En büyük tepki hekimlerden, 'Zan altında bırakılıyoruz'

Yenidoğan çetesine en büyük tepki hekim ve sağlık çalışanlarından geldi. Son yıllarda hekimlere yönelik şiddet olaylarındaki artış sonrası, tıp camiası şimdi de töhmet altında kalma riskiyle karşı karşıya. Yaşanan skandal nedeniyle öfkeli olduklarını söyleyen hekimler, vatandaşlara da seslenerek, "Üç, beş istismarcı nedeniyle, canını dişine takan on binlerce insan olumsuz etkilenmesin" dediler.

Son Güncelleme:

Yenidoğan Çetesi skandalı tüm Türkiye'yi derinden sarsarken, gecesini gündüzüne katarak halk sağlığı için emek harcayan hekim ve sağlık çalışanları da; insan hayatını hiçe sayan istismarcılara ateş püskürüyor. Son dönemde hekimlere yönelik şiddet olaylarının arttığına dikkat çeken hekimler, yaşanan son skandaldan dolayı üzgün olduklarını belirtirken, sağlık camiasının töhmet altında bırakılmaması gerektiğine dikkat çekti. Öte yandan haberglobal.com.tr'ye bilgi veren bir özel hastane çalışan uzman doktor ise; çetenin faaliyet gösterdiği bazı hastanelerin uzun süredir skandallarla anıldığını ve söz konusu hastane işletmecilerinin geçmişe dönük faaliyetlerini araştırılması gerektiğini ifade etti. Bir başka uzman doktor ise birkaç istismarcı nedeniyle Türk hekimlerinin halkın gözünde küçük düşürülmemesi gerektiğini söylerken, "Mesleğimize leke süren çete elemanlarından ayrı olarak, konuşacak olursam, hekimler uzun süredir sistematik olarak itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor" dedi. 

Uzmanlar, mesleki anlamda saygınlıklarının azaldığı düşüncesinde.

Yaşanan son skandalın ardından hekimlerin açıklamaları ise şöyle:

"CANIMIZ GİBİ BAKIYORUZ"

Prof. Dr. Tufan Tükek (İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı)

"Mesleğimiz kutsal ve can kurtarmak için çalışıyoruz. Bu nedenle cana zarar verme kastımız olamaz. Hipokrat, 'önce zarar verme' demektedir. Bu tıp fakültesindeki ilk öğretilerdendir. Arkadaşlarımız hastaların iyileşmesi için her şeyini ortaya koyar. Ahlaki ve etik olmayan bazı davranışlar ne yazık ki sağlık sektöründe de var. Para işin içine girince bu tarz olaylar artabiliyor. İstismarın önlenmesi için denetimlerin sıklaştırılması gerekir. Kimsenin aklına gelmeyecek kötülükteki bu yapının ortaya çıkması hepimizi üzdü. Vatandaşlar şuna inansın, doktorlar herkese kendi canı gibi bakıyorlar. Bu söylediğimin altına imzamı atarım."

"SAYGINLIĞIMIZ ZEDELENİYOR"

Prof. Dr. Bülent Şekerel (Çocuk Alerji Uzmanı)

"Bu mesleğe başlarken kimseye ahlak sınavı yapılmıyor. Doktorlarla ilgili iyi şeylerden ziyade kötü olaylar akılda kalıyor ve tepkiye neden oluyor. Zaten hekimin toplumda düşmüş bir saygınlığı vardı. İnsanlar ne zaman isterse doktorlara telefon açabiliyor. Hekimlik değerleri, hastaların hayatını öncelemektir. Maalesef son skandalın doktorlara, koca bir camiaya olumsuz yansıması olacak maalesef."

"MESLEĞİN AĞIRLIĞI KALMADI"

Prof. Dr. Mustafa Çetiner (İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı)

"Hekimlik mesleğinin ağırlığının toplumda her geçen gün daha azaldığını görüyoruz. Bunun bir çok nedeni var. Bunlardan ilki ülkemizdeki tıp eğitiminin giderek bozulması ve çok sayıda tıp fakültesinin açılması. Açılan bu tıp fakültelerinde verilen eğitim çoğu zaman yeterli olmuyor ve hekimlerde bir eksiklik duygusu yaratırken, meslek pratiklerine yansıyor. İkincisi hekimlerin özlük hakları ile ilgili çok ciddi problemler var ve bu durum hekimlerin mesleki motivasyonlarını olumsuz yönde etkiliyor. Özel sektör kamu ayrımı ve özel sektörün yeterince denetlemiyor olması da nedenlerden diğeri. Kaliteli hekimlerimizin çoğu yurtdışına gitti bu da standardın ciddi anlarında düşmesinin nedeni oluyor. Sağlık sisteminin Türkiye’de çok ciddi bir şekilde masaya yatırılması gerekiyor."

Prof. Dr. Ertuğrul: " Bir tarafta 'doktorları bile dövüyoruz' diyen bir güruh, öteki tarafta da sağlığı para kaynağı olarak görenler var. Sağlık sadece kamucu yaklaşımla ele alınmalı. İnsan artık hekimlik yapmak istemiyor."

"TİCARİLEŞME SORUNU"

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul (Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı)

"Son hadise insanlık dışı bir olay. Tıp fakültesi kontenjanları açıldı ama eğitim olanakları uygun olmamasına rağmen doktorlar mezun oluyor. Sağlığın piyasa koşullarına uygunlaştırılması ve sağlığın alınıp satılabilir bir metaya doğru gidişi de ikinci sorun. Son aşama ise liyakatli öğretim üyelerinin yaşayamaz hale gelip mecburen piyasa koşullarına teslim olup çalışmaya başlamaları. Sağlığın ticarileşmesi en önemli sorun."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber