Kayıp depremzedelerin ardından... | Gaiplik kararı, ölüm karinesi, DNA taramaları

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bazı afetzedeler hala yakınlarını aramakta. Bu süreçte özellikle tıbbi işlemler kayıpların bulunmasında büyük önem taşıyor. Yakınlarına ulaşamayanların ise gaiplik kararı veya ölüm karinesi başvurusu yapması gerekiyor.

Son Güncelleme:

Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki aydan fazla zaman geçti. Bu süre içinde kimliği saptanamayan depremzede çocukların da aileleriyle kavuştuğuna şahit olduk. Pek çok vatandaş kayıplarını aradı. Bazılarının akıbeti ortaya çıkabildi. Kayıp vatandaş sayısı konusunda net bir rakam ortaya koymak güç. Kayıp depremzedelerin aranması konusunda ise şu notlar öne çıktı:

📌Kimliği saptanamamış depremzedelerin bilgileri nasıl kayıt ediliyor?

📌Enkaz altında ve hastanelerde bulunamayan kişilerin yakınları hukuken ne yapabilir? Kayıplar hakkında gaiplik kararı ve ölüm karinesi ne zaman ve ne şartlarda verilebilir?

📌Evlilik, boşanma, miras gibi durumlarda süreç nasıl işleyecek?

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Coşkun Yorulmaz, depremden sonraki günlerde toplu mezarlıklara çok sayıda kişinin defnedildiğini anımsatarak, uzmanlar tarafından bu kişilerin fotoğraflarının titizlikle çekildiğini dile getiriyor. Prof. Dr. Yorulmaz, bu konuda yürütülen çalışmaları şöyle açıklıyor:

“Kimliği saptanamayan depremzedelerin kıyafetleri çamur veya kan lekelerinden arındırıldı. Geride kalanların tanıyabilmesi için dövme, bilezik, kıyafetlerin fotoğrafları da dikkatlice alındı. Adli tıp uzmanları da alanda parmak izi, kas dokusu, diş örnekleri alarak incelenmesi için DNA Bankası'na gönderdi. Orada eşleştirme yapan aileler, böylece kayıp yakınlarına ulaşabildi.”

Kayıp depremzedeler için bir diğer detayın da dikkatlice yazılması gereken adli tıp formu olduğunu aktaran Prof. Dr. Yorulmaz, bu formda cenazenin nerede, hangi saatte bulunduğu, çevresinde onu tanıyan biri var mıydı, hangi hastanelere götürüldüğü gibi geride kalanların onu bulması için önemli detayların yer aldığını dile getiriyor.

“Bir de o günlerdeki atmosfere bakacak olursak, sokakta bile yaralılar vardı” diyen Yorulmaz, bazı yaralıların yardımcı olmaya çalışan vatandaşlar tarafından götürülürken yolda ya da hastanede vefat ettiklerine işaret ediyor. Yorulmaz, bu kişilerin haklarında neredeyse hiçbir şey bilinmeden, sadece fotoğraf ve DNA kaydı ile gömüldüğünü aktarıyor.

Teşhisi yapılamayan cenazelerin kimliklerinin DNA taramasıyla belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi görevlendirilmişti. Fotoğraf: AA

KAYIPLAR İÇİN HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Depremde yakınlarını bulamayan kişiler için iki hukuki süreç mevcut. Burada ölümün kesinliği kanaati belirleyici faktör. Ölüme dair şüphe mevcutsa kişi hakkında gaiplik kararı alınıyor. Kişinin ölümüne kesin gözle bakılmasını gerektiren bir durum olması halinde de ölüm karinesi veriliyor.

Avukat Mehmet Emin Şentürk, kişinin ölümüne ilişkin şüphe varsa, Medeni Kanun'un 32. maddesine göre, 'gaiplik' kararı verilmesi için en yakın Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurulduğunu kaydediyor. 6 Şubat 2023 depreminde kaybolanlar için en erken 1 yıl sonraya, yani 6 Şubat 2024'e kadar bekleneceğini aktaran Şentürk, “Gaiplik kararı vermeden önce mahkeme, yakınlarının tespiti ve bilgi sahiplerinin bulunması için bir ilan yayınlar. İlanın ardından kimse başvurmazsa mahkeme kişinin gaipliğine karar verir” demekte.

“Bu karardan sonra da ortaya miras meselesi çıkacaktır” diyen Şentürk, mahkeme kayıp kişinin geri gelmesi halinde mallarının ona geri verileceğine dair bir güvence istediğinin altını çiziyor ve "Teminat, gaiplik hükmü ya da ölüm tehlikesi sebebiyle verilmişse 5 yıl, uzun zamandır haber alınamıyorsa 15 yıl devam eder” açıklamasını yapıyor.

ÖLÜM KARİNESİ, MİRAS VE BOŞANMA

Şentürk, bir kimsenin ölümüne kesin gözle bakılması halinde ise, o yerin mülki idare amirine başvurulduğunu ve ölüm karinesi istenebilmesi için gerekli bilgi ve belgelerin toplandığını aktarıyor.

Başvuruda, depremde yıkılan binada o kişinin oturup oturmadığı, oturuyorsa kişinin gerçekten orada yaşayıp yaşamadığı, telefonunu kullanıp kullanmadığı, bilet alıp almadığı gibi unsurlar araştırılıyor. Şentürk, yetkili merciinin belgelerin doğruluğuna inanması durumunda da nüfusta o kişi hakkında ölüm kaydı tecil edildiğini söylüyor.

Enkaz altından 128 saat sonra çıkarılan Vetin bebek, 54 gün sonra Derya Yanık tarafından annesine teslim edilmişti. Fotoğraf: AA

Ölüm karinesinin ölümle aynı sonuçlar doğurduğunu kaydeden Şentürk, evliliğin otomatik olarak sona erdiğini ancak gaiplik kararında durumun daha farklı olduğunu dile getiriyor. Sağ kalan eşin, gaiplik kararıyla birlikte evliliğin sonlandırılması için de mahkemeye başvurması gerektiğinin önemine dikkat çeken Şentürk, sözlerini şöyle sonlandırıyor:

Evlilik ister feshedilsin, ister devam ettirilsin ölüm tehlikesinden itibaren 300 gün içinde doğan çocuk evlilik birliği içinde doğmuş olur ve tüm yasal haklarından da faydalanır.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber