Karadeniz'de 10 gün, Gizli Cennet Mençuna Şelalesi -2.GÜN

Karadeniz gezimizin Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon duraklarından sonra bu kez, Rize, ve Artvin'de soluğu alıyoruz. Dev çay bardağı ile vatandaşları selamlayan Rize'nin doğal harikaları, Artvin'in uçsuz bucaksız yaylaları ve Ordu Boztepe'nin seyrine doyum olmayan manzarası karşısında büyüleniyoruz. 

DEV ÇAY BARDAĞI İLE BİZİ KARŞILAYAN RİZE

Rotamızı çayın başkenti Rize'ye çeviriyoruz. Kentin girişinde bizi karşılayan dev çay bardağını ziyaret etmeden geçemiyoruz. Burası, çoğu fabrikanın satış noktası olan çay çarşısı. Tadım da yapabiliyorsunuz. Dev çay bardağına çıkmak ise ücretli ve 20 TL. 

'HERKESİN AKLINDA AYNI SORU'

Kentin girişinden itibaren bizleri çay fabrikaları ve tarlaları karşılıyor. Karadeniz'i gezerken kendime en çok sorduğum soru ise bölgenin karakteristik dik yamaçlarına o evlerin nasıl inşa edildiği oldu. Sanırım, herkesin aklında da bu tarz sorular var.

HALK ARASINDA HAREMTEPE OLARAK BİLİNİYOR

Çayın başkentine gelip de çay bahçelerine dalmamak olur mu? Rotamızı Çayeli ilçesindeki Çeçeva, halk arasında bilinen ismiyle de Haremtepe'ye çeviriyoruz. Burada çoğu kişi evinin bahçesinde çay yetiştiriyor. Bazı yokuşlar o kadar dik ki araçla çıkarken zorlanıyoruz. Buraya gitmek istiyorsanız sağlam bir araç, usta bir şoför ya da tur araçları ile çıkmanızı tavsiye ederim. Köyün hemen girişinde çay bahçelerini gören bir noktada kahvaltı molası veriyor ve serpme kahvaltıya kişi başı 200 TL ödeme yapıyoruz. Yeşilin her rengine doyabildiğiniz bir nokta burası. 

ÇAY BAHÇELERİNDE MAKAS KESMİYOR

Çay bahçesine konulan makas ise kesmiyor. Nedenini sorduğumuz esnaf, bölgenin turistik açıdan oldukça hareketli olduğunu ve makasın kesmesi durumunda çay bahçelerine zarar verilebileceğini anlatıyor.

MENÇUNA ŞELALESİ'NE TIRMANMAYA DEĞER

Artvin'de ilk durağımız ise Mençuna Şelalesi oluyor. Yaklaşık 2 kilometre kadar tırmanılan bu şelaleye çıktığınızda ise manzara gerçekten görmeye değer. 92 metre yükseklikten akan şelalenin yolları da engebeli ve oraya ulaşmak için sallanan bir köprüden geçmek zorunda kalıyorsunuz.

YAYLALARIN MEMLEKETİ ARTVİN

Geceyi ise bir yaylada geçirmeye karar veriyoruz ve Elevit Yaylası'na doğru çıkıyoruz. Burası dağları, dereleri, minik evleri ile çocukluğumuzda çizdiğimiz resimlere o kadar çok benziyor ki... Köyün tek bir kahvesi var ve yaklaşık 100 hane dağınık şekilde.

EVLER GENELDE GURBETÇİLERİN...

Evlerin çoğunun ise kapı ve camları sıkı sıkıya kapalı. Köydekilerin genelde gurbetçi olduklarını ve yaz aylarında geldiklerini öğreniyoruz. Köydeki tek tuvalet ise ücretli ve 10 TL olması da dikkatimizi çekiyor. Yayla yolu olsa da yollar asfalt ve rahatlıkla çıkılabiliyor. 

EĞER YÜKSEKLİK KORKUNUZ VARSA...

Dönüş yolumuzda ise sel nedeniyle ertelediğimiz Ordu Boztepe'ye teleferikle çıkıyoruz. Teleferikle ilgili bir detay eğer açıköğretim öğrencisi iseniz burada kimliğiniz geçerli değil. Öğrenci 25 TL, tam ise 60 TL. Şimdiye dek bindiğim en yüksek teleferik ve çıkarken yükseklik korkumdan dolayı endişeleniyorum. Teleferik 2 bin 353 metre uzunluğunda ve bir teleferiğe 8 kişi binebiliyor. Yolculuk ise ortalama 8 dakika kadar sürüyor. Teleferiğin yerden yüksekliği ise 530 metre. Teleferikle yukarı çıktığımızda ise manzara gerçekten görülmeye değer. Bölgede çok uygun hediyelikler, yemek yeme yerleri var. Bu manzara karşısında bir çay içmek ise 15 TL. Burada hediyeliklerimizi alıp İstanbul'a doğru dönüşe geçiyoruz. 

-BİTTİ-

Kaynak: Web Özel