Babacan: Cumhurbaşkanı adayı parlamenter sistemi desteklemeli

Bu hafta Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programının konuğu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu. Parlamenter sisteme geçişi destekleyen partilerle yakın diyalog halinde olduğunu belirten Babacan "Cumhurbaşkanı adayımız parlamenter sistemi desteklemeli" dedi.

Son Güncelleme:

Bu hafta Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programının konuğu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu.

Babacan'ın programdaki açıklamalarından dikkat çeken başlıklar şu şekilde:

Arnavutköy İlçe Teşkilatımıza gece saatlerinde silahlı saldırı düzenlendi. Gelişmeleri yakından izliyoruz. Önemli olan ne olduysa bunun bir an evvel aydınlığa kavuşması. 

Benim bakanlık dönemimin ilk aylarını saymazsak daha sonraki dönemlerde ekonomiden sorumlu olduğum yıllarda söylediğim her şeyin tüm piyasa oyuncuları tarafından aynı anda duyulmasının önemli olduğunu düşündüm. Yazılı basınla bire bir mülakatım çok sınırlı oldu. Sebebi de piyasa bilgisi hassasiyeti diyelim. Siz de benden yazılı mülakat istemiştiniz o dönemde benim yazılı mülakatım çok azdır. 

Yatırımcı açısından beklenti hep önemlidir. Gelecekle ilgili makul bir yatırım varsa beklenti ekonomide yatırımcı için her şeydir. Beklenti de güven, istikrar, hukuk gibi konularla oluşuyor.

Bakanlıktan 2015 Ağustos'ta ayrıldım. İktidarda olan partiden ayrılmam 2 yıl oldu. 

AK Parti'nin ilk kurulduğu yıllarda politikaları vardı. Benim ve arkadaşlarımın etkili olduğu yıllar vardı. Biz istişarenin olduğu, özgürlüklerin öncelik alındığı dönemde yaptıklarımızdan gurur duyuyoruz. İyi işlerin yapıldığı dönemler var. Kötü işlerin yapıldığı dönemler var. 

BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİLMESİNİ DESTEKLEYEN TEK BİR AÇIKLAMAM YOK

Benim parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilmesini destekleyen tek bir açıklamamı göremezsiniz. O dönemdeki şartlara bakalım darbe oldu. Ardından OHAL döneminde anaysa değişikliği gündeme getirildi ve referanduma sunuldu. Meclisten çok hızlı geçti. Sayın Erdoğan'ın ifadesi de "Atı alan Üsküdar'ı geçti" ifadesini kullandı. Benim bir koğuş sürecim vardı. Tüm bu olayların art arda gelmesi. Bu süreç zaten benim konuşmama kararı almış olduğum yıllar. Özel dost sohbetlerinde bana soranlara anlattım. 

Vatandaşlar bir arayış içinde. Yeni seçenekler görmek zorundalar. Bu sorular o yüzden haklı sorular. Vatandaşların emin olması lazım. Bu sorgulamalar gayet doğal. Ben "Söylediğim ne varsa getirin" diyorum "Ben altına tekrar imza atayım."

PARTİMİZİ KLASİK SIFATLARLA TANIMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL

Biz kendimize sağda ya da solda demiyoruz. Kendimizi muhafazakar ya da liberal diye de tabir etmiyoruz. Biz özgürlükçü ve demokrasiyi savunan bir partiyiz. Evrensel insan haklarının tam olarak ülkemize uygulanmasını istiyoruz. Sosyal devleti önemsiyoruz. Rekabeti de destekliyoruz. Partimizi klasik sıfatlarla tanımlamamız mümkün değil. Mevcut siyasi partilerden hiçbirisinin ülkemizin sorunlarına çare olacak bir anlayışta olmadığını gördük. 

Bize üye olmak isteyen vatandaşlarımıza bir baktığımızda bir araştırma yaptık ve şunu gördük. Siyasi görüş olarak bize ilgi gösteren vatandaşların yüzde 30'u daha önceden AK Parti'ye oy vermiş insanlar. Yüzde 20'si de daha önceden CHP'ye oy vermiş insanlar. Her kesimden ilgi görüyoruz. Bu bir ilk. Daha önceden hiçbir siyasi parti her siyasi görüş ve her siyasi partiden hiç bu kadar aynı derecede ilgi görmemiş. 

İçinde bulunduğumuz dönemde hiç anket yaptırmadık. Ne zaman şartlar biraz daha netleşirse o zaman anket yaptırırız. 

TEŞKİLATLARIMIZ İSTEDİĞİMİZ DÜZEYDE DEĞİL

Teşkilatlarımız istediğimiz düzeyde değil. Kuruluşumuzun ilk 8. ayında seçime girmeye hak kazandık. Teşkilatlanma ve seçime girme hakkı kazanma süremiz çok kısa. Bu kadar kısa sürede seçime girmeye hak kazanan başka bir parti yok.

Bize ilgi gösterenler üzerinde yapılan araştırmalarda her görüşten insanın bize ilgi gösterdiğini görüyoruz. Biz farklı toplum kesimlerini yatay kesen sorunları ele alıyoruz. Mesela ekonomi, ekonomi ile ilgili sorunlar tüm partilere oy veren vatandaşları yatay kesen bir sorun. Adalet sorunu da her vatandaşın yaşadığı bir sorun. Fırsat eşitliğinin olmaması mesela. Biz de yatay kesen çözümler üzerinde ilgileniyoruz. 

Bizde her kesimden partilerden arkadaşlarımız var. Bizi bir araya getiren ortak bir Türkiye tahayyülüdür. Partideki arkadaşlarımızla bizi bir araya getiren "Nasıl bir Türkiye görmek istiyorsunuz?" sorusuna verdikleri cevap aynı. 

PANDEMİ DÖNEMİNDE TÜRKİYE VATANDAŞINA EN AZ DESTEK VEREN ÜLKE

Pandemi döneminde Türkiye vatandaşına en az destek veren ülkelerinden bir tanesi. Kaç tane sanatçımız canına kıydı. Ev gençleri diye bir tanım ortaya çıktı. Gençlerin ülkeyle ilgili umutları karardı. Yurt dışına gitmek istiyorlar.

HDP Türkiye'de anayasaya göre kurulmuş bir parti. Aynı zamanda bir kapatılma davası da var. Siyasi etkiden uzak bir dava süreci geçirmek zorunda. HDP'li bir başkan vekili var. Mecliste başkanı ben tanımıyorum diyen duyulmadı. Başarı üretilemeyince düşman oluşturuluyor. Her siyasi partiyle iletişim halinde oluruz ama ittifak bambaşka bir şey. Şu an hiçbir ittifakta yer almıyoruz. Şu anda parlamenter sistemi destekleyen partilerle iletişim halindeyiz. Parlamenter sistemle ilgili partiler arası bir diyalog başlatılması gerektiğini beyan ettik. Bu görüşme trafiği uzun süredir devam ediyor. 

Türkiye'de şöyle bir gerçek var. İktidar gücünü eline geçirenlerin, kendinden olmayanları ezdiği bir siyasi tarihimiz var maalesef. İktidarı ele geçirenler kendisi gibi düşünmeyenleri ezebiliyor. Eskiden yapılan hataları tekrar etmeyeceğiz ama önceliğimiz Türkiye'nin yarınları olacak. 

Bazı kesimler üzerinde baskı kültürü oluşturulduğuna şahit olduk. Hala daha iktidar partisine oy verenlerin bazı söylemleri olduğunu görüyoruz. "Sırf hayat tarzı sebebiyle ülkeden dışlananlar yok" gibi söylemlerde bulunan bazı kesimler iktidar giderse bu hakkını kaybetmekten korkuyor. İktidar partisi vatandaşlarımızın bu korkularını diri tutuyor. Bu hissiyat sürekli oluşturuluyor. Bayramlardaki bazı temalar, gösterilerle problemimiz olamaz. Sanatçılarla ilgili ayrı bir eylem planımız geliyor. Bu ülkenin zenginliğidir. Bu bizim partimizin politikasıdır. Bir tema yakalayıp onun üzerinden bir rüzgar estirmeyi devam edenleri de görüyoruz.

VATANDAŞLAR İKTİDAR GİDERSE SOSYAL YARDIMLAR KESİLİR DİYE DÜŞÜNÜYOR

Vatandaşlarımız sosyal yardım alıyor ve iktidar giderse yardım kesilir mi diye düşünüyor. Biz bununla ilgili eylem planımıza da açıkladık. Aksine ekonominin güçlü olduğu bir dönemde sosyal destek katlanarak devam eder. Sosyal destekle önceden alınanlar şu an alınamıyor. Vatandaşlarımız daha kolay iş bulabileceği için sosyal destek almaya da ihtiyaç duymayacak. Vatandaşlarımızın kazanılmış hakları bir adım geri atılmaz. İnandığı gibi örgütlenme ve yaşama özgürlüğü korunur. Geri adım atılmaz. Biz bunun garantörüyüz. Ancak bu korkuları diriltici bir tutum içinde olanlar var.

Şu anda Türkiye mutsuzların ülkesi olmuş durumdayız. Türkiye olarak mutluluk sıralamasında dünyada 149 ülke arasında 104. sıradayız. Bangladeş, Nijer, Libya'nın gerisindeyiz. 

Bir dönem AB'li ve ABD'li gençler gelip Türkiye'de yaşamak istiyorlardı. Eskiden "Bizim sömürgeci geçmişiz var" diyen ülkeler Türkiye pasaportu istiyordu Asya gibi ülkelerde kendilerine kucak açılması için. 

Bizim AK Parti'yi kurarken bir akitleşmemiz var. Üç dönem kuralı. Bunlar milletvekili için konuldu. En çok tartışılan da genel başkanın süresiydi. Bu süre 3 dönem ile sınırlandırıldı. İnsan doğasında vardır güç insanı değiştirir. 

Mesela sayın Merkel bırakıyor şimdi değil mi? İşi tadında bırakmayı bilmek lazım. Erdoğan da vaktinde bırakarak ülkenin bir değeri olarak kalabilirdi. Hem Türkiye kaybediyor hem iktidar partisi kaybediyor. Herkes kaybediyor. Dolayısıyla özellikle bu süre hukukla çok bağlantılı. 

HER SİYASİ PARTİNİN GENEL LİDERİ DOĞAL CUMHURBAŞKANI ADAYIDIR

Her siyasi parti kendi adayını kendi belirler. Yok bir ortak aday belirlenecekse ortak aday belirleyecek partiler bir araya gelir ve öyle bir ortak aday oluşabilir. Her partinin genel başkanı o partinin cumhurbaşkanı adayıdır. Parlamenter sistemde doğal başbakan adayıdır. Destekleyenler parti başkanı ve partiye oy veriyor. Bizim cumhurbaşkanı adayımızın parlamenter sistemi desteklemesi lazım. Parlamenter sistem üzerinde mutabık kalmamız lazım. Süreci belirleyip atılacak adımları belirlememiz lazım. Partilerin genel başkanları bize geldiklerinde onlara benim ilk açtığım konu. Parlamenter sisteme nasıl geri dönüleceğiyle ilgili bir yol haritası belirlenmesi lazım. O da çok önemli bir mesele. 

PANDEMİDEN ÖNCEKİ DÖNEME BAKMAMIZ LAZIM

Gelişmiş ülkelere ihracatımız arttı. İhracat için çalışan sanayicilerimizin hareketleri iyi ancak fiyatlar da arttı. Ham madde fiyatları yükseldi. Dolar bazında ürün fiyatları arttı. İş tüketime gelince pandemideki kapalı dönemden sonra açılma var. Dolayısıyla bazı sektörlerde iç tüketimde hareket var. Ama biz iki sene öncesindeki döneme bakacağız. Pandemi dönemine göre tabii ki iyi olacağız. Pandemiden önceki döneme bakmamız lazım. Geçen sene her yer kapalıydı. Bu sene açıldı. Tablo sanıldığı kadar iyi değil.

Türkiye'de işsizlik düşmüyor. Yeni yatırım olmuyor. Yatırımcılar ülkenin geleceğine güvenmiyor. İkinci neden de kur artışı ve her şeye zam gelmiş olması. Türkiye'de çok ciddi pahalılık var ancak gelirler artmadı. Türkiye'de gelir dağımı bozuluyor. En zenginle en fakir arasındaki fark 22 katından 26 katına çıktı. Türkiye'de hiçbir ekonomik göstergede hiçbir iyileşme yok. 

EKONOMİNİN TEMELİNDE HUKUK VAR

Ekonominin temelinde hukuk var. Özgürlükler var. Bunları sağlamadan ekonomiyi yönetemezsiniz. Yargının tarafsız ve bağımsız işlemediği bir ülkede ekonomiyi düzeltemezsiniz. Önce hukuka inanmak çoğulcu, özgürlükçü demokrasiye inanmamız lazım. Bu şekilde düzeltemeyecekler ekonomiyi. Yerli ve yabancı yatırımcılar Türkiye'ye güvenmiyor. Türkiye'de ilk defa doğrudan yatırımlar eksiye düştü.  İlk kez eksiye düştük. Kendi ülkemizin insanı başka ülkelerde yatırım yaparak başka ülkelerin insanlarına yatırım yapıyor. Milyarlarca dolar yatırım yapıyorlar. Yatırım yapanlar pişman. Böyle bir ülkede istihdam oluşur mu? İşsizlik sorunu çözülür mü? 

Mehmet Şimşek iyi arkadaşımız ancak kendisi şu an siyasette değil. Özel sektörde, birkaç danışmanlık işi var. O işleri var. İleriyi bilmiyorum. Teknik açıdan bizim çok donanımlı bir ekibimiz var. Şu an gider 5 ülkede 5 sorunu çözeriz. 

Siyaset tek kulvar değil. Ülkeye hizmette birçok kulvar vardır. Ancak köklü bir değişim için siyaset yapmak gerekir. 

İki ayrı cüzdan taşıyorum. Tamamen ihtiyat. Rahmetli dedem İstanbul'a alışverişe giderdi. Kuşağını beline sarardı. Bir kısmını nakitle alırdı. Bir kısmını da "Benim adım Ali Babacan bana güveniyorsanız bırakın" derdi. Sürekli nakit alırsanız güven oluşturamazsınız. Söz verip yerine getirmeniz lazım.

Yeni bir anayasa Türkiye için gerekir dedik. Bugün yeni anayasanın günü değil. Bugün sistemle ilgili maddelerin değiştirilmesi ve parlamenter sistemin getirilmesi önceliklidir. Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili hiçbir rahatsızlığımız yok. Ancak anayasanın daha öz bir metin olması lazım. Şu anki anayasayı çok detaylı görüyoruz. Yeni bir anayasa yapıldığında maddelerin sayısı ve yeri değişebilir. Bizim parti olarak dört maddeyle ilgili hiçbir sorunumuz yok. Parti programımız da bunu açıkça ortaya koyar. 

 20 eylem planı hazırlıyoruz. Her birinin bütçesi hesap edilmiş. Hepsini hesaplıyoruz. Günü geldiğinde yüzümüzün yere eğilmemesi lazım. Bunu uygulayacak bütçe imkanlarının da olması lazım o yüzden çok dikkatli hazırlıyoruz eylem planlarını. 

Sonraki Haber