En büyük acıyı yaşamıştık, 'Dumlupınar Faciası'

Titanik enkazına dalış yaptığı sırada Atlantik Okyanusu'nda kaybolan Titan adlı denizaltıdan kötü haber gelirken, son hadise beraberinde Türk denizcilik tarihinin en acı olaylarından Dumlupınar Faciasını akıllara getirdi.

Son Güncelleme:

Atlantik Okyanusu'nda kaybolan Titan adlı denizaltıyı arama-kurtarma çalışmalarında zaman daralırken, umutlar da azalıyor. Kayıp denizaltının akıbeti merak edilirken, son hadise beraberinde Türk denizcilik tarihinin en acı olaylarından Dumlupınar faciasını akıllara getirdi. Akdeniz’de katıldığı NATO tatbikatından dönerken 4 Nisan 1953’te İsveç bayraklı yük gemisi Naboland ile çarpışarak batan TCG Dumlupınar, Türk denizcilik tarihinin en büyük faciası olarak kabul ediliyor.

72 SAATLİK MÜCADELE

Çanakkale Boğazı’nın Nara Burnu açıklarında 81 denizciyle birlikte 85 metre derinliğe gömülen TCG Dumlupınar’ın kurtarılması için 72 saat çalışılmış ancak tüm çabalar sonuç vermemişti. Kaza anında İsveç bayraklı Naboland “Kimliği bilinmeyen bir denizaltıyla çarpıştık. Acil yardım gerekli! İmza: Süvari" mesajını yollamıştı. Dumlupınar, çarpışmadan saniyeler sonra hızla sulara gömüldü. Denizaltının pruvası üzerine battığı için pervaneleri suyun dışında kalmış, son bir çaba olarak mürettebat makinaları tornistan çalıştırsa da sonuç alınamamıştı.

TCG Dumlupınar, Türk denizcilik tarihinin en büyük faciası olarak kabul ediliyor.

SADECE 5'İ HAYATTA KALDI

Kazadan sonra 85 metre derinliğe gömülen denizaltı personeli, içerideki tüm ağırlığı atarak yüzeye çıkmaya çalışmaya çalışıyordu. Çarpışma esnasında Dumlupınar’ın yelkeninde bulunan 8 kişi denize düşerken, bu kişilerden sadece 5'i hayatta kalacaktı. 2 gözcü er çarpışma esnasında denize düştükten sonra suyun dışında kalan pervanelere yüzerek tutunmaya çalışmış ama bu sırada pervanenin dönmesiyle feci şekilde can vermiş, Astsubay Şaban Mutlu ise başını çarparak şehit düşmüştü.

AHİZE İLE İLETİŞİM

Naboland kazazedeleri kurtarmak için süratle filikalarını indirmeye başlasa da tüm çabalar sonuçsuz kalacaktı. Dumlupınar, Balao sınıfı bir denizaltıydı. Bu gemilerde biri baş torpido dairesinde, diğeri kıç torpido dairesinde iki şamandırası bulunuyordu. Bu şamandıralar yüzeye fırlatıldığında hem batan gemiyle iletişim sağlanıyor, hem de batığın konumunu belirlemeye yarıyordu. Dumlupınar mürettebatı şamandırayı yüzeye fırlattıktan sonra kurtarma ekipleriyle denizaltında bulunan ahize sayesinde iletişim kurmayı başarmıştı.

 Dumlupınar, Balao sınıfı bir denizaltıydı. Biri baş torpido dairesinde, diğeri kıç torpido dairesinde iki şamandırası bulunuyordu

BİRGİT'İN YALAN HABERİ 

Müretebatla deniazaltıda bulunan ahize ile ilk temas kuranlar Eceabat’tan intikal eden 10 numaralı gümrük motoru baş çarkçısı Selim Yolüdüz ve dönemin Çanakkale Boğaz Komutanı Albay Zeki Adar’dı. Kaza haberi yayıldıktan sonra denizaltı mürettebatının yakınları ise Çanakkale’ye gelmişlerdi. Ancak bir süre sonra şamandıranın kablosu Kurtaran Gemisinin pervanesine dolanarak kopmuş, denizaltıyla irtibat kesilmişti. Gümrük motoru baş çarkçısı Selim Yoludüz, Dumlupınar'da bulunan Astsubay Selami’nin ağabeyine moral vermek için, “Kardeşinle son görüşmeyi ben yaptım, durumu iyiydi. Vatan sağ olsun, dedi.” ifadelerini kullanmıştı. O esnada ikilinin yanında bulunan ve askerliğini Genelkurmay Basın Bürosunda yapmakta olan Gazeteci Orhan Birgit, bu sözleri 'Astsubayın son sözleri' şeklinde haber yapmış, ancak olaydan 45 yıl sonra Birgit,  Belgesel Yapımcısı Savaş Karakaş’a yalan haber yaptığını itiraf etmişti. Denizaltıyla kurulan son temasta, karbondioksit zehirlenmesi belirtileri göstermeye başlayan mürettebatın güçlükle nefes aldığı saptanmıştı.

Bazı subayların arasındaki hakimiyet tartışması faciayı doğurduğu iddia ediliyordu.

81 ŞEHİT VERDİK

1953 yılında, 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece su üstünden seyrederken, İsveç yük gemisiyle çarpışıp karanlık sulara gömülen Dumlupınar Faciası'nda sağ kalan 5 kişi, Gümrük Motoru tarafından Çanakkale'ye götürülerek hastaneye yatırılmış ancak 81 kişi şehit düşmüştü. Yıllar sonra araştırmacılar tarafından ortaya konulan yeni bilgilere göre kaptanlık konumundaki bazı subayların arasındaki hakimiyet tartışması faciayı doğurduğu iddia ediliyordu.

Dumlupınar faciasından ancak 50 yıl sonra, 30 Mart 2003 günü denizaltıya saygı dalışı yapılırken,  Belgeselci Savaş Karakaş ve beraberindeki araştırmacılar, Dumlupınar'ın tam yerinin belirlenmesinden sonra bu dalışı gerçekleştirdi. Dumlupınar Denizaltısı'nın üzerine inmeye başaran belgesel ekibi denizaltı battı şamandırasının yuvasına "Vatan size minnettardır" tabelasını koydu. 

DUMLUPINAR ARAŞTIRMACILARI

Öte yandan Dumlupınar Faciası'na ilişkin en önemli çalışmalar ise Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olduktan sonra deniz tarihi üzerine uzmanlaşan Uğur Esmer'in yanı sıra Bülent Çaplı, Savaş Karakaş, Ali Ergur tarafından yapılırken, bu isimlerin kitaplarında hem Dumlupınar Denizaltısı, hem de faciaya ilişkin belgeler eşliğinde yaşananlara yer veriliyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber