Herkese kucağınızı açmadıktan sonra niye halk partisi dendi ki size. Halkın partisi olmak zorundayız. Halkın partisi olmak demek, halkın sorunlarına kulak kapatmak değil. Halkın sorunlarını dinleyeceksiniz, çözüm üreteceksiniz. Halkın her kesimini kucaklamalısınız. Ben de halktan kopuk bir insan değilim, aile yaşantım da öyle. Geldiğim aile de Anadolu ailesidir.
Bize 'Niye CHP bu güne kadar iktidar olmadı?' diye soruluyor. İktidar olmadıysa, kabahat vatandaşta değil ki bizde. Şimdi ben vatandaşa nasıl diyebilirim 'Vay bana niye oy vermedin?' diye. E kabahat bizde. Yani sen vatandaşın ayağına gittin, çayını kahveni içtin de sana oy mu vermedi? Gidersin konuşursun dert dinlersin. Değerlere ve geleneklere saygı göstermelisiniz. Bu çerçevede ilerlerseniz halk da size güvenecek, 'Bir de bunları deneyelim.' diyecektir."
Kılıçdaroğlu, siyaseti, siyasetçilerin bir zenginleşme aracı olarak gördüğünü savunarak, "Belli yerlere gelenler kısa sürede köşeyi döndü. Devletin hazinesine el uzatılmış ve haksız yere çok kazanç elde edilmiştir. Siyasete giren birisinin normalde zenginleşme şansı yoktur, olmaz. Kendi hayatımdan biliyorum. Ne kazandıysak, alnımızın teriyle kazandık. 2002'de kendi mal varlığımı eşimin yüzüğüne kadar yayınladım. Bugün baktığınız zaman mütevazı bir dairede oturuyorum. Çocuklar okudular, kendilerine göre bir şeyler yapıyorlar. Dünya malına tamah etmek kadar garip bir şey olabilir mi? Ben bunu anlamıyorum. Siyaset, zenginleşme aracı değildir. Bundan kurtulması ve siyasetin temiz olması lazım. Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye'de yerleştireceğiz." ifadelerini kullandı.
ÜMİT ÖZDAĞ'IN İSTİFASI
Kılıçdaroğlu, "Ümit Özdağ'ın istifasındaki iddialara ilişkin bir fikriniz var mı? "şeklindeki soruya ise "Hayır" diye cevap verdi.
Ümit Özdağ, İYİ Parti'den istifa etti
TÜRKİYE'DEKİ KUTUPLAŞMA
Kemal Kılıçdaroğlu, samimi bir insan olduğunu dile getirerek, "İnanmadığım bir şey söylemem. Bir kutuplaşma var mı? Evet var. Geçmişte var mıydı? Evet geçmişte de vardı. Peki biz geçmişteki kutuplaşmayı sürdürecek miyiz? Yoksa helalleşip, yolumuza bakalım mı diyeceğiz? Niye kavga ediyoruz? Eskiden sağcı, solcu birbirini hapishanede tanıdılar, emperyal güçlerin üzerimizde oynadığı oyunların farkına varmamız lazım. Saygı içinde, sağlıklı tartışarak, ders çıkararak kendimiz yönetmemiz lazım. Siyaset kurumu bir ortak payda yaratmak zorundadır. Nedir o? Demokrasi. Vatan, bayrak sevgisi, adaletli olma gibi konularda asgari paydayı oluşturmak zorundayız. Halk, kimi seçerse o gelip yönetecek. Siyasi partiler, devlet olmak için iktidar olmazlar, devleti yönetmek üzere iktidar olurlar. Devletin dili adalettir, adalet vermeyen bir devlet devlet olur mu?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, insanların ibadetini özgürce yapması gerektiğini belirterek, "CHP'li belediyelere, 'Bulunduğunuz yerlerde camileri, ibadethaneleri tertemiz yapın' talimatı verdim. Vatandaşın güzel bir yerde ibadet yapmasını belediyeler sağlamak zorunda." değerlendirmesinde bulundu.
Parti tabanın da din konusundaki yaklaşımını desteklediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Parti tabanımla ilgili en ufak bir endişe olmasın." dedi.
Kaynak: AA