'Sürekli çöpün içindeyiz, bize Covid bulaşmaz'

Sayılarının 500 bini bulduğu ifade edilen kağıt toplama işçileri mide ağrısı ve kanlı öksürük gibi pek çok hastalıkla pençeleşiyor. Kimilerinin eşlerinde sebebi bilinmeyen rahatsızlıklar görülürken, işçiler aralarında Covid-19 vakasının ender görüldüğünü söylüyor.

Son Güncelleme:

Türkiye'deki geri dönüşüm zincirinin önemli halkalarından biri atık toplama işçileri. Türkiye'de 500 bine yakın atık toplayıcısı bulunuyor.

İstanbul'da ekiplerin gerçekleştirdiği depo baskınlarıyla çekçeklerine el konmaya başladı. Valilik faaliyetlerini 'ruhsatsız' olarak tanımlıyor. Her gün sabahın ilk ışıklarıyla genç, yaşlı, kadın, göçmen hatta çocuklardan oluşan atık toplama işçileri çekçek arabalarıyla İstanbul'u dolaşmaya başlıyor.

Türlü türlü hastalığa neden olabilen mikroorganizmaların yaşadığı çöp konteynerlerinde atık madde arıyorlar. Sağlık güvenceleri olmayan atık toplayıcıları, baş, eklem, omurga, sırt, kas ağrısı, mide ağrısı ve enfeksiyon hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa yakalanıyor.  

"İÇ İÇE YAŞIYORUZ" 

Tıbbi, organik, zehirli atıklarla birlikte yaşadıklarını anlatan Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu, yaptıkları işten kaynaklı enfeksiyon hastalıkları ve fıtık gibi eklem rahatsızlıklarının çok fazla görüldüğünü belirtiyor. 

Dernek olarak bir sağlık taraması yaptıklarını belirten Mendillioğlu, "Tarama sırasında toplayıcı arkadaşlarımızdan daha çok, eşlerinde rahim yolu hastalıklarına rastlandı" diyor.

Mendillioğlu pandemide kağıt toplayıcılarının depolarda birlikte dışarı çıkmadan yaşamasına ve sürekli çöple ilişki halinde olmalarına rağmen Covid-19 vakalarının yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Mendillioğlu, "Bağışıklık sistemimizin sürekli çöple ilişkili olduğumuzdan güçlü olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. (Mendillioğlu olaya esprili yaklaşsa da atık toplayıcıları arasında çıkan bazı vakaların teste gidilmediğinden dolayı fark edilmemiş olabileceği düşünülüyor.)

"KENDİ KENDİMİZE İYİLEŞİYORUZ" 

Atık toplayıcılarının sağlık güvenceleri olmadığı için hastalandıklarında kendi kendilerine iyileştiğini söyleyen Mendillioğlu, "Çok acil bir durum olmadığı sürece sağlık masraflarını görmezden geliyoruz. Biz de isteriz sigortamızın olmasını" dedi.

İşçilerin bir sağlık sorunu olduğunda aralarında dayanışma gösterdiklerini anlatan Mendillioğlu göçmen bir atık toplama işçisinin pek çok hastaneden geri çevrildiğini arkadaşların aralarında para toplayarak işçiye apandis ameliyatı yaptırdıklarını söyledi. 

İstanbul Sancaktepe’de İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri ve zabıta ekipleri gece saatlerinde ilçede bulunan 36 ayrı adreste Türkiye’ye kaçak yollarla girdiği belirlenen kağıt toplayıcılarına ve kağıt toplama alanlarına eş zamanlı operasyon yaptı. Fotoğraf: İHA

"ÇOCUKLARIN YERİ ÇÖP DEĞİL"

Mendillioğlu atık toplama sektöründe teknolojinin kullanılmasına karşı değil ama binlerce atık toplama işçisinin de bir şekilde sisteme entegre edilmesini istiyor.

Çocukların bu işi yapmasından son derece rahatsız olduklarını da belirten Mendillioğlu şunları söyledi:

Bu sektörde çocuk emeği, ebeveynlerle yarışıyor. Çocuk 2 bin TL babası da 2 bin TL kazanıyorsa çocuğun kazandığı o para vazgeçilmez oluyor. Bu sektörde çocuklar çalışmamalı diyoruz. Çocukların yeri çöp değildir.
Adana'da kağıt toplayan çocuk işçiler. Fotoğraf: İHA

"ATIK TANINIYOR ONLAR TANINMIYOR"

Kağıt toplama işçilerinin yasal bir statüsü olmamasından yakınan Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk de, "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz hikayesi gibi. Böyle bir çelişkili durum" ifadelerini kullandı.

 Öztürk, Türkiye'de 500 bine yakın atık toplayıcısı olduğunu belirtirken bunların 200 bininin İstanbul'da olduğunu söylüyor. Öztürk bu işçilerin sağlık sigortası olmadığını belirtiyor.

"1 DAMLASINDA 1 MİLYON MİKROP VAR"

Kağıt toplama işçilerinin çalışma ortamı hakkında bilgi veren Öztürk, "Her türlü haşerenin ve bir damlasında 1 milyon adet hastalık yapıcı mikrobun bulunduğu sızıntı suyunun olduğu bir ortamda çalışıyorlar. Bazen çıplak elleriyle, maskesiz olarak üstlerinde iş elbisesi ve ayakkabısı olmadan atıkları topluyorlar" şeklinde konuştu.

Sokak toplayıcılarına tıbbi atıklardan camlar ve iğneler battığı zaman çeşitli hastalıklara maruz kaldıklarını aktaran Öztürk şunları söyledi: 

Çekçekleriyle taşıdıkları yük ciddi bir şekilde omurga sisteminde hasarlara neden oluyor. Bazen yokuş yukarı bazen de kilometrelerce taşıyorlar.

Öztürk atık kağıt işçilerinin Türkiye'nin bir gerçeği olduğunu söylerken Türkiye'nin atık sektöründe tecrübeli bir ülke olduğunu ve bu insanlara haklarının tanınabileceğini aktardı.

İSTANBUL VALİLİĞİ: RUHSATSIZ FAALİYET

İstanbul Valiliği, 23 Ağustos'ta yaptığı açıklamada “Şehrimizde izinsiz-ruhsatsız atık toplama ve ayırma faaliyetleri; başta çevre ve halk sağlığı sorunları olmak üzere, kayıt dışı ve sağlıksız koşullarda istihdama yol açmakta, ayrıca kamu zararı ve haksız kazanca sebebiyet vermektedir. Bütün bu olumsuzlukları gidermek amacıyla denetimlerimiz devam ediyor, devam edecektir” ifadeleri kullanılmıştı.

gokhan.kam@haberglobal.com.tr

Sonraki Haber