MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter: Cumhur İttifakı olarak, yedi düvele karşı milli bir mücadele veriyoruz
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. İzzet Ulvi Yönter oldu. Canlı yayında soruları yanıtlayan Yönter, "Cumhur İttifakı olarak yedi düvele karşı milli bir mücadele veriyoruz" dedi.
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programına konuk olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. İzzet Ulvi Yönter, canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Canlı yayında, Aydın'ın sorularını yanıtlayan Yönter, "Cumhur İttifakı olarak yedi düvele karşı milli bir mücadele veriyoruz" dedi.
İzzet Ulvi Yönter'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
-Seçim ilk turda biter, bitecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs'ta tarihi bir zafere imza atacak. Milletimiz, 14 Mayıs'ta sözünü söyleyecek. Hatırlayınız, 14 Mayıs 1950'de tek parti dönemi sona ermişti. Türkiye'nin demokrasi itibarı güçlenmişti.
-Bu kadar zamanda demokrasimiz olgunlaştı ve yeni bir zafere imza atacağız.
-Yalan yanlış beyan vermek, bir defa halkı aldatmak, bu da hakkaniyete meydan okumak demektir. MHP, her seçim öncesindeki algı operasyonlarıyla durdurulmak isteniyor, bizi zayıf göstermek istiyorlar, zaafa düştüğümüzü göstermek istiyorlar. Anket şirketleri 24 Haziran öncesinde de aynı şeyi yaptılar, aslında, MHP'yi hiç göstermeyecekler de mecburen baraj altı göstermeye çalışıyorlar.
-Bütün anket şirketleri halkı manipüle edip, spekülasyonlara çanak tutuyor. Siz bir insanın seçme ve seçilme hakkıyla, yapay, sipariş edilmiş bir kamuoyuyla haklarıyla nasıl oynarsınız. Bu bir insan ihlalidir, demokrasi cinayetidir, siyasi operasyon cinayetine alet oluyorlar. Anket şirketleri, satılmıştır, kiralıktır.
-Milli iradeyi sekteye uğratmak için üzerine verilen görevleri yerine getiriyorlar. Zillet İttifakı'nın beşinci kol grubu yapanlar anketçiler. MHP'nin ve Cumhur İttifakı'nın nasıl güçlü bir şekilde mecliste temsil edileceğine şahit olacağız.
-İYİ Parti'de ülkücü, milliyetçi kalmadı. Onların rotası Kandil'e ve Pensilvanya'ya döndü. İYİ Parti 14 Mayıs'ta çok ağır bir hezimete uğrayacak. Kandil ve Pensilvanya, İYİ Parti yönetimini tutsak etmiş vaziyette, ülkücü vatandaşlarımız düşünsün, bu muameleye layıklar mı? Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değiştiler. Genel Başkanımız dedi ki, bir kere satan yine satar.
-İYİ Parti Genel Başkanı bunu hep yaptı ve yapar. Bizim böylesine devşirilmiş bir siyaset anlayışla işimiz olmaz. İYİ Parti'nin büyük bir kriz içinde olduğunu değerlendiriyorum, bir açmazdalar, krizin içindeler. Oy desteklerini çok ciddi kaybettiler. Nevşehir'de İYİ Parti Genel Başkanı ağlamaya başladı, timsah gözyaşları döktü. O sahte bir ağlamak, 14 Mayıs'ta yaşayacağı hezimetin göstergesi.
-14 Mayıs'ta kazandığımızda Akşener de Kılıçdaroğlu da siyaset sahnesinden iner. Genel Başkanımız bunları kamikazeye benzetiyorlar.
-Seçime ayrı ayrı listelerle giriyor olsak da hedefimiz, vizyonumuz, sevdamız, emelimiz bir. Türkiye ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna ulaşmak ortak gayemizdir. Çok iyi sonuçlar alacağız.
-Siyaseti kavrayamamanın getirdiği bir zillet var. Katılım, demokrasinin en önemli işlevi. Gerçekçi bir demokrasi olması için gelişmiş ekonomi ve Batılı değerler lazım. Bunlar sizde yoksa siz demokratik bir ülke sayılmazsınız. Biz demokrasiyi Batı'ya göre değil medeniyetimize göre tanımlıyoruz. Türkiye, demokrasisi olgunlaşmış bir ülkedir.
-Ortada seçim yok, bir talep yok, bir kumar masası bir noter masası var. Birbirlerine kazık attıkları bir masa var. Çıkar için bir araya gelmişler, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığını ulufe gibi dağıtıyorlar.
-Karamollaoğlu diyor ki, masadakilerin ortak imzası olmadan karar alınamaz. Zillet İttifakı'nın adayı zincirlenmiş demek. 385 gün toplandılar. 13 toplantı oldu ve 6 Mart'ta zoraki bir aday çıkardılar. Siz aday bulamamışken ortak politikalar metni açıkladınız, 28 Şubat'ta bildiri yayımladınız ve bakanlıklar dağıttınız. Bu demokrasiyi yanlış anlamış zihniyetin kusurudur.
-6'lı masaydı ama altına saklananlar vardı, PKK vardı HDP vardı, ABN ABD ve emperyalizm de vardı. Ekonomi vizyonu açıklayacaklar, Batı'dan danışman ithal ettiler. Telekonferansla yapılan yayını, teknolojik bir gelişme olarak anlattılar. Sakarya Savaşı'nın Sakarya'da yapıldığını düşünen bir lider, ancak bunu açıklayabilir. Bu nasıl bir Kuvayi Milliye anlayışı. Atatürk'ün kemikleri sızlıyor.
-Bunların amacı çıkar, rank, ikbal, her türlü tavizi vererek bir koltuk elde etmek. Bizim böyle bir amacımız yok. Önce ülkem ve milletim ve sonra partim ve ben diyen bir anlayışa sahibiz. Prof. Dr. Erol Güngör, milli birlik ve dayanışma davası der. Ayrıca der ki, milliyetçilik bir dış mesele olarak değerlendirildiğinde yerli kültürün yabancı kültüre direnişidir. Millet, bir vize vermeden neyin dağıtımını yapıyorsunuz. Büyükşehir Belediye Başkanları, millet birinizi İstanbul'a birinizi Ankara'ya görevlendirdi. Buralarda başkan yok, bu bir suç, bu bir görev ihlali suçu, görevi kötüye kullanma suçu. Yavaş ve İmamoğlu'nu yanınıza alıp seçim mi kazanacaksınız.
-İYİ Parti Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na tuzak kurdu, önce kazanmayacak aday dedi, oyun oynamışlar ya, milleti kandırmışlar. Akşener, CHP'nin içerisinde jeolojik kazı yapıyor, CHP'den ne ütebilirim diye bakıyor. CHP'yi hastalandırmak istiyor kendini güçlendirebilmek için. Bu mert olmayan bir siyaset.
-İYİ Parti Başkanı, ona yol yordam gösteren akıl hocalarıyla CHP'ye operasyon çekiyor, başkanlar bunu gördü ama sessiz, hepsi birden uçurumun kenarından yuvarlanmak üzereler. Birbirlerine samimi olmayan insanlar, siyasetin temeli ahlak. Etik ile ahlak birbirilerine karıştırılır. Ahlak duygusaldır, etik bilimsel. Bunlar da ikisi de yok.
- Akşener, ben başbakan olacağım diyor, hayal mahsulü. Uğurlar olsun, nasıl olacaksın? Seçimi yaptık, milletvekili olman lazım. Güçlendirilmiş parlamenter sistem vaazında başbakan aynı zamanda vekil olmalı. O zaman referandum yapıp yeniden mi seçim yapacaksınız. Siz bu ülkenin 10 yılında seçim vaat ediyorsunuz?
-Meselelere biz sosyolojik bakıyoruz. Bireylerin yaşadığı sorunların nedeni toplumsal sorunları araştıran. Biz milletin vekalet görevini üstlendik, bu aynı zamanda milletimizin öz değerlerine nakşetmiş, liderim Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan'la. Türkiye, çok daha güçlü. 100'üncü yıl dönümünü gelecek yıllara taşımak istiyoruz.
-Hem ağaca bakıyoruz hem ormana. Elbette ülkülerimiz var. Allah'ın kelamını yeryüzünü yaymak, böyle bir hareketi hesaplarla meşgul etmek mümkün mü? Türkiye'nin kalbi TBMM'de, gelecek umudu Başkanlık sisteminde. 14 Mayıs'a gelmeden, şunu yapacağız demek makul değildir. Şu bakanlık sizin olsun bu bakanlık bizim olsun anlayışında değiliz. Biz Türkiye'nin geleceğini inşa etmenin peşindeyiz.
-HDP'li isim, bizim rejimi değiştirme öngörümüz Kılıçdaroğlu ile örtüşüyor dediler. Tefekkür edelim. Sakık, biz bakanlıkla falan uğraşmıyoruz, biz 100 yıllık sistemi değiştireceğiz dedi. Bu vatan bellidir, rejimin adı 1923'te koyuldu.
-İmralı canisinin serbest kalmasıyla, Demirtaş'ın serbest kalmasıyla ilgili güvence verdi mi? Peki, Cumhurbaşkanı bir teröriste cezaevinden nasıl çıkaracak? Hakim değilsin, savcı değilsin nasıl yapacaksın? Kime mesaj veriyorsun? 9 aylık yavrusu yetim kaldı, kim yaptı bunu CHP ve İYİ Parti ile yanak yanağa kol kola olan örgütler yaptı. bir kez olsun reddetsin, HÜDAPAR ile ilgili konuşuyorlar ya, devasa Türk bayrağı açmışlar, Hizbullah ile ilişkileri yok, terör örgütlerini reddediyor. HDP'de bu bir kere oldu mu?
-Bunların sırtlarını yasladıkları odaklar belli, emperyalizmin kafesine girmişler, ağızlarına bir parmak bal çalınmış. Bunlar bizim geleceğimizi imha etmenin peşindeler. Biz 1910'lu yıllarda İstanbul'da olsaydık, TBMM'de süpürgeci olamayız. Atatürk'e çok şey borçluyuz. Bir vatan evladı olarak, HDP ile el ele yürüyen CHP ve İYİ Parti'yi nasıl açıklayacağız. Asırlar boyunca ahlakı şuurumuz hiç durmadan çalışıyoruz. Ağacımızın dalını kıranın kökünü sökeriz, bu bağımsızlığa kolay ulaşmadık.
-Yavuz Bey, çıktı, neyi gördüyse söyledi, tebrik ediyorum. diğer arkadaşlarımızın da bir muhasebe döneminde olduğunu düşünüyorum, bu bittiğinde elbette görüşürüz. Hiçbir arkadaşımızı yok sayacak insanlar değiliz. Mesele, samimi bir pişmanlık. İYİ Parti'nin yönetimine yerleşmiş bir avuç elit, MHP üzerinde operasyon yapmak istedi. Buna alet olanlar oldu. Biz bu aşamada ülkücüleri iktidar yapacağım diyen zat, onları ayağının altında ezmeye çalıştı. Onlarla fikir birliği içindeyiz ve gereğini yapacaklarına inanıyoruz.
-KIZILELMA gökte uçuyor, Türkiye artık kuşatmayı kırmış, kendi göbek bağını kendi kesiyor. Kendi kendimize yeteceğimiz bir zamana da ulaşacağız. Bahçeli ve Erdoğan'ın muhabbeti, dostluk, kardeşlik üzerine inşa edilmiştir. Bizim AK Parti ile bir sorunumuz yok, Cumhur İttifakı çatısı altında yedi düvele karşı milli bir mücadele veriyoruz, bu bir dava, bu bir Türklük davası. Zillet İttifakı ise çıkar ittifakı, biz mezara kadar birlikteyiz. Etrafımız adeta çevrilmiş halde.
-Ege'de Yunanistan var, Güney'de terör devleti kurulması için faaliyet var, ABD bölgede, küresel emperyalizm bölgede, Asya Pasifik'te mücadele var, Çin ve ABD2nin bilek güreşi, Rusya ile Ukrayna'da kanlı bir macera var. Ona rağmen Türkiye ayakta, diri. Sana söz bahar gelecek, diyor Kılıçdaroğlu. Bahar geldi, çiçekler açtı. Peki, siz hangi baharı kast ediyorsunuz?
-Yeşil Sol Parti'nin beyannamesine bakınız, diyanet kaldırılıyor, terörle mücadele duracak diyorlar. YSP, CHP'nin ittifakı. Nasıl ortaklar? Buldan daha yeni Aydın'da arkadaşlarımız yakında çıkacak, dedi, bu sözü kimden aldılar? Nasıl çıkaracaklar? Yolumuzdan, köprümüzden rahatsız olan bir siyasetle karşı karşıyayız. Millet bunları görüyor. Yaklaşık 980 yıldır bir coğrafyayı omuzlayıp bugüne getiren bir devlet haşmetiyle müşerref olduk, nice zaferler yaşadık, oyunları bozduk geldik. Bunu da yapacağız, tarihin hiçbir döneminde zillete düşmedik. 14 Mayıs'ta savaşa mı gidiyoruz, seçime gidiyoruz, diyenler, Türkiye'nin kazanımlarından rahatsız olanlardır.
-Siyasetçi ahlaklı olmak zorunda. İnanıyorum ki bunun ne anlama geldiğini başta Kılıçdaroğlu olmak üzere hepsi araştırır ve gereğini yapar. 300 milyar dolar ne demek? Yabancı sermaye tutarı Cumhuriyet tarihi boyunca 275 milyar dolar. Bunlar ekonominin hiçbir kavramına hakim değil. 300 milyar doları Londra'dan sonra telaffuz etti, önce uyuşturucu baronları dedi sonra sehven dedi, öyle potlar kırıyor ki, sehven kabul etmek mümkün değil, birileri işletmiş, tefecilerin işi de bu. Karadeniz gaz sahasına bakın 710 milyar metreküp doğal gaz yaklaşık 500 milyar dolar, kaynak Türkiye'de.
-Tanzimat sonrasında taklitle gelişeceklerini sanıyorlardı, hem Batı'nın teknolojisini alamadı hem de kendini dinamizmini söndürdü. 300 milyar dolar, tefecilerin ona attığı bir kazık, yemlemişler. Allah'tan Boğaz Köprüsü'nü satmadılar. ABD'de benzinlikte hamburger yeme bahanesiyle ortadan kayboldu, herkesi atlattı, FETÖ'cülerle görüştü. Londra'da tefecilerle buluştu, ne 300 milyar dolarından bahsediyorsun? Türkiye'nin onun bunun eline baktığı günler geride kaldı! Türkiye, alan değil veren el oldu.
-Kılıçdaroğlu'nu işletiyorlar o da milleti işletmeye çalışıyor ama millet yemez bunu. 300 milyar dolar ne zaman geleceği belli değil. Kılıçdaroğlu, milleti aldatmaya çalıştı, yalan söylemiştir, seçim kampanyasını bu yalan üzerine inşa etti, senin planın ne, nasıl bir ekonomi öneriyorsun, sen ne öneriyorsun? Biz ruh kökümüzü yansıtan bir ekonomi olsun istiyoruz.
-Rasyonel insan, hayata da öyle bakıyormuş, sadece karımızı maksimize etmek istiyoruz, Türk Müslüman bir insanın değerlerine ters. Doğaya egemen olacağız diyerek karı mı maksimize etmeye çalışıyoruz. CHP ve Kılıçdaroğlu, ekonomi fakir. Bildikleri tek şey soğanın patatesin kilosu, Osmangazi'ye, TCG Anadolu'ya bakmıyorsunuz. Kılıçdaroğlu, asgari ücret üzerindeki vergileri kaldıracağız dedi. 1 Ocak 2022'den itibaren asgari ücret üzerindeki vergileri kaldırdık, sen daha bunu bilmiyorsun, ülkeyi nasıl yöneteceksin?
-Cumhurbaşkanımızın iradesi olmadan hükümet yapısı içerisinde, hiçbir bakanın etkisi olmaz. Kibirleri tavan yaptı bunların. Boşuna Kibirli Babacan demiyoruz, sen nasıl ekonomiyi tek başına yönettin. Bu kadrolara FETÖ ile iltisaklı olanları kim yerleştirdi? Babacan, miadını doldurmuş, defteri dürülmüş bir siyasetçi, son günlerini geçiriyor. Kendi derdi DEVA'sına yetmeyecek, Davutoğlu'nu söylemeye zaten gerek yok, geleceğini kaybetmiş bir siyasetçi, ittifakın ekonomi vizyonu yok. Hayatı, dürbünün tersiyle takip ediyorlar. Bunlardan bir yol olmaz.
-EYT'de 2.2 milyon vatandaşın sorununu çözen, emekli aylığını en düşük 7 bin 500 yapan, asgari ücreti 8 bin 500 yapan Cumhur İttifakıdır. Her kesime yönelik yapıcı, destekleyici, pozitif gündemli adımlar atan Cumhur İttifakı'dır. Taşerona da kadro gelecek. Bu işin 14 Mayıs'tan sonra biteceğini bakanımız harcadı, refah payı da verilecek, 15 milyon emekli var, refah payı mağduriyeti var, toplu sözleşmeler var. 6 Şubat depremini yaşadık, maliyeti 104 milyar dolar, dile kolay. Şu anda bunu göğüslemiş bunun üstünden gelmeye çalışan bir devlet bir millet var.
-İstifa kişisel bir karardır, Kızılay Başkanı kendi takdir etmelidir, yanlış yapmıştır. & Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem, büyük bir yıkıma neden oldu. Akut ihtiyaçların karşılanması için bütün imkanlar seferber oldu. Nurdağı'nda köy evleri teslim edildi. Bunlar çok önemli. Kısa süre içerisinde yapıldı. 385 günde aday bulamadılar, ama Türkiye Cumhuriyeti kısa sürede felaketin izlerini nasıl siliyor. Türkiye ekonomisi buna rağmen ayakta, enflasyon düşüyor, hayat pahalılığı azalıyor. Bizi huzurlu bir gelecek bekliyor, elbette yapacağız. Deprem olmuş, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet tedavi görenlere şifa temenni ediyorum. Reva mı, bir gün sonra enkazın üzerinde tapındılar, deprem bölgesine gidemediler, gezemediler.
-Kılıçdaroğlu ne dedi, ben hükümetle aynı hizaya gelmem halbuki gün birleşme günüydü. Deprem olur, fırsatçılık yaparlar, sel olur yaparlar terör olduğu vakit, ağızlarını bıçak açmaz. Bunlar iplerini teslim etmişler. Sen PKK ile Murat Karayılan ile birliktesin. Bese Hozat ne dedi, Kılıçdaroğlu kazanmazsa iç savaş çıkarırız diyorlar, o kadar önemli ki onlar için kazanması, Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Teröristin yeri yargıdır. Devamlı destek mesajları veriyor. Teröristler, MHP ve AK Parti faşizmine karşı CHP ve İYİ Parti'nin yanındayız, diyor. Bu rezalete nasıl göz yumacaklar?
-Mansur Yavaş, yerini bulduk, kendisine CHP'de uzun yıllar dilerim. Milliyetçi PKK ile FETÖ'cü ile birlikte olur mu? Irak ve Libya tezkeresine hayır diyen partiyle iş yapar mı? Bizi, CHP'ye yaklaşmakla suçlamıştı, önce iki eliyle kalp yapmayı öğrensin. Marifet o değil, gerçekten kalbe sahip olmak. Nasır tutmuş bir kalbimiz yok, bizim kalbimiz vatan ve millet sevgisiyle çarpışıyor.
-Bahçeli, Alevi vatandaşlarımıza yönelik çağrı ve tekliflerini gündeme getirmeye devam ediyor. Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs'a günler kala mı Alevi olduğunu hatırladı. Cami de bizim cemevi de. Biz bir aileyiz, biz Türk milletiyiz. Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizi sürekli istismar etmenin peşinde koştular. Her insanımızın inancına, anasının diline, kökenine, yöresine saygılıyız. Ne çektiysek etnikçilik ve mezhepçilikten çektik. Biz Yezid ile kazanmaktansa Hüseyin ile şehit olmayı yeğleriz.
-Alevi ve Kürt kökenli kardeşlerimizden zillet partileri elini ayağını çıksın. Onları istismar etmeye çalışmasın.
-Cemevlerinin ibadethane olması için talep edilmesi konusunda bir talep var, bunlara sessiz kaldılar. Alevi kardeşlerimiz ibadethane olarak kabulünü istiyor. Genel Başkanımız böyle kabul edilmesini istiyor. Cemevine saygı duyuyoruz ve önyargılara teslim olmuyoruz. Sen de kalkıyorsun, ben Aleviyim diyorsun, öbür yandan da Seyit Rıza'ya bir insan diyorsun. Bu döneminki Abdullah Öcalan o da o döneminki. siyasette bu istismarın tehlikeli sonuçları olabilir.
-ABD Irak'a barış getiriyordu, 1 milyon Müslüman öldürdüler, millet birbirlerine girdi. Dilimiz kucaklaşma dilidir.
Kutuplaşmadan beslenen belli, kim, görün işe. CHP ve ortaklarına bakın. Söyledikleri tek şey yalan. MB'den para çalındı diyorlar, hani traktör veriyordunuz, bizim vatandaşımız traktörünü istiyor, şimdi de altın vereceklermiş. Özgür Özel bu işlerden anlamaz, nato mermer nato kafa. Altın hazinede sanıyor. Ekonomik gerçeklerle alakası olmayan iddialar. Türkiye büyümüş, zenginleşmiş. Doğal gaz ve sıcak suya para ödemeyeceğiz, 2 ay bedelsiz. Bunu yapan bir Türkiye var neden mutlu değilsiniz. Togg ile iftihar ediyoruz, Türk'ün markası var. Buna bile inanmadılar. Çağrıldılar ama gelmediler, çağrılmadık dediler. Türkiye'nin muhalefet sorunu var. Demokrasinin bir arızası, defosu bunlar, bunları ortadan kaldıracak tek irade millet.
-Türkiye zillete düşemez, düşmemeli. Bu badireyi de inşallah 14 Mayıs'ta atlatacağız.
-Bayraktar ailesi ile başta Babacan ve Kılıçdaroğlu olmak üzere neden uğraşıyorlar. Bayraktar, Türkiye lehine çalıştıkça bunlar çılgına dönüyor, Babacan, savunma projelerine dokunacağız, diyor. Bu büyük kazanımı tahrip etmeyi nasıl aklından geçirebiliyorsun? Uzay hepimize yeter diyor Kılıçdaroğlu, sanki kendisi çıktı. Atatürk Havalimanı'nda uzay merkezi kuracakmış, dünyanın her yerinde şehir merkezlerinde uzakta olur, yerleşimdeki insanlara zarar vermesin diye, bunu da bilmiyor. Kılıçdaroğlu, denize düşmüş yılana sarılıyor.
-Muharrem Erkek, paralel yapıdan bahsediyor. Siz nasıl bir acizlik içindesiniz. Bırakın bu kara propagandayı. Millet, gerekli dersi verecek, biz İstanbul'da çok çalışıyoruz, 98 adayımız var, İstanbul'da tarihin en yüksek oyunu alacağız ve en çok vekil çıkarıp Meclis'e göndereceğiz.
-HDP'nin İstanbul'da 12 milletvekili olur da, MHP'nin nasıl 8 vekili olur. İnşallah, hepimiz TBMM'de olacağız. 1. sıradaki aday da 35. sıradaki aday da aynı heves ve heyecanla çalışıyor. Bütün sözlerimizi tuttuk bugüne kadar. İstanbullu hemşerilerimizin karşısına çıktığımızda mahcup olacak hiçbir eksiğimiz yok. AK Parti ve MHP'nin en büyük eseri de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir.
-100 maddelik anayasası hazırladık. Dış politika vizyonunu ortaya koyan Türk kuşağını hazırladık.
-Sığınmacıları nasıl gönderecekler? Bir şeyleri mevcut gerçeklikle savaşarak değiştiremezsiniz. İstiyorsanız, köklü ve kalıcı yeni bir modeli ortaya koymak zorundasınız. Bizim hazırlığımız tamam. Biz politikamızı belirledik, biz meseleye Anadolu'daki beka ve demografik istiklal açısından bakıyoruz. Suriye'den gelen sığınmacılar elbette kardeşimiz fakat biz, yaklaşık 3,5 milyonu aşan sığınmacıyı hazmedecek, kaldıracak durumda değiliz. Bunu en çok çeken illerin başında İstanbul var. MHP, sığınmacıları, güvenli şekilde yurtlarına geri döndürecek. Hem iç hem de dış işgal çetesi, çatlaklar oluşturmak istiyor. O çatlaklardan girip emperyalizmin zulmetine kucak açıyorlar.
-Bir ara Kılıçdaroğlu, geldikten sonra biz AB'ye vizeyi kaldıracak dedi. Biz alırken bunu Belçika hükümeti verecek. Davutoğlu başbakanlığı sürecinde geri dönüşle ilgili karşılıklı taahhütler belliydi, biz, göç deposu Avrupa'nın rahat yaşaması kapı bekçisi değiliz, kimsenin arka bahçesi değiliz. Bunun karşılığında Kılıçdaroğlu, neyin sözünü verdi? Terörle mücadele durdurulacak dedi mi? İkinci dünya savaşından sonra kurulmuş nizam sallanıyor, yeni bir dünyanın temeli sallanıyor.
-Biz herkesi güvenli bir şekilde yurtlarına döndüreceğiz derken onları ateşe atmaktan söz etmiyoruz. Sudan'daki iç savaşta, maalesef gün geçtikçe bilanço ağırlaşıyor. 600'e yakın insanın öldüğü öne sürülüyor. İki eski arkadaş, zillette olduğu gibi koltuk kavgasına girişti.
-Bölücülerin Rojova dedikleri yerde kurdukları köprü ABD'nin. Duhok'taki olayları hatırlayın. Suriye'deki Süleymaniye'ye bir köprü bir terörist geçişi kuruluyor. Komşularımızla sorunlarımızı çözmek amacımız. Suriye ile bu noktaya gelmemiz çok karmaşık bir konu ama düzeltilmesi lazım. Libya davet etti, Hafter diye terörist var. Biz terör neredeyse kaynağında kurutma peşindeyiz. Kılıçdaroğlu, ne işimiz var Libya, Suriye, Irak'ta diyordu, ne yapıyoruz, varlığımızı ve istiklalimizi koruyoruz. YPG, bize mi saldıracak diyor. PKK, ihanet demek, Türk devletine kurulmuş bir pusu demek.
- Terörle mücadele esnasında yaralanıp gazi sayılmayan vatan evlatlarının sorununu ant olsun çözeceğiz. Uzman çavuşlara kadro sözünü tekrar verdik. Uzman çavuşlarımıza müjdeli haberler vereceğiz.
-Sinan Ateş ile ilgili CHP'nin tutumu, tamamen istismar ve inkar siyaseti. Ülkücülerin kanlarının hesabını neden sormamışlar bugüne kadar.
-Kadına şiddetin tamamıyla karşısındayız. Kadınlarımız baş tacımız, kadına karşı şiddetle mücadele edilmesini vadeden bu kanun, bizim için çok değerlidir. Kadın hakkı insan hakkıdır, buna sahip çıkıyoruz. Mesela nafaka konusunda çok mağdurumuz var. Bu adaletli değil, adalet hakkı hak sahibine iade. Son dönemlerde tahammül edilemez, lanetlediğimi taciz, tecavüz iddiaları. Bir asansöre bindik, hanımefendiyi tanımıyorum o da çıkıp, beni taciz etti diyor. Bunlarla ilgili bir düzenleme olabilir ama kadın hakkı ve onuru başımızın tacıdır, insan hakkıdır ve biz insanımıza sahip çıkacağız. Bu kanuna sahip çıkacağız.
Kaynak: Haber Global TV