Esenyurt'ta bir gün... İstanbul'un Teksas'ı
Esenyurt, son zamanlarda adı suç ile sık sık anılan bir bölge. İki kişinin öldüğü Tekel cinayetinin ardından bir kez daha gündeme gelen ilçenin mahallelerini gezdik. İlçenin çoğu sokağında tedirginlik hakim. Vatandaşlara göre ise bu suçların artışında yoğun göçün payı var.
Esenyurt, İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük ilçesi. 2022 yılında resmi nüfusu 983 bin 571 olan ilçede, kayıt dışı kişilerle gerçek nüfusun bir buçuk milyona yaklaştığı düşünülüyor. İlçe, sık sık adli olaylar, düzensiz göçmenler, günübirlik kiralık daireler, suç baronlarının saklandığı lüks evler, uyuşturucu operasyonları konularında haber oluyor. Reina katliamcısından Ordu'dan araba çalarak Esenyurt'a getiren 13 yaşındaki S.Ö.'ye kadar her gün değişik olaylara tanık olan ilçede yaşayanların da yüzlerinde genel bir endişe hakim. Esenyurt, bu olaylarla sık sık Teksas'a da benzetiliyor.
İlçede en çok Ortadoğu ve Afrika'dan gelen kişiler yaşıyor. Öyle ki bu kişiler, pandemi döneminde de yaptıkları partiler ile kamuoyu gündemini meşgul etmişti. Esenyurt'ta en fazla işlenen suçlar ise sırasıyla hırsızlık, uyuşturucu, silahlı yaralama, cinayet ve dolandırıcılık.
TÜRKİYE'NİN 57 İLİNDEN FAZLA NÜFUSA SAHİP
İlçenin diğer bir özelliği ise Türkiye'nin 57 ilinden daha fazla nüfusa sahip olması. İlçeye girildiğinde ilk göze çarpan şey ise devasa yükseklikteki binalar ve gecekondulaşma.
İSTANBUL'DA EN FAZLA CİNAYETİN İŞLENDİĞİ İLÇE
Esenyurt, 1989'da belde statüsüne geçtiğinde 500 bin kişilik olarak planlanmış. Ancak günümüzde bunun 3 katı nüfusa sahip olan bölgede her yerde inşaat sesleri duymak mümkün. 2008 yılında Kıraç beldesi ile birleştirilerek ilçe statüsü kazanmış. İstanbul Emniyeti'nin 2021 verilerine göre, 294 olayda 326 kişinin öldürüldüğü ilçe bu özelliği ile de İstanbul'da en fazla cinayetin işlendiği yer. Esenyurt'ta 200-250 bin kişiye de bir güvenlik merkezi düşmekte.
Girdiğimiz bir emlakçıya, “Adli vakaların çok olması satışları nasıl etkiliyor?” diye sorduk. Emlakçı, “Bizim bölgede suç oranlarını dışarıdan günübirlik gelenler yükseltiyor. Ayrıca, evlerin değeri her gün artıyor” dedi.
MEYDANDA POLİS DENETİMLERİ ÇOK SIKI
Öncelikle ilçedeki son cinayet olayının yaşandığı Güzelyurt'taki tekel bayisine gittik. Görüştüğümüz çevre esnafından aldığımız ortak yanıt ise ağız birliği edilmişçesine, “Ben işe yeni başladım, olayı görmedim, duymadım” oldu. “Kendinizi güvende hissediyor musunuz?” sorusunun yanıtının ise “evet” olması dikkat çekti.
Sonraki durağımız ise Cumhuriyet Meydanı. Burada bizi polis kontrol noktası ve İl Göç İdaresi'nin aracı karşılamakta. Öncelikle polisler şüpheli gördükleri kişilerin pasaport ve kimlik kontrolünü yapmakta. Düzensiz göçmen oldukları tespit edildiğinde ise parmak izi, sağlık kontrolleri ve UYAP sorgusunun ardından İl Göç İdaresi'nin aracına getiriliyorlar. Gerekli kontrollerin ardından düzensiz göçmenler birbirlerine kelepçelenerek polis araçlarına bindirilerek Tuzla'daki geri gönderme merkezine götürülüyor.
GERİ GÖNDERİLMEKTEN KORKTUKLARI İÇİN...
Esenyurt meydanda bir süre oturduğumuzda resmi kayıtlarda olduğu gibi 101 farklı milletten insanı burada görmek mümkün. Meydanda 15 TL'den fotoğraf çeken kovboy şapkalı fotoğrafçılar vardı. Fotoğrafçılar, Esenyurt'ta hem gündüz hem de gece dışarı çıkmaya korktuklarını ancak son zamanlarda emniyetin tedbirlerini arttırdığını söyledi. Meydanın gündüz sakin olduğunu, geceleri ise zaman zaman kavgalar yaşandığını öğreniyoruz. Burada Türkçe tabelalar ise çoğunlukta. Konuştuğumuz bir dönerci ise, Ortadoğu vatandaşlarının geri gönderilmekten korktuğu için evlerine kapandığını akşamları da ara sokaklarda takıldığını anlattı.
GİRDİĞİMİZ 5 DÜKKANDAN BİRİ TÜRK ÇIKTI
Esenyurt'un merkezi sayılan bu noktadan ayrılıp Örnek Mahallesi'ne geçiyoruz. Burada girdiğimiz marketçi, beyaz eşyacı, kasap ve büfenin çalışanlarının tamamı Ortadoğu vatandaşı. Çalışanlar konuşmaktan çekinirken, ihbar edilecekleri korkusuyla da tepki gösterdiler. Konuştuğumuz bir marketçi 9 yıldır Türkiye'de olduğunu anlatıyor ancak tercümanlık yapan oğlu sayesinde konuşabilen marketçi, “9 yıldır neden Türkçe öğrenemediniz?” sorusunu da “Bilmiyorum” yanıtını veriyor.
En son girdiğimiz fırıncı ise Türk. Fırıncı, bu mahallelerde yaşayan Ortadoğuluların sadece kendi esnaflarından alışveriş ettiğini üzülerek anlatmakta. “Biz sokak aralarında yaşıyoruz onlar ise şu sitelerde” diyerek karşıdaki yaklaşık 10 katlı binaları gösterdi.
Balıkyolu Mahallesi'ne geldiğimizde ise, gecekondulaşmanın oldukça fazla olduğunu fark ediyoruz. Bu mahallede genellikle katı atık toplayıcıları ve geri dönüşüm işçileri yaşamakta. Konuşmaya çalıştığımız bir hurdacı ise, “Mevzu var gidin” diyerek bizleri bölgeden gönderdi. Bu mahalleden görüntü almak ise neredeyse imkansız.
Kaynak: Web Özel