İhtilal hükümetinin gölgesindeki adaylıklar ve 1983 seçimleri...

İttifakların netleşmesiyle ve seçimin yaklaşmasıyla siyaset gündemi iyice ısınıyor. Türkiye'nin yakın tarihinin en önemli seçimlerinden biri de 6 Kasım 1983'te yapıldı. Seçimler, 12 Eylül darbesiyle yönetimi devralan ihtilal yönetiminin kontrolünde gerçekleştirilmişti.

Son Güncelleme:

Türk halkının milletvekillerini ve Cumhurbaşkanı'nı belirlemek için sandığa gitmesine 50 günden kısa bir süre kaldı. Türkiye'de ilk Cumhurbaşkanı 1982 referandumunda, ihtilal yönetiminin baskısıyla seçilmişti. Sonrasındaki 1983 seçimleri ise yakın tarihin en önemli seçimleri arasında yer alıyor. 

1946'da geçilen çok partili sistem ve demokrasi dönem dönem darbelerle sekteye uğradı. Özellikle 12 Eylül 1980 darbesinin ardından demokrasiye dönüş süreci sancılı oldu. Yakın tarihin en kritik seçimlerinden biri olarak değerlendirilen 1983 seçimleri, demokrasiye dönüş konusunda büyük bir adımdı ama ardında “Ne kadar demokratikti?”, “İhtilal yönetimi seçimlere nasıl izin verdi?” gibi pek çok soru bıraktı.

1983 seçimlerinin galibi Anavatan Partisi (ANAP) oldu. Partinin genel başkanı ve eski Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal, 6 Kasım 1983'te yapılan seçimlerde oyların yüzde 45,14'ünü alarak Başbakan oldu. Özal, öncesinde de ekonominin toparlanması için hazırlanan 24 Ocak kararlarının da mimarıydı. Seçimlerin yapıldığı dönemde ise ülkeyi ihtilal hükümeti, yani Kenan Evren'in başkanlığını yaptığı Milli Güvenlik Kurumu (MGK) yönetiyordu.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Murat Erdoğan, 1980 darbesinden sonra, ihtilal hükümeti için en önemli problemin 1961 Anayasası olduğunu ifade ediyor. “Anayasa'nın fazla demokratik olduğunu, topluma ve özgürlüklere fazla yer verdiğini düşünüyorlardı. Dolayısıyla yeni bir Anayasa yapmaya karar verdiler” diyen Erdoğan, Meclis'in hareket kapasitesini belirli ölçülerde kısıtlayan bir Anayasa yapım sürecine girildiğini belirtiyor.

Darbeden sonra, askeri yönetim bir danışma meclisi kurdu ve meclis bir anayasa taslağı hazırladı. Taslak, 1982'de referandumla halkın oylamasına sunuldu. Referandumda anayasa taslağı ve Cumhurbaşkanı seçimi birleştirilmişti. Anayasa taslağı ve Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığı yaklaşık yüzde 92 evet oyu aldı. Murat Erdoğan, referandumla Türkiye'de ilk defa halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı'nın Kenan Evren olduğunu hatırlatarak, “Referandumda insanlar belki de korkudan, bu rejim devam etmesin diye Anayasa'nın kabulüne oy verdi” demekte.

Bu süreç içinde Turgut Özal, ihtilal yönetiminin de izniyle kendi partisini kurdu. Erdoğan, Özal'ın seçimleri kazanmasına ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer veriyor:

“Önce çok ciddiye alınmadı, ardından durdurulmaya çalışıldı ancak durdurulamadı. Referandumda aldığı oya güvenen askeri yönetim, 1983 Genel Seçimleri'nde toplum tarafından ciddi biçimde yanıltıldı ve Özal seçimleri kazandı.

Bu süreçte en çok merak edilen noktalardan biri ise askeri yönetimin seçimlere nasıl izin verdiği meselesi... Murat Erdoğan bu durumu hem Türkiye'nin iç dinamikleri hem de dış politikası açısından ele alıyor.

1980 öncesinde Türkiye'de kaotik bir durum olduğuna işaret eden Erdoğan, seçimlerin gerekçesinin de bu kaotik durumun sona erdirilmesi olduğunu belirtiyor. “O gün darbeyi yapanlar da bir vesile ile demokrasiye geçileceğini ve hükümetin yeniden yapılacağını iddia ediyorlardı. Bu demokrasiye geçişi de kontrollü yapmak istediler” diyen Erdoğan, ihtilal hükümetinin kendilerince 'demokrasiye zarar verdiğini düşündükleri' şeyleri ortadan kaldırarak yeni bir zemin açmak istediğini aktarıyor.

Turgut Özal, seçim sonuçlarını genel merkezde takip ederken. Fotoğraf: AA

DÖNEMİN ŞARTLARI...

Prof. Dr. Erdoğan, askeri yönetimin demokratik sisteme yeniden dönüşünün biraz da dönemin şartlarından dolayı zorunlu olduğunu dile getiriyor. Erdoğan ayrıca, Türkiye'nin Batı ve NATO'yla ilişkilerinin de demokrasinin çok uzun süre rafa kaldırılmasına izin vermediğinin altını çiziyor. Özal'ın 1980'li yıllardan itibaren ortaya koyduğu 24 Şubat kararlarını hatırlatan Prof. Dr. Erdoğan, bu süreçte atılan ekonomik hamlelerin devam etmesi için demokratik sisteme geçişin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.

Ancak ihtilal yönetimi bu geçişi kendi kontrolünde yapmak istedi. ANAP'ın kurucuları arasında yer alacak 30 üyeye müdahale etti; seçimlere katılmak isteyen pek çok siyasi ismi de veto etti. Murat Erdoğan bu süreçle ilgili yorumunda ise şu ifadelere yer veriyor:

“1983 seçimine giderken de MGK tarafından sürekli siyasi parti oluşumlarına müdahale edildi. Askerlerin hesap edemediği Özal'ın toplumda bulduğu karşılıktı, bu onlar için de sürpriz oldu. Bu seçimler toplumun demokratik rüştünü ispat ettiği önemli bir seçim olarak da biliniyor.

 

Prof. Dr. Mehmet Murat Erdoğan, siyaset sosyolojisi ve uluslararası ilişkilergibi alanlarda çalışmalar yürütmekte. Ulusal ve uluslararası yayın organlarında makaleleri yayınlanan Erdoğan, Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürlüğü görevinde de bulundu.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber