Hatay'da 200 kilo ağırlığındaki kadın üç büyük depreme de evinde yakalandı: "Korkudan yemek yiyemiyorum, tuvalete giremiyorum"

Hatay'da yaşayan 200 kilogram ağırlığındaki Aliye Atahan, aşırı kiloları nedeniyle evinde yakalandığı üç büyük depremin ardından çadır kente getirildi.

Son Güncelleme:

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremler sırasında eşi ve iki çocuğuyla evinde bulunan 55 yaşındaki Atahan, obezite nedeniyle yürümekte çok zorlandığı için dışarı çıkamadı.

Merkez üssü Hatay'ın Defne ilçesi olan 20 Şubat'taki 6,4 büyüklüğündeki depreme de ailesiyle tek katlı evinde yakalanan kadın, tedbir amacıyla jandarma ve yetkililerce evden alınıp çadır kente yerleştirildi.

Aliye Atahan, bacaklarının çok ağrıdığını ve yürüyemediğini, tuvalete gitmekte zorlandığını söyledi.

Çadır kentte kişisel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini belirten Atahan, şöyle devam etti:

"Buraya geldim, tuvalet için evimde kalıyordum, ölsem de tuvaletim vardı. Alafranga tuvaletim vardı evde özel olarak, onu kullanıyordum ama dışarı çıkıp çadıra geldim, tuvaletimi yapamıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ayaklarım o kadar şişmiş ki artık ayakta bile duramıyorum. Depremden önce biraz yürüyordum, tuvalet ihtiyacımı gideriyordum ama şimdi hiçbir şey yapamıyorum. Kalkamıyorum. Sağ olsunlar çocuklarım, kocam ayağa kaldırıyor beni."

Atahan, zayıflamak için ameliyat olmaya karar verdiğini ancak doktorların anesteziyi riskli görmelerinden dolayı bunun gerçekleşmediğini dile getirdi.

Hayatının kolaylaştırılması için yardım isteyen Atahan, "Belden aşağı halim belli, ayaklarım şişmiş, yürüyemiyorum. Artık dayanamıyorum. Büyüklerime sesleniyorum, bize yardımcı olsunlar. Ellerinden ne geliyorsa yapmalarını istiyorum. Dayanamıyorum. Korkudan yemek yiyemiyorum. Her yerde tuvalet var ama giremiyorum, duş alamıyorum. Kendime özel bir tuvalet istiyorum." diye konuştu.

"ÇADIRA GETİRİRSEK İHTİYAÇLARINI NASIL GİDERİRİZ DİYE DÜŞÜNDÜK"

Kızı Çağla Atahan da deprem gecesi babasıyla beraber annesini korumaya çalıştıklarını anlattı.

Sarsıntının şiddetiyle düşen annesini kaldırmaya çalışırken hep birlikte düştüklerini aktaran Atahan, şunları ifade etti:

"Annemin durumu belli. Çadıra getirirsek ihtiyaçlarını nasıl gideririz diye düşündük. Bu nedenle hiçbir şekilde annemi çadıra getirmeyi düşünmedik. İlk iki depremde hiçbir şekilde dışarı çıkmadık, evin önüne bile çıkamadık. Çünkü önümüzde büyük bir bina vardı. Yağmur çok fazla yağıyordu, anneme terliğini bile giydiremedim. Ayağı şiş ve terlikler bile olmuyor, annemi dışarıya çıkarmak benim için daha çok tehlikeliydi. İki büyük depremde de evin içindeydik, eve sığındık. Çökerse hiç değilse kartonpiyer çöker diye düşündük, annemin kafasını korursak bizim için yeterliydi."

Çağla Atahan, üçüncü büyük depremin daha kötü olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:

"Çünkü soba yanıyordu, üşümüştük artık sobayı yaktık. Annem üşüdüğü için sobanın arkasında oturuyordu. Bir anda sarsılmaya başladık, annem için korktuk. Ben ve kardeşlerim sobayı tutmaya çalıştık. Ellerim, kardeşlerimin ayakları yandı. Ev yanacak korkusuyla jandarma içeri girdi ve annemi kaldırıp dışarı çıkarmaya çalıştılar. Biz de ev yanmasın diye su dökmeye çalıştık. Annem kolay kolay arabalara binemez. Ayakları birbirine yapışmıyor, arabaya binmesi bile çok sıkıntılı. Can havliyle annem ayaklarını sıkıştıra sıkıştıra arabaya bindi ve jandarma bizi oradan uzaklaştırdı."

Kaynak: AA

Sonraki Haber