Garantör ülke tuzağı mı? 'Terör Elebaşı'nın talep bilmecesi
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın; yeğeni ile yaptığı görüşmede "garantör ülke" talebinde bulunduğu iddiası tartışma yarattı. DEM Parti kaynakları "Bunu ne doğrularız ne de yalanlarız" açıklaması yaparken, kamuoyunda dikkatler Öcalan'ın böyle bir talebi olup olmadığına çevrildi. Güvenlik uzmanları "garantör ülke" kavramının büyük tuzak olduğunu belirtirken, böyle bir talebin asla kabul edilmeyeceğinin altını çizdiler.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a yapılan çağrıyla başlayan "yeni süreç" tartışmasında "garantör devlet" iddiaları gündeme geldi. TUSAŞ'taki terör saldırısının yaşandığı gün İmralı'ya ziyaret gerçekleştiren DEM Parti milletvekili ve Abdullah Öcalan'ın yeğeni Ömer Öcalan'a dayandırılan haberde; terör elebaşının "iki şart" öne sürdüğü, bunlardan birinin "yasal çerçeve" diğerinin ise "garantör devlet" olduğu belirtildi. Söz konusu haberlerle ilgili açıklama yapan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Bu bilgiyi yalanladı demeniz de, doğruladı demeniz de yanlış olur” diyerek "iki şart" iddiası ile ilgili tartışmalara kapı aralarken; görüşmeyi gerçekleştiren Ömer Öcalan'ın resmi açıklamasında "garantör ülke" konusunda herhangi bir ifade yer almadı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da Abdullah Öcalan'ın "garantör ülke" istediği iddialarına ilişkin "Şaşkınlıkla izliyoruz. Bize böyle bir şey aktarılmadı. Böyle bir şey söylendiğini, talep edildiğini de duymadık" dedi. Başlayan tartışmalar sonrası Haber Global Web Özel'e değerlendirmelerde bulunan siyaset bilimci ve güvenlik uzmanları ise "garantörlük" konusundaki risklere dikkati çekti.
TEHLİKELİ BİR KAVRAM
"Garantörlük" için "son derece tehlikeli bir kavram" ifadesini kullanan güvenlik uzmanı Abdullah Ağar şunları söyledi: "Öcalan, bunu kendisi için mi istiyor, örgütü için mi istiyor? Yoksa bir terör örgütü olduğu halde muhatap alınan devlet dışı bir aktör olarak tanımlanmak ve verilecek tavizleri küresel bir güç üzerinden garanti altına mı almak istiyor? PKK sözde silah bırakma tuzağı üzerinden bizden ne istiyor? Biz üniter yapıdan, toplumsal dokudan taviz mi vereceğiz? Kamuoyuna şunun söylenmesi gerekiyor; PKK silah bırakacak, Suriye'nin kuzeyinde devlet kurmayacak, bütün terörist yapılanmasını dağıtacak ve bunun karşısında da bizden şunu istiyor. Bunları bilmiyoruz."
NE KADAR DİNLEYECEKLER?
Terör örgütü PKK'nın eylem kabiliyetinin büyük ölçüde sınırlandığını belirten Ağar örgütün son durumuyla ilgili de "Kandil, İran'ın kucağında, Suriye, ABD'nin kucağında. Peki bunların hepsi Öcalan'ın kucağında mı? Yoksa Öcalan artık sembolik, ruhani bir lider durumunda mı? Şimdi müritleri onu ne kadar dinleyecek? Apo'nun halefleri yeni angajmanlar geliştirdiler" dedi.
PKK üzerinde ABD'den Avrupa ve İsrail'e kadar pek çok ülkenin belirleyici olduğunu belirten Ağar, "Bu bir güç oyunu. Gücü kim kontrol ediyor? Apo diyor ki 'ben kontrol ediyorum.' Apo 25 yıldır içeride" ifadelerini kullandı.
DEVLET KABUL ETMEZ
Ortadoğu ve güvenlik politikaları uzmanı Güngör Yavuzarslan ise garantörlük önerisinin yeni bir tartışma konusu olduğunu belirterek şu açıklamaları yaptı: "Türk devlet aklının bunu kabul etmesi imkansız. Eğe bu gündeme gelirse Türkiye'nin egemenliği, bağımsızlığı sorgulanmaya başlar. Buna Devlet Bahçeli de, MHP de karşı çıkar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da milli egemenlik konusundaki duruşu net. Belki de MHP lideri, üçüncü ülkelerin müdahalelerine karşı DEM'in Türkiye partisi olmasını açıkça söylemiştir. Belki de bu açıdan bakmak değerli olacaktır. Üçüncü ülke akla ABD'yi de getiriyor. O açıdan da bakmak gerek."
KASTEDİLEN ÜLKE ABD
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise uluslararası ilişkilerde 'garantör ülke'nin bir tür "hakem" olarak devreye girdiğini belirterek şu açıklamaları yaptı: "Ortadoğu'daki duruma bakıldığında garantör ülke olarak Rusya ve Çin olmaz. Burada kastedilen garantör devlet ABD'dir. Daha önce de bu tür gelişmeler gündeme gelmişti. Bunun nasıl değerlendirileceğini izlememek gerekiyor."
Kaynak: Web Özel