En zor yıl: 1919
Bugün milli mücadelenin başladığı an, Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının Samsun'a çıkışının 103. yıl dönümü. 1919 yılı Kurtuluş Savaşı'na giden yolda çok önemli bir dönemeç, adete karanlığın en baskın olduğu yıldı. Ta ki bir grup cesur insan milletin kaderini değiştirmeye karar verene kadar.
Bugün milli mücadelenin başladığı gün olarak tarih kitaplarına kazınan 19 Mayıs 1919'un 103. yıl dönümü. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Bandırma Vapuru'nun güvertesinde omuzlarında bir ulusun kaderini taşıyarak Samsun'a çıktılar.
Bir milletin ordusu dağılmak üzereydi. Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinde dediği gibi, “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.” Dönemin ahvali bu satırlara benzemekte.
Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs tarihini öyle benimsedi ki doğum günü olarak seçti. Bu noktada sözü Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’a bırakalım: 1936 yılında bir gün, Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak Atatürk’e bir evrak getirmişti. Bunda, Atatürk’ün doğum gününün bildirilmesi rica ediliyordu. M. Kemal Atatürk, bunun üzerine düşündü fakat bu günü kendisi de tam olarak bilmiyordu. Ancak, annesinden işittiğine göre, bir bahar mevsiminde doğmuş olduğunu ve o gün için ise şöyle dediğini hatırlıyorum: Bu bir 19 Mayıs günü niçin olmasın?
Kaderin bir cilvesi olacak ki İngiltere Kralı VIII. Edward’ın çekeceği tebrik telgrafı için Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günü sorulduğunda İngilizlere, Çankaya Köşkü’den resmi bir yazı ile yine bir 10 Kasım (1936) tarihinde cevap verilecekti.
Böylece Atatürk’ün doğum günü resmi kayıtlara 19 Mayıs 1881 olarak geçti. Ölümüne kadar ömrü mücadele ile geçen Mustafa Kemal Paşa için 1919 yılı belki de siyasi ve askeri yaşamındaki en zor yıllardan biriydi. 8. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a çıkarken sırtında bütün bir halkın yükünü taşıyordu. İstanbul’dan ayrılırken kafasında bir plan vardı. Bu planı uygularken karşısına çıkacak zorlukları hesap etmiş olmalıydı.
15 MAYIS 1919: İZMİR İŞGAL EDİLDİ
Atatürk Samsun’a çıkmadan dört gün önce İzmir’in işgali haberi, İstanbul’a ulaştı. Yunan orduları 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıktı.
Bunun üzerine İstanbul’da kıyamet koptu dense yeri. Fatih ve Sultanahmet’te iki büyük miting düzenlendi. 19 Mayıs’ta düzenlenen Fatih mitinginin verdiği coşku ile 23 Mayıs’ta Halide Edip Adıvar’ın da unutulmaz bir konuşma yaptığı Sultanahmet mitingi döneme damga vurdu, halk esareti kabul etmeyeceğini gösteriyordu.
Mustafa Kemal Paşa ise daha Samsun’a ayak bastığı an durumun farkındaydı. İstanbul ve İzmir çalkalanırken o, Hüseyin Rauf Bey (Orbay) ve Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile birlikte Amasya Genelgesi üzerinde çalışıyordu. 3 Temmuz 1919’da Erzurum kongresi için kente geldi. Yaptığı çalışmalar İstanbul’u kızdırmaya başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa 8 Haziran’da İstanbul’a geri çağırılmıştı, bu emre uymadı ve 9 Temmuz’da askerlik görevinden istifa etti. O artık resmi bir görevi olmayan sine-i millete dönmüş bir önderdi ve ülkeyi yeniden ayağa kaldırmanın yollarını arkadaşları ile arayacaktı.
KUVA-Yİ MİLLİYE BAŞLAMIŞTI
Bu sıra içerisinde Kuva-yi Milliye hareketi başlamış. Manisa’da Celal Bey (Bayar) gibi liderler bölgesel olarak düşmanla çarpışıyordu. Eldeki imkanlar son derece sınırlıydı. Ordu neredeyse dağıtılmış, kalan donanma gemileri de ya itilaf devletleri tarafından el konmuş ya da Haliç’teki tersaneye demirlenmişti.
Erzurum Kongresi’nin ardından Sivas’ta bir kongre düzenlenmiş burada da derli toplu bir şekilde Ankara’nın yolunu açacak milli mücadelenin adımları sağlama alınmıştı.
Bu sırada Amerikan Başkanı Wilson’ın talimatı ile ABD’nin çıkarları bağlamında Osmanlı Devleti ve komşu ülkeleri incelemek için İstanbul ve Anadolu’ya gelen Tümgeneral James G. Harbord’ın yolu Erzurum’a da düştü ve burada milli mücadelenin başlangıcına tanıklık etti.
Sivas Kongresi 4 Eylül 1919 tarihinde başladı, 11 Eylül 1919 tarihinde sona erdi. Mustafa Kemal Sivas’tan ayrıldıktan sonra yurt gezilerine devam etti. 27 Ekim 1919 tarihinde soluğu Tokat’ta aldı. 20 Aralık 1919’da Kayseri’deydi.
Ve Ankara… Mustafa Kemal artık Temsil Heyeti Başkanı sıfatı ile 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya geldi. Burada vali Yahya Galip (Kargı) tarafından karşılandı. Mustafa Kemal Ankara’ya gelirken Çankaya ve Dikmen tepelerinde hafızlar ezan okudu, onun geldiğini duyanlar köylerden atlar ve kağnılar ile geldiler. O günü Atatürk Ansiklopedisi’nden aktaralım:
'VAR OLUN YİĞİTLER'
Seymen Efeleri ile Mustafa Kemal Paşa karşılaştığında arabadan indi. Hatırlarını sorup ellerini sıktı. Daha ileride ellerinde palaları ile bekleyen genç zeybekler vardı. Bunlarla da selamlaştı. Mustafa Kemal Paşa, “Arkadaşlar, buraya neden geldiniz?” diye sordu. Efeler, “Millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik!” dediler. Mustafa Kemal Paşa, “Fikrinizde sabit misiniz?” dedi. Seymen Efeler, “And olsun!” dediler. Mustafa Kemal Paşa, “Var olun yiğitler!, Var olun!” diye seslendi.
Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık 1919’dan 23 Nisan 1920’ye kadar yaklaşık 118 gün Ziraat Mektebi’nde ikamet etti. 1919’dan 1920’ye Ankara’da girdi. Kafasında türlü planlar ve çağdaş bir Türkiye hayali ile…
Kaynaklar: Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Milli Mücadele Albümü, 2020 TRT Arşiv Türk Tarih Kurumu Yayınları, Belleten Dergisi, s. 629-641), Afet İnan, Anadolu Ajansı Atatürk Ansiklopedisi, Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya Gelişi (27 Aralık 1919)
*Bu derlemede yer alan bilgilerin önemli bir kısmı Haberglobal.com.tr'de 10 Kasım 2021 tarihinde yayınlanan '1919: Belki de en zor yıl' başlığıyla yer alan makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel