Kılıçdaroğlu'dan "23 Nisan" açıklaması: Ben o gün mecliste olacağım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan'ın coşkulu bir şekilde kutlanması gerektiğini belirterek "Ben o gün mecliste olacağım. Diğer liderler gelmezse de kendi bilecekleri iş" dedi.

Son Güncelleme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na ilişkin açıklamada bulundu.

Milli Mücadele döneminde bombalar altında dahi çalışmalarını sürdüren ve geçen haftaya kadar da karantina döneminde bile genel kurul toplantılarını yapan Meclis'in 23 Nisan nedeniyle sınırlı ve sadece bir törenle yetinmesinin kendi tarihine de saygısızlık olduğunu dile getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, "23 Nisan töreni meclisin tarihine yakışır şekilde olmalı ve tüm liderler de o gün o çatı altında bulunmalı. Ben o gün mecliste olacağım. Diğer liderler gelmezse de kendi bilecekleri iş" şeklinde konuştu.

"BEDAVA EKMEK" TARTIŞMASI

Cumhuriyet'te yer alan habere göre; CHP'li belediyelerin yardım kampanyalarının durdurulmasını, sahra hastanelerinin mühürlenmesini ve bedava ekmek dağıtımının yasaklanmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, bu kampanyaların "paralel devlet yapılanması" olarak yorumlanmasına ise şu yorumu yaptı:

"Bir zamanlar bir paralel yapı vardı. Devletin bütün kılcal damarlarına sızan ve hükümetin ne istediyse verdiği bu yapı ile halka bedava ekmek dağıtmanın, sahra hastanesi açmanın ne tür bir benzerliği var Allah aşkına. Belediyelerimiz ekmek, gıda kolisi dağıtarak ya da sahra hastanesi açarak hangi kılcal damarlara sızmış olabilirler acaba. Paralel yapıyı en iyi bilen bizzat o yapının mensupları ile onlara ne istedilerse veren AKP hükümetleridir. Biz o işin erbabı değiliz."

"HÜKÜMET ÖZEL BANKALARA DA SİYASİ GÖREV VERİRSE..."

"Özel bankalara siyasi görev verilemez" diyen Kılıçdaroğlu, zorlanması halinde bankacılık sisteminin yeniden krize gireceğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Bankalar güven kuruluşlarıdır ve uluslararası belirlenmiş kurallara tabidirler. Hükümet kamu bankalarına yaptığı gibi özel bankalara da siyasi görev verirse yabancı yatırımcı kuralın, hukukun, güvenin olmadığı bir ülkeye nasıl gelecek. Bankalar uluslararası sisteme entegre kurumlardır. Bu bankaların uluslararası denetim kriterleri söz konusudur ve güven esasına dayalı bir sisteme tabidirler. Böyle dayatmalarda bulunursanız bu güven ortamı ortadan kalkar. Bu durumda zaten hukukun ve kuralların günü birlik keyfi şekilde değiştiği bir ülkede bankacılık sistemindeki kurallar ile güven ortamı da ortadan kalkarsa zaten gelmekte terüddüt eden yabancı sermaye gelmeyeceği gibi var olan sermaye de kaçar."

Sonraki Haber