'İçindekiler: Trileçe...' | Bu kadar az bilgiyle nasıl reyona gelebiliyorlar?

Gıda denetimi ülkemizde sık sık gündeme gelen bir konu. İlgili kurallara göre bir hazır gıdanın içinde yer alan her bir içerik paketin üzerinde yazmak zorunda. Peki hazır gıdaların paketleri nasıl denetleniyor? Biz de bu ürünlerin ambalajlarını ne kadar okuyoruz?

Son Güncelleme:

Son dönemde sosyal medya platformlarında, tüketiciyi gıdaların içeriği açısından bilgilendiren sayfaların artışına tanık oluyoruz. Bu sayfaları takip edenlerin ya da marketlerde dikkatle ambalaj okuyanların önüne bazen öyle ürünler düşüyor ki içindekiler kısmındaki bilgilendirmede neredeyse hiçbir bilgi yer almıyor. Sosyal medyada, içindekiler kısmında sadece “protein, karbonhidrat ve cips” yazan bir baharatlı cips ile sadece “trileçe” ifadesiyle birlikte son kullanma tarihi yer alan tatlı gibi örnekler pek çok kişinin tepkisiyle karşılaştı. Peki, bu ürünler içeriklerine dair bu kadar az bilgiyle kendilerine reyonlarda nasıl yer bulabiliyorlar? Bizler  ne kadar ambalaj okuyoruz? Satın aldığımız gıdaları ne kadar biliyoruz?

Gıda Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Samim Saner, gıda etiketleme tebliğine işaret ediyor. "Bilinen 14 çeşit alerjen var ve özellikle bunların hangi fontta yazılacakları dahi bu tebliğde belirtiliyor” diyen Saner, tüketiciyi yanıltıcı, eksik ya da anlaşılamaz ifadelerin ürün içeriklerinde kullanılamayacağını belirtiyor. Ayrıca light ve organik ürünlerde de standartlar belirlendiğini vurgulayan Saner, paketlerinde bu tarz ibareler yer alan ürünlerin söz konusu standartlara uyması gerektiğini dile getiriyor ve ekliyor:

“Tüketiciler bu tarz şeylerle karşılaştıklarında, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Alo 174 hattını arayarak şikayette bulunabilirler.”

Tüketiciyi bilgilendirme mevzuatına göre, ambalajlara ürünün bütün içeriği ve miktarı yazılması gerekiyor. Fotoğraf: Shutterstock 

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemil Gürsu ise, tüketiciyi bilgilendirme mevzuatına dikkat çekiyor. Bahse konu mevzuatta 8 maddenin yer aldığını dile getiren Üzümcü, “Bunların içinde, ürünün adı, içindekiler, üretim yeri gibi bilgiler yer alıyor” demekte. 

Ambalajlara ürünle ilgili genel geçer bilgiler yazılmasının doğru olmadığının altını çizen Üzümcü, sözlerine şöyle devam ediyor:

“İçerisindeki etken maddeleri mutlaka yazmak gerekiyor, katkı maddesi nedir, tuz oranı ne kadardır gibi bilgiler yer almalı. Normalde böyle ürünlere bakanlık ürün başına 40-45 bin TL'ye varan cezalar verebiliyor.”

Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu ise, Türk Gıda Kodeksi'nin etiketleme tebliğine vurgu yaparak, bir pakette yazılması gereken tüm detayların kodekste yer aldığını söylüyor. “Her içerik gıda etiketinde yazmalı” diyen Ağaoğlu ancak 10 binde 1 etken olan maddenin yazılmayabileceğini aktarıyor.

Ülkemizde tüketiciler en çok süt ve süt ürünlerinin son kullanma tarihine bakıyor. Fotoğraf: Shuuterstock

Ağaoğlu, denetimin nasıl yapılması gerektiğine dair değerlendirmesinde de firmanın üreteceği ürün hakkında Tarım ve Orman Bakanlığı'na bilgi verdiğini, bakanlığın içerisindeki malzemeleri inceleyerek ruhsat numarası verdiğini ve firmanın da ona göre ürünü piyasaya sürdüğünü ifade ediyor. Ağaoğlu, “Hata olması durumunda da her bir paket için ayrı cezalar ve ruhsat iptali yaşanabilir. Her pakete ayrı ceza uygulanmasının sebebi de her birinin ayrı bir tüketiciye zarar verme ihtimali. Burada iş tüketiciye düşüyor, her tüketici kendi denetlemesini yapmalı.”

Peki paketli bir gıda alırken ambalajını ne kadar okuyoruz?

Samim Saner, ülkemizde sadece beslenmesine dikkat eden bir kesimin içerikleri okuduğunu söylüyor. Saner, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Kilo almak ya da vermek isteyen kişiler, sadece ürünün yağ ve şeker oranlarına bakıyor. Yani tam anlamıyla bir farkındalık yok. Bir de gıda hassasiyeti (alerjisi) olanlar ve veganlar kendilerini ilgilendiren kısımlara bakıyor.”

Saner ayrıca, Gıda Güvenliği Derneği'nin bine yakın kişi ile yaptığı araştırmanın sonucunun, tüketicilerin yüzde 88'inin ürünlerin sadece son tüketim tarihine (STT) baktıklarını gösterdiğini aktarıyor ve değerlendirmesine şu şekilde devam ediyor:

“Tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT) ile son tüketim tarihinin farklı olduğunu çoğu kişi bilmiyor. STT ürünün o tarihten sonra kullanılmaması gerektiğini anlatırken, (TETT) ürünün tadında ve görünüşünde sorun yoksa yazılı tarihten sonra da tüketilebileceği anlamına geliyor.”

Görselde lavanta yağı ambalajında SKT üzerine yeni bir etiketle TETT koyulduğu dikkat çekiyor. Fotoğraf: Haberglobal.com.tr

Tüketiciler Derneği Gıda Komisyonu Başkanı ve Sağlıklı Beslenme Uzmanı Ayşe Cengiz, Türkiye'de bilinçli tüketici oranının yüzde 1-2 seviyesinde olduğunu belirtiyor. “Bazen marketlere giderek inceleme yapıyorum ve çoğu müşterinin ürünü raftan alıp direkt sepetine attığını, incelemediğini görüyorum” diyen Cengiz, değerlendirmesine şu ifadelerle devam ediyor:

“Bilinçli tüketici markete girmeden alışveriş listesini oluşturur ve ürün içeriğine bakar. Unutmamalıyız ki, etiket bilgisi gıdanın kimliğidir.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber