İstanbul'un yanı başı kuruyor ve kirleniyor
Asrın kuraklığını yaşayan Trakya'da su kaynakları kirlenmeye devam ediyor. İstanbul'un yanı başındaki Çorlu ve Marmara Ereğlisi'ni çevreleyen geniş bölgede kuraklıktan sonra su kaynakları üzerindeki kirlilik baskısı bilim insanlarını endişelendirirken, acil önlem uyarısı yapıldı.
Yaz ve sonbahar döneminde asrın kuraklığı yaşanan Trakya'da, Kasım ayının ilk haftasında yer üstü su kaynakları neredeyse tamamen kururken, Meriç ve Tunca Nehirleri de kurumaya yüz tutmuştu. Son yağışlar ile bir nebze de olsa su seviyeleri artarken, Çorlu ve Marmara Ereğlisi'ni kapsayan geniş alandaki büyük tehlike ise yeni bir araştırma ile ortaya konuldu. Namık Kemal Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Ekmekyapar, Kınıklı ve Çorlu Dere Havzası olarak bilinen bölgedeki su kaynaklarının kurallara uymayan işletmeler tarafından kirletildiğini laboratuvar ölçümleri üzerinden gözler önüne serdi.
SU KRİZİ KAPIDA
Kınıklı Deresi, Marmara Ereğlisi, Çorlu, Sultan Köy, Çorlu Deresi Havzası, Türkmenli Göleti, Şerefli Deresi Havzaları, Büyük Seymeni çevreleyen coğrafyadan alına numunelerin laboratuvar ortamında incelendiği araştırmada yakın gelecekte, İstanbul'a komşu bölgelerde büyük su krizinin kaçınılmaz olduğu ortaya konuldu.
NÜFUS 10'A KATLANIYOR
Prof. Dr. Ekmekyapar ise araştırmadan elde edilen verileri ise şöyle yorumladı: ""Marmara Ereğlisi’nin kayıtlı nüfusu, köyleri dahil 25 bin 873 kişidir. Marmara Ereğlisi’nin deniz kıyısı uzun 30 km'dir. Çoğunlukla yazlık ev yerleşimi vardır. Bu sebeple Marmara Ereğlisi’nin yaz aylarında nüfusunun 10 kat artmaktadır. Kişi başına 100 litre/gün su hesabı ile Marmara Ereğlisi’nin su ihtiyacı kış ve bahar aylarını kapsayan 7 ayda günlük 18.111 metreküp ancak yaz döneminde ise günlük 129 bin 365 metreküptür."
6 BİN HEKTAR LAZIM
Trakya'nın en büyük ilçesi durumundaki Çorlu’ya özellikle değinilen araştırmada, Prof. Dr. Ekmekyapar ayrıca şu bilgileri paylaştı: "Çorlu nüfusu 262 bin 862. Yapılan hesaba göre; yıllık su ihtiyacı 14 milyon 983 bin 122 metreküptür. Bu bu suyun üretilmesi için 3 bin 942.9 hektar alan gereklidir. Çorlu ile Marmara Ereğlisi ve köylerinin sadece nüfusunun ihtiyacı olan suyun toprak ve kumlu tortullara sızdırılması için gerekli olan alan; toplam 6 bin 128 hektar olarak hesaplanmıştır. Kum ve taş ocağı faaliyetlerinin çevreye yönelik etkilerinin en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerekir."
HAVZANIN CAN DAMARI
Olası riskleri en aza indirmek için yapılması gerenleri de yorumlayan Prof. Dr. Ekmekyapar şu bilgileri de paylaştı: "Kum ve taş ocağı işletmelerinde en son teknolojinin kullanılması sağlanmalı. Proje alanı olarak belirlenen alanların, tarımsal alan olmaması ve meralar üzerinde açılmaması gerekir. Ergene Havzası yerüstü ve yeraltı suları çevresindeki alçak dağlık arazi ile havzaya düşen yağışlardan beslenmekte. Bu sebeple Ergene Havzası’nı besleyen su kaynakları havzanın can damarıdır."
KAYNAKLAR YETMİYOR
Öte yandan Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı da Çorlu ve çevresindeki su kaynaklarını nüfusa yetmediğini belirtirken, "Yeraltı suları artık 350 metrenin de altından temin ediliyor. Ancak derine indikçe suyun kalitesi bozuluyor. Magnezyum ve sülfatlı, acı suyu tarımda kullanırsanız toprak tuzlanır. Derine indikçe kükürtlü suyu gelmeye başlar. Trakya'da büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Mevcut su kaynaklarının korunması çok önemli. Kuraklık sorunu devam edecek olursa Trakya'da hem kentlere, hem tarıma, hem de sanayiye su temin edilemez" dedi.
Kaynak: Web Özel