İhanete yeni kılıf, aldatmak erkeği haklı çıkartır mı?
Türkiye'de boşanmalar artarken, en büyük sebeplerden biri de aldatmak olarak gösteriliyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın, erkeğin genetik olarak poligamik (çok eşli) olduğu için aldatmaya daha meyilli bulunduğuna yönelik sözleri ise yeni bir tartışma ve tepki yaratmış durumda.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, boşanan çiftlerin sayısı 2021 yılında 175 bin 779 iken 2022 yılında 180 bin 954'e çıktı. Boşanma hızı 2022 yılında yüzde 2,13 olarak gerçekleşirken, boşanma hızının en yüksek olduğu kent yüzde 3,11 ile İzmir, en düşük olduğu yer ise yüzde 0.43 ile Şırnak olarak kayıtlara geçti. TÜİK'in Aile Yapısı Araştırması'na göre Türkiye'de boşanmaların en büyük nedenleri, sorumsuz ve ilgisiz davranma, aldatma, evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve şiddet olarak sıralanıyor. Boşanma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde ise kadınların yüzde 41,2'si eşlerinin sorumsuz ve ilgisiz davrandığı söylüyor.
"ERKEKLER DAHA YATKIN "
Ancak aldatmaya ilişkin ortaya atılan bazı tezler ise tartışmalara neden oluyor. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, erkeklerin genetik olarak poligamik, kadınların ise monogamik olarak eğiliminin fazla olduğuna dikkat çekerken “Poligami yani çok kişiyle beraber olma güdüsü erkeği aldatmaya daha meğilli hale getiriyor. Erkekte genetik olarak yaşam boyu milyarlarca sperm üretiliyor ancak kadının yumurtalık sayısı 400 tane. Kadının monogamik(tek eşli) eğilimleri daha fazla olduğu için evliliği devam ettirebilmesi biyolojik temelli" ifadelerini kullanmakta.
"SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR"
Prof. Dr. Tarhan, erkeklerin genetik yatkınlığına rağmen evlilikteki en temel yükümlülüklerden birinin ‘sadakat yükümlülüğü’ olduğunu belirterek, “Bir kişi ‘Hem evlenirim hem kafama göre yaşarım’ diyorsa zaten sadakat yükümlülüğü yoktur. İnsanın mutluluğunda ideal olan, tek kişiyle ömür boyu sadakate dayalı bir ilişki kurabilmek. Eşleşme ayrı, evlilik ayrı. Eşleşme biyolojik, evlilik kültürel" uyarısında bulunuyor.
Aldatmanın modernizmin kâbusu durumunda olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Tarhan, "Küresel olarak ciddi bir artış var. Bu da evlenme isteğini azalttı. ABD’deki boşanma sebeplerinin yüzde 90’ı resmi kayıtlarda aldatma. Türkiye’de bu rakam yüzde 10 bile değil. Bu oran gerçeği yansıtmıyor. Boşanmaya giden çiftler, şiddetli geçimsizlik, ruhsal uyumsuzluk gibi şeyler söylüyor. Çünkü aldatma bizim toplumumuzun kabul etmediği bir durum" ifadelerini kullanıyor.
İLKEL DÜRTÜLER...
Psikolog Özge Öztaşçı, poligaminin doğal olduğunu ve erkeklerin genetik kodlarına kazındığını söylemenin yetersiz olacağını belirterek açıklamalarına başlıyor. Öztaşçı, "Bu ilkel dürtüler bin yıllar önce değişen toplumsal yapılar ile genetiğimizden tıpkı diğer özellikler gibi silinmeye başlamıştır. Eğer bu bakış açısının doğruluğunu savunacaksak erkeklerin avlanma dürtüleriyle hareket etmeleri gerektiğini; kadınların ise sağlıklı bebekler doğurabilmek adına genetik açıdan en sağlıklı erkek bireyleri seçmeleri gerektiğini kabullenmek gerekir" diyor ve ekliyor:
"ESKİ ÇAĞLARDA KADINLAR DA TEK EŞLİ DEĞİLDİ"
"Ayrıca poligamist yaşam tarzını ve bunun genetiğimizde olduğunu aldatma bahanesi olarak kullanan erkeklere kötü haber eski çağlarda kadınlar da tek eşli değildi, genetik çeşitlilik sağlamak ve en sağlıklı bebeği doğurabilmek adına uygun olan adaylarla çiftleşme eğilimindelerdi. Bunu bahane olarak sunacak erkeklerin, partnerlerinin de aynı nedenlerle kendilerini aldatabileceklerini unutmamaları gerekir."
Öztaşçı, aldatma konusunun tek bir nedenle açıklanabilecek bir olay olmadığının altını çizerek, "Her bireyin kişiliği ve bu bireylerin oluşturduğu ilişkilerin dinamiği farklı olduğu için bu konu aslında o ilişki ve birey özelinde ele alınmalı" ifadelerini kullanmakta.
Kaynak: Web Özel