Garipoğlu gizemi çözülecek mi? 9 yıllık gizem aydınlanıyor

Cem Garipoğlu yeniden gündemde. Bu kez babası Nida Garipoğlu, oğlunun mezarının açılması için savcılığa dilekçe verirken, son kararı yargı verecek. Uzmanlar ise Garipoğlu üzerindeki gizemi yumuşak doku örneğinin çözeceğini söylüyor.

Son Güncelleme:

Münevver Karabulut ile Cem Garipoğlu yeniden Türkiye'nin gündeminde. Karabulut, 2009 yılında 17 yaşındayken vahşice katledilmiş ve katili Cem Garipoğlu kaldığı cezaevinde 2014 yılında intihar etmişti. Ancak, bu olayın ardından kamuoyunun vicdanı hiç susmadı, halen birçok kişi Garipoğlu'nun kaçırıldığını ve başka bir ülkede hayat sürdüğünü düşünüyor. Hal böyle olunca da sık sık mezarının açılması konusu gündem oluyor. Bu kez Garipoğlu'nun babası Mehmet Nida Garipoğlu, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak oğlunun mezarının açılması ve DNA eşleştirmesi yapılması için dilekçe verdi. Bu gelişmelerden sonra sürecin nasıl işleyeceği, mezar açılmasının hukuki boyutu merak konusu oldu.

Cem Garipoğlu'nun cenaze töreni ve kabri

"FOTOĞRAF VE VİDEO KAYDI ALINACAK"

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer, bir kişinin ölüm nedeni ya da kimliği ile ilgili tartışmalı durumlarda mezarların açılabildiğini ve o esnada tarafların yasal temsilcileri ile adli tıp uzmanlarının bulunması gerektiği bilgisini paylaştı. Mezar açmanın her aşamasında mutlaka fotoğraf ve video kaydı alındığına da dikkat çeken Biçer, süreci şöyle anlattı:

"Sadece uygun örneklerin alınması değil, ölüm nedeninin anlaşılması ve kimliklendirmeye yardımcı olacak tüm ayrıntıların kaydedilmesi şart. Cenaze bütün olarak değerlendirilir. Kişinin ölümüne dair güvensizlik bulunduğunda sadece DNA testinin sonucunu taraflardan biri kabul etmeyebiliyor. Bu durumların yaşanmaması için de ikincil kimliklendirme dediğimiz kişinin geçmişteki diş kayıtları, kafa grafikleri ile daha ikna edici bir sonuca ulaşılabiliyor."

Garipoğlu ailesinin Münevver'in öldürüldüğü koltukta poz vermesi, ölmediği yönündeki kamuoyu şüphesini arttırmıştı.

"EĞER UYGUN BİR YERE GÖMÜLDÜYSE..."

Ailelerinin travmatik bir süreç olduğu için genelde mezar açılmasına izin vermediğini anlatan Biçer, Cem Garipoğlu'nun mezarında bedeninin hangi bölümlerinin kalmış olabileceği şeklindeki sorumuzu da şöyle yanıtladı: 

"Burada, mezarın gömüldüğü yer önemli. Eğer, toprak olarak uygun bir yere gömüldüyse aradan 9 yıl geçmiş olsa bile yumuşak doku kalıntılarına ulaşılabilir ama uygun yerde gömülmediyse Türkiye iklimini de düşündüğümüzde büyük oranda kemikleşmiş olduğunu bekleyebiliriz. Bu inceleme sürecinin yoğunluğuna göre değişebilir ancak bir hafta 10 günde sonuç belli olur. Bu süreçte ceset morgda bekletilir."  

Münevver Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir: "Kamuoyunda yargının güveni için de o mezar açılmalı. Herkesin kafasında "Cem Garipoğlu ölmedi" şüphesi var. Babanın 9 yıl sonra bu kararı alması da düşündürücü."

“MEZAR AÇTIRMANIN GÜNAHI YOK”

İlahiyatçı Abdülaziz Bayındır ise mezar açtırmanın dini boyutuna dair şunları söyledi:  “Toprağın içinde kalan kemik ve etler kalmıştır o da çürür. Dolayısıyla, o mezarın herhangi bir kutsallığı yok. Mezar açmanın da herhangi bir günahı kesinlikle yoktur.”

"ADLİ TIP UZMANI BULUNUYOR"

Hukukçu Sinan Keskin, mezar açtırma süreci ile ilgili her mezarın açılmadığına dikkat çekerek, ancak ölüm olayının şüpheli durumlarda adli bir vaka söz konusu ise, cesedin incelenmesine karar verildiğini belirtiyor.

Garipoğlu, olayın ardından 197 gün sonra teslim olmuştu.

Bu konuda yetkili makam soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı iken, dava aşamasında ise Ceza Mahkemesi olduğunu belirtiyor. Keskin, süreci de şöyle anlatıyor: "Mezardan çıkarma işlemleri ve inceleme işlemleri yapılırken cesedin görüntüleri kayda alınır, işlemler sırasında adli tıp uzmanı bulunur."

TALEP REDDEDİLİRSE...

Mezar açılma talebinin kabul edilmemesi ile ilgili süreci de paylaşan Keskin, "Reddeden makama göre ilgililer Sulh Ceza Mahkemesi'ne veya dava aşamasına göre yetkili üst mahkemeye konuyu intikal ettirip, ölü muayene işlemlerinin yapılmasını talep edebilirler" diyor.

Keskin, yıllar sonra da mezarların açılabileceğini, mevzuatta kısıtlayıcı bir süre belirlenmediğini belirterek, "Kriminal incelemenin daha sağlıklı olması ve delillere ulaşılabilmesi adına otopsi ve ölü muayene işlemlerinin ölümden hemen sonra, mümkün değilse, olabildiğince en erken bir şekilde yapılması önem arz ediyor" ifadeleriyle değerlendirmesini noktalıyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber