Ekrem İmamoğlu'dan Haber Global'de önemli açıklamalar
Yenikapı'da araç sergisi, Saray'da kırık sandalye, Diyarbakır gezisi, işten çıkarılan İBB işçileri... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Haber Global Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın sorularını yanıtladı
Yenikapı'daki araç sergisi için "şov" diyenlere ne yanıt veriyor? Belediye'de işten çıkartmaları nasıl açıklıyor? Tartışmalı Diyarbakır gezisinin perde arkasında neler yaşandı? Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kapalı kapılar ardında ne konuşuldu? 'Kırık sandalye' meselesinde gerçekte neler oldu? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde neler gördü? Neleri değiştirmek istiyor?
Her biri çokça tartışıldı bu gündem maddelerinin. Ve bugün Haber Global Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın sunduğu Eşit Ağırlık Özel'de Aktaş soruyor, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tüm merak edilen soruları yanıtlıyor.
Eşit Ağırlık Özel bu akşam saat 20:00'de Haber Global'de...
İmamoğlu'nun açıklamalarından en dikkat çekici detaylar canlı yayınla Haber Global'in tüm dijital platformlarında...
İŞTE İMAMOĞLU'NUN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI
Beştepe'deki zirvede neler yaşandı? Kırık sandalye meselesi...
Pozitif bir buluşmaydı. Uzun zamandır böyle bir talebimiz vardı. Belediye Başkanı olarak İstanbul'u konuşmak istediğimi dile getirmiştim. En nihayetinde bütün büyükşehir belediye başkanlarıyla değerli bir toplantı yapıldı. 6 maddelik taleplerimiz olmuştu. İlk konuşmayı ben yaptım. Teşekkür ederek, selamlayarak... Bundan sonraki sürecin bütünüyle diyalogla yönetilmesi konusunda bir talebimiz oldu, bir komisyonun kurulması konusunda...
Talebimizin kabul edilmesi iyi bir gelişmeydi.
BEŞTEPE'DE İKİNCİ SANDALYE DE SIKINTILIYDI, ÜÇÜNCÜYÜ VERDİLER
Günün bu kısmından daha çok sandalye konusunun konuşulduğunun farkındayım. Herkesin sandalyesi belliydi. Konuşmamı yaptım. O sırada sandalye kırıldı. Biraz yere düştüm elbette. Hatta ikinci sandalye de biraz sıkıntılıydı. Üçüncüyü verdiler. Sayın Cumhurbaşkanı espri yaptı: İsraf ediyorsun diyerek. Ben sandalye sıkıntılı dedim ama bir kez daha "Hayır israf ediyorsun" deyince ben de "İkinciye sağlam oturuyorum" dedim. Sandalyeli kişi ben değilim, sahibi de ben değilim. Ben oradaki süreci talihsizlik olarak görüyorum.
SİZİN DE KOLTUĞUNUZ SALLANIYOR DEDİ Mİ?
Önceki gün İnönü Ailesi'nin verdiği davette "Sandalyesi sallanıyor"a karşı "Sizin de koltuğunuz sallanıyor" ifadeniz oldu mu?
Yok yok, öyle bir şey olmadı. Sayın Sevinç İnönü'nün belediye başkanlığımızı kutlamak adına davet ettiği bir ortamdı. Sohbet esnasında bu espriler yapılırken bir kemençe ustasının bir parçası vardı. Onun dörtlüğünü okuduk. Bana ait bir söz olarak değil. Yani o sözler bana ait değil.
Sizin kişisel olarak Cumhurbaşkanı'ndan bir randevu talebiniz var mı?
Yerel yönetimle ilgili konuşacağımız çok konular var. En son bir genelgeyle şirketlerle ilgili yaşadığımız beledi iştiraklerinde yönetim kurullarının oluşması, meclis onayına gidilmesi gibi hususlar var. Bu tür genel konuları konuşacağız. İstanbul öyle bir masada konuşulacak bir şehir değil. 16 milyonluk şehir. Uzun yıllar sonra bir değişimi de yaşamış, hem politik olarak gündemde, bizler gündemdeyiz, her diyalog sorgulanıyor ama bir yandan insanlar hizmet bekliyor. Tek önceliğim o. İstanbul'a belediye başkanlığı yapmış birisi olarak Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşme talebim olacak. Kendisinin de olabilir. İstanbul için yapacağınız her şey Türkiye adına gündemdir. Görevimiz gereği hiç bir ön yargımız olamaz. Yapacağımız tüm diyaloglar toplum lehine. Seçim bitti. Oy veren vermeyen yok. Bu talebimizi elbette ki somut konular üzerinden yapacağız. Siz de farkındasınızdır kendileri de İstanbulla ilgili konulara birçok konuşmasında değiniyor. Kentsel dönüşümü de bizimle konuşmaları doğru.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuyla ilgili bir toplantı düzenledi. Herhalde bir ıskalama oldu diye düşünüyorum, İBB orada yoktu.
Aslında hiç kimsenin bir seçilmişe mesafe koymak hakkı da yoktur. Milletimiz hizmete bakacak. İşbirliği, ortak çözüm talep edeceğiz.
YENİKAPI'DAKİ ARAÇLARI İADE ETTİK
Seçimden önce de söylediniz, israftır dediniz ve Yenikapı'da araçları sergilediniz. Daha sonra yeni bir ihale açıp yeni araç aldınız mı?
Kaç gün oldu diye sordunuz, bugün itibariyle 77 gün. İnsanlar bizi 31 Mart'ta seçildi diye düşünüyor. Bu kritik bir durum. Ankara'yla aynı tarihte başlamışız gibi bir düşünce var. Hatta bazı arkadaşlarımızın psikolojisinde sanki biz yılbaşından beri görevdeyiz. Kampanya döneminden bu yana yani. Toplum bu dönemin dilini muazzam kabullendi. Ağustos bitti sanki biz 8 aydır ya da 5 aydır görevdeyiz gibi. Hayır, 2.5 ay. Bu konuda sizi net aydınlatmak istiyorum.
Birincisi, israfın küçüğü büyüğü olur mu?
İsrafla alakalı verdiğimiz mücadeleyi, bugün bile zamları konuşuyoruz, temelde ekonomiyle ilgili süreç sıkıntılı gidiyorsa, fakirlik, işsizlik, döviz, faizi üst üste koyduğunuzda İstanbul'da israfı engellemek için bir mücadele veriyorsak, bizi ilk tebrik etmesi gereken evvela Sayın Cumhurbaşkanı. Araç konusunda israf var. Toplum bunu görüyor zaten.
1730 aracı ihtiyaç fazlası olduğu için iade ettik.
730 aracı sergiledik Yenikapı'da. Bunu yaparken aslında 31 Mart öncesi çok vurguladığımız 18 günlük süreçte bu konuya çalıştığımız söyledik. 5 Mayıs'ta bizim mazbatamız elimizden alındı. O süreçle 23 Haziran arasında 514 araç iade edilmişti zaten. Bunların en az 100 tanesi, diyorlar ya bu araç lüks değil, markası yüksek ücreti yüksek araçlardı. 1250 aracı sistemden çıkarttık. Toplamda 1250 aracın yıllık israf bedeli 50 milyon TL. 5 yılda 250 milyon lira. Bu 125 tane kreş demek. Bu ne demek? 13-14 bin çocuğumuza okul öncesi eğitim vermek demek.
Geri iade ettin, İSKİ'ye neden yeni araç aldın? Her kurumun ihtiyacı farklı. İSKİ'nin olayı net. Eski müdür İSKİ dönemiyle ilgili doğaldır 2 yıllık araç ihalesi istedi. Biz iptal ettik.
Aynı şartnameyle İSKİ’nin hizmet araçlarıyla ilgili ihaleye çıkıldı. 990 araç, bizim belirlediğimiz hizmet araçları değil. İSKİ ayrı bir kuruluş. Yeni genel müdürümüze talimat vermiştik. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışma ile, yapılacak yeni ihaleyle 750 araca indirdik. Yani 5 yılda 50 milyon TL daha tasarruf etmiş oldu. Toplam araçla ilgili tasarrufumu 350 milyon lira. Büyükçekmece ölçeğinde bir ilçenin 1 yıllık bütçesi kadar bu rakam. Biz yanlışı düzeltiyoruz. Soruşturma açacak mısınız diye soruyorlar. Yanlış varsa, hukuk uygunsa ucunu bırakır mıyız? Tabii ki açacağız.
ARAÇLARIN TAKİP SİSTEMLERİ 70 GÜN KAPATILMIŞ
O süreçte listelerde bir kaydırma mı oldu diye konuşuldu. Araçlar için yazılan yakıt tüketim rakamları örneğin 10 bin litre… Böyle verilerle karşılaştınız mı yoksa sehven mi açıklandı bunlar? Çünkü bir aracın bunu harcaması mümkün değil.
Geçmişe dair raporlar. Bizim yayınladığımız bir şey değil. Bu tür raporlar var. Daha enteresanı, 23 Haziran ile Mayıs başı dönemde 70 gün araçlarla ilgili takip sistemi kapatılmış. Niye yapılmış olabilir sizce?
70 günlük araçların tükettiği yakıtı takip etmemiz lazım. 1200-1300 araç niye takip sisteminden çıkarıldı. Dolayısıyla biz şunu yapıyoruz; eğri oturup doğru konuşalım, kamu disiplininin, kamu ahlakının, kamu yönetiminin, kamu bütçe yapılanmasının tümüyle elden geçirilmesi şarttır, zaruridir, acildir.
Beştepe’de de söylediniz mi?
Tümüyle yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğunu söyledim. Bizim güzel yeni neslimiz değişmeli artık her şey diyor. Burası benim konutum değil ki. 60 bin metrekare alan, çalışanları, 13 lojman, parkı, kapalı yüzme havuzu senede 6-7 milyon masraf ediyorsam günah.
Daha önce konut olarak kullanıldı. 13 belediye başkanı kullandı. Rica ettik kendilerinden boşalttılar. Bir kısmı zaten geçmiş dönemden kalan belediye başkanlarıydı. Zaten CHP’li bir belediye kullanmadı bu lojmanları. Bu konut Büyükşehir belediye başkanına aitti. Düzelteceğiz bunları. Burayı kamu hizmetine uygun bir hale getireceğiz.
Bu yapıların sadece 7-8 aileye hizmet etmesi günah. Dünyanın hiçbir yerinde seçimle gelip gidilen hiçbir ülkede böyle bir israf yok. 17 makam tanımlanmış belediye başkanlığına. Farklı binalarda, en mütevazisi 1950’lerde yapılmış olan Saraçhane’deki bina. Yüzlerce metrekarelik 7-8 odaya girilen Bakırköy’de olmaz böyle bir şey. Kamudaki israf düzeninin değişmesi lazım. İnsanların buraya gelip keyif aldıkları binlerce insanın faydalanacağı bir yer olması için üzerinde arkadaşlarım çalışıyor.
Biz her alanda tasarruf öncelikli bir yön çizeceğiz. İşi yok sayan, işi engelleyen bir israf tanımımız yok. İsraf nedir? Anlamsız bir harcamayı yapmamak. Yapılarınız varken tek bir binaya 2 milyon para ödememek. Geçen yıl daha az sayıda iş elbisesi, aynı kalitede 7.5 milyon liraya alıyorsunuz. Daha fazla, aynı kalitede iş elbisesini 1 ay önce 3.5 milyon liraya alıyorsunuz. Yarı yarıya. Bunlarla ilgili soruşturmalar başlatacağız. Teftiş kuruluna hemen yazın, hızlıca araştırılsın, bu ihale nasıl verilmiş dedim.
CUMHURBAŞKANI BİZE TEŞEKKÜR ETMELİ
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Devri sabık yaratmayalım” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
1994 yılında kendisinin belediye başkanı olduğu dönemde yaptıklarına dönelim. İnanın aynı şeyler vardı. Refah Partisi döneminde en önemli söylemleri israfla ilgiliydi. Ben dün gibi hatırlıyorum. O dönemde ortaya koyulan eylemin aynısını yapıyoruz. Bizi takdir etmeli, teşekkür etmeli. Kendi partisine ait belediye başkanlarına demeli ki, “Aynısını yapın kardeşim”. Biz bütünüyle CHP’li belediyeler bu konuda en iyiyiz demiyorum. Bizim de hatalarımız var. Ben kamuda israfı engelleyelim diyorum. CHP’li belediyelerin de hatası varsa onlar da düzeltecek. Sadece AK Partili belediyeler demiyorum. İyi yöneten belediye başkanı arkadaşlarımız olursa ilk tebrik edecek ben olurum.
Tümüyle 82 milyon insanın parasını korumaktan bahsediyorum. İştirakleri de kattığınızda konsolide bütçesi 60 milyara çıkıyor. Tasarruf imkanlarıyla öyle büyük hizmetler gerçekleştirebilirsiniz ki… Bakın bütçe yönetimi İstanbul adına çok önemli bir detay. Burada ortaya koyacağınız bir tasarrufla Türkiye’nin GSMH’sinin iyi kullanılmasına dönük öncülük yapmış olursunuz. Muazzam rakamlar.
TEK BİR HİZMET AKSAMADI, AKSAMAYACAK
Bu araçları alacağım, Yenikapı’da sergileyeceğim, dolayısıyla tasarrufun altını çizeceğim dediğinizde şunu anlıyorduk. İBB 100 araç kullanıyordu. Tasarruf edilecek bu sayı 70’e düşecek mi anlamalıyız. Hizmete yine devam edilecek mi anlamalıyız?
Gayet tabii. 1500 araçtan bahsediyoruz. Bu rakam az mı geliyor insanlara anlamıyorum. Meclis’te Meclis üyesi bir arkadaşımız Üsküdar’da isim de vererek bir arkadaşımızın evinde hizmet alamadığına dönük açıklaması oldu. Hemen araştırın dedim. Hizmete giden bir arkadaşımızın cenazesinden dolayı çalışanımızın gidememesi ile ilgili sorunu gündeme getirdiler. Tek bir hizmet aksamadı. Aksamayacak da. Biz biliyoruz bunu.
Vakıf ve derneklerle ilgili uygulamalarınız oldu. Bazı vakıf ve derneklere yapılan yardım veya ödenekler kesildi. Burada bir tartışma da var. Bunun siyasi gerekçelerle hatta rövanşist duygularla yapıldığı yönünde eleştirildiniz. Buradaki temel kaygınız neydi?
Çok tespitimiz var. Tek tek açıklamak istemiyoruz. Her birisi bir manzara oluşturacak ve biz bunları topluma deklare edeceğiz. Biz şuna yemin ettik: Şeffaf olacağız, hesap vereceğiz, varsa bir dönemin karanlık noktaları onu da insanların önüne koyacağız. Dini vakıflar diyorlar. Yanlış. Bizim hiçbir dini vakıfla ilgili sorunumuz yok. Çok saygın vakıflar var. Siz İstanbul’a hizmet ediyorsunuz ama tüm kaynaklarınızla 3-5 vakfa hizmet ediyorsanız o vakıflarla ilgili yönetici ve faaliyetlerine baktığınızda sizin adalet teraziniz ona müsaade etmiyorsa ben ona dur derim. Bütünüyle inceledik. Yüzlerce noktasında vakıfların kiralarını ödüyoruz. Yurt binalarını yapıyoruz anahtar teslimi. Tefrişine kadar veriyoruz, bir takım fiziksel ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. Niye bir tek yatağı yok İBB’nin? Benim kapımı bir sürü öğrenci çalıyor. “Bana yurt olanağı sağla diyor”. Büyükşehir belediyesinin niye bir tek yatağı olmaz. Yasal olumsuzluklar engelse gidereceğiz. Belediyenin yurdunun olmasının ne sakıncası olabilir.
BİR DİZİYE 20-25 MİLYON LİRAYA SPONSOR OLMUŞLAR
Yasal bir engel var mı bununla ilgili?
Var. İstanbul’un kamuya ait en sağlıklı ve güvenilir vatandaşın kendi oylarıyla seçip hayata kattı ilk sıradaki kurum İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Belediye iştirakleriyle vereceğiz bunu. Adrese teslim vakıf niye? Bir fayda üretecekseniz şartname hazırlar ihaleye çıkarsınız. Böyle bir şey de yok. 100 yataklı yurdu verdiniz, 30 yatağı mı benim? Belediyenin bir avantajı mı var? Anadolu’dan gelen bir garibanı ben oraya yerleştirebiliyor muyum? Hayır. Biz Belediye’nin mülklerini ve varlıklarını en doğru şekilde hayata kazandırmakla ilgili mesuliyetimiz var. Biz bunu yerine getirdik. Göreceksiniz 100 milyonlarca lira bu kaynakların yatırımlara dönüşmesi, bir takım hizmetler üretmesi konusunda çok verimli bir İBB dönemini yaşatacağız.
Geçici hizmet veren alanlar üretirsiniz. Bir diziye sponsor olmazsınız öyle bir yapıyı insanlara kazandırırsınız.
Bu ne demek?
Bir TRT dizisine 20-25 milyon lira para niye aktarsın İstanbul Büyükşehir Belediyesi? Sizin de televizyonunuz var, bir TV’ye bir program yapılacaksa buna sponsor olmak belediyelerin işi mi? Onu bir yapımcı yapar. TV bundan reklam alır, para kazanır. Bu ve bunun gibi sorgusuz sualsiz yapılan harcamalardan biz İstanbul halkının cebinden çıkacak lüzumsuz paraları kurtarıyor ve tekrar İstanbul halkının cebine sokuyorsak tekrar ediyorum bunu ilk alkışlayacak ve memnuniyetini dile getirecek olan bu kadim kentin geçmişte belediye başkanlığını yapmış ve bu güzel kentin bir hemşehrisi olarak Sayın Cumhurbaşkanı’dır.
Yanlış yapılan bir şey varsa biz zaten bunun hesabını veririz. Bakın şimdi müfettişler geldi Sayıştay’dan. Uzun zamandır gelmemişler. Gelsinler. İnceleme yapacaklar. Biz orada hesap vermek üzere görev yapıyoruz. Hesabını veririz.
İBB veya iştirakleri bir televizyon dizisine 25 milyon TL sponsorluğu mu var?
Sadece bir iştirakinden 12.5 milyon lira bir anlaşma. Bir diziye… Bunun gibi başka tespitlerimiz de var. Bütün bu israf kalemlerine her gün çalışılıyor. Bu iş magazinsel bir iş değil. Bana diyorlar ki, niye gidip Yenikapı’da araçları açıklamadın. Diğeri de diyor ki, orası şov yeri mi. Ben üzülüyorum. Ben hicap duyuyorum. Mutlu olmuyorum ki. Rakamları gördükçe de üzülüyorum. Kamu yöneticisi kim olursa olsun vicdanı sızlar. Yapılmayacak işlerin tümünü tabii ki vatandaşlarımızla paylaşacağız. Hatta arkadaşlarıma talimat verdim. Bütün iştiraklere talimatım şudur. 31 Aralık itibariyle bana, İstanbul halkına rapor vereceksiniz. Çünkü ben İstanbul halkına anlatacağım. Ne zaman göreve geldik? 6 aylık bu süreçte tespit ettiğimiz israf kalemleri, konuları, yaptığımız tasarruflarla elde ettiğimiz artı değerler tümüyle bunu İstanbul halkına şeffaf bir şekilde anlatacağız.
16 EKİM'DE SÜT DAĞITIMINA BAŞLIYORUZ
Özellikle mali durumla ilgili çok sıkı çalışan bir ekibimiz var. 2019 için öngörülen 23.8 milyar liralık bir gider bütçesi var. Şu anda yaptığımız çalışmalarla yıl sonunda 20 milyar liranın biraz üzerindeki gider bütçesiyle yılı tamamlayacağız. İştirakler hariç İBB’nin bütçesi. Elde ettiğimiz tasarruf rakamlarıyla gider bütçesini minimize etme çabası.
Masrafları kısıyoruz, yetim ailelere, şehit ailelerine yapılan yardımlara zam da yaptık. Daha da yapacağız. Ben taahhütleri ocak şubat aylarında verdim. Önümüzdek bazı sorunlar var evet. Beklenti de yüksek. Bundan da mutluluk duyuyorum. Bütün bunlara çalışıyoruz. Aile sigortası denen son yılların en değerli tanımını hayata geçireceğiz. Bütün ailelerin gelirle ilgili raporunu ortaya çıkardıktan sonra açlık sınırının altında hiçbir aile kalmasın istiyoruz. Biz açlık sınırın altındaki bir ailenin gelirini açlık sınırının üstüne kadar tamamlayacağız. Nakdi yardım da var ama sütünü de ekmeğini de yardım edeceğiz. Tüm yardımlarımızı tek bir sistem üzerinden kimseyi rencide etmeden, vatandaşın evine teslim ederek, kartını vererek Ocak ayının ilk çeyreğine kadar hayata geçireceğiz. 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde süt dağıtımına ilk kez başlıyoruz.
Başvurular da olacak. Biz de çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmaya göre 1 yıllık araç tasarrufundan 8-9 nüfusu yoğun ilçelerde yapacağımız dağıtımın bedelini karşılıyor. İstihdamla ilgili çalışmalara başladık. Devletin raporları bile 4 gencin birinin işsiz olduğunu söylüyor.
İŞTEN ÇIKARILAN İBB ÇALIŞANLARI...
(Erdoğan Aktaş) O zaman şu soruyu da soracağım. İşten çıkarılanlar belediyenin önünde sizi protesto ediyorlar. Toplam 1310 kişinin işsiz kaldığı söyleniyor. Genel açıklama yaptınız. 31 Mart – 23 Haziran arasında işe alınanları çıkardığınızı söylediniz. Bunun dışında bir tasarruf oldu mu?
Hayır. Şunu ıskalamayalım. Bir işyerinin disiplinine uymayan, yöneticisine hakaret eden, toplumsal değerlere ters düşen tavır ve davranışlarda bulunan kişiler de var. Bir de üst düzey yönetimde çalışmak istemediğimiz insanlarla yolumuzu ayırdık. Gayet insani.
(Erdoğan Aktaş) Az önce whatsapp’tan bir meslektaşım da göndermiş. Diyor ki; Medya A.Ş.’de 4 yıllık muhabirlik yaptım. Giriş çıkışlarım da bellidir. Ama beni işten çıkardılar. İsmail Er, İBB’de 8 yıl 9 aydır çalışıyordu. Emre Bozkuş 2014’te işe başlamış. Medyadan topladım. 5-10 yıldır çalışanların listesi var burada…
Birincisi ben isimleri bilmem. İkincisi whatsapp’tan bir hemşehrimiz yazmış. İsmini deşifre etmemek adına söylüyorum. Bizim çalışma arkadaşlarımız bu kurumlarda mevcuttur. Siz çalışmak istemediğiniz bazı insanlarla haklarını vererek yolunuzu ayırabilirsiniz. Bir de işin ahlaki tarafı var. Siz 31 mart seçimine 25 gün kala niye eleman alırsınız çok acil ihtiyaçlarınız hariç. 31 mart-23 Haziran arasında alınan eleman sayısı kaç biliyor musunuz? 1558. Ben 18 gün görevde kaldım. Ne yaptım? Süreç devam ediyor, her gün tartışılıyor. 1 kişi bile işe almadım. Siz 5 Mayıs’ta mazbatamız elimizden alınıyor, siz o süreçte binlerce insanı işe alıyorsunuz. Ben elbette ki bazı gösteri yapan masum insanlara üzülüyorum. Onlara haksızlığı biz yapmadık. Onlara yanlışı yapan o seçim döneminde onları işe alanlardı. 31 Mart seçimlerine 1 ay kala işe alınan kişi sayısı 820. Ya Allah aşkına 31 Mart günü seçim var, 29 Mart Cuma günü bile insanları işe alıyorsunuz. Ben Beylikdüzü’nde eylül ayında talimat verdim. Tek bir kişe işe almayacaksınız dedim. İlana çıkılmadan, İstanbul halkına duyurulmadan ihtiyaç dışı işe alınan insanlarla ilgili bir süreçtir bu. 2378 kişi işe alınmış, bu insanların yaklaşık 1300 kişisiyle ilişiğimiz kesilmiş. Diyorlar ki, “Herkesi niye çıkarmadın”. Geçmişten gelen bazı alımlar var, güvenlikle ilgili bazı alımlar var, onlarla ilgili işlem yapılmadı. 6 aylık süreyi doldurmadığı için geri dönüş hakları da yok. Örneğin 15 Temmuz kahramanının kovulduğu söyleniyor. Kendisi kovulmadı, kendi ayrıldı. Bizde belgeleri var. Bizimle ilgisi yok. Görev yerinde değişiklik yapıldı. Görevini beğenmedi. Kendisi ayrıldı. Ben insan kaynakları yüksek lisansı yaptım. 89 yılı itibariyle Bağ-Kur’luyum. Hayatım işveren olarak geçti. Ama babam beni bir emekçi olarak yetiştirdi. Ona minnet duyuyorum. Çalışanın halinden ben anlarım. Hak yemem, hakkımı da yedirtmem. Şu andaki lafım da şu; Kimsenin hakkının yenmesine müsaade etmem, ama toplumun da hakkını birilerine yedirtmem. Medya A.Ş. için dedim ki, “Bütün süreçleriniz şeffaf işleyecek”. Medya A.Ş.’ye 13 kişi alınacak. İlana çıkacaksınız dedim. Liyakatı olan insanlara kamu kurumlarının kapısı açılacaktı. Ben nasıl süreci yöneteceğim. Böyle yöneteceğim. 12-13 arkadaş için ilana çıkıldı. Şu ana kadar yapılan başvuru sayısı 5 bin. Şimdi bütün bu süreçleri unutturacaksınız, belediyenin önünde sabahtan akşama kadar davul çalacaksınız. Ben herkesin gösteri hakkına saygı duyarım. Sesimi çıkarmadım. Gösterinin de bir adabı vardır. Sabahtan akşama kadar davul çalınıyor. Böyle bir gösteri hakkı yoktur. Buna müsamaha gösteriliyor. Ama bir başkası AK Parti’nin önüne gidiyor hakkını aramak için, yaka paça tutuklanabiliyor. Ya da CHP’nin önünde birileri afiş asıyor. Deniyor ki “Ey Kılıçdaroğlu, Ey İmamoğlu” yazıyor. Hiç de siyasi değil yani. Diyenler belli. Siyasi arenalara dönüştürmek hoş değil. Ben emek üzerinden siyaset yapmadım ama ben bir söz verdim. Bu kurumun kapılarını liyakata açacağım dedim. Kimsenin ağası, dayısı, paşası yok. Bu şehirdeki gençler sarılıyor ve diyor ki; “Ben artık hayallerimi bu kentte kuracağım. Yurtdışına gitmeyeceğim”.
Ben kimseyi zorla konuşturmuyorum beni gördüklerinde.
130 bin kişi KHK’lar döneminde işten kovuldu, memuriyetten men edildi. 46 kişi işsizlikten dolayı intihar etti. Gelen bir milletvekili bizden nasıl maaş aldığı, nasıl geçmişte kendisine burs bağlandığı konusunda bizde kayıtlar var. Bana kimse adaleti öğretmesin. Ben İstanbul halkına bana oy versin vermesin adil olmaya söz verdim. Bu kurumdan partizanlığı söküp atacağım dedim. O devir bitti kardeşim. Baş vuracaksın. Liyakatın varsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı isen hangi partili olduğuna bakmaksızın işe gireceksin. Herkes çalışacak. Bankamatik çalışanları evet var. Tespit ettiklerimizle ilgili işlem yapılanlar var. İhbarlar da var, bakıyoruz. Çıkarırken üzülüyorum. Ama yapacak bir şey yok.
(Erdoğan Aktaş) Whatsapp’tan yine bir soru geldi. Ben bunlardan hiçbirisine oturmuyorum diye mesaj gönderen var.
Bana üç temsilci geldi Erdoğan Bey. Dedim ki, “yapar başvurusunu, incelenir”. Bir eksiklik, hata varsa incelenir.
BİR KÖŞE YAZARI BİR BAŞKA KÖŞE YAZARINI İSPİYONLADI
Büyükşehir Belediyesi’nden bu şekilde (Bankamatik çalışanı gibi) maaş alan gazeteci var mıydı?
Vallahi birbirini ispiyonlayanlar da vardı. Daha dün bir köşe yazarı bir başka köşe yazarıyla ilgili ispiyonda bulundu. Kendisi de geldi kendisini savundu. Dedi ki, “Hayır ben öyle birisi değilim. Şu kütüphanede çalışıyorum”. Ben de dedim ki “Araştırın”. Başka ihbarlar da var. Bunların hepsi incelenecek. Biz bu tür ispiyonları değil ama belgeli, ispatlı durumlar var ise bunların kanunda ne şekilde olacağı belli, ona göre hareket edeceğiz. Her gün bizi manşetlerden düşürmeyen gazetelerin bazı medya kuruluşlarının nasıl gazete çıkardıklarını ben biliyorum. Nasıl insanları kapıya koyup haklarını da vermediğini ben biliyorum. Daha geçen X gazetenin matbaasından kaç kişi işten çıkardığını ben biliyorum. Ben öyle bir insan değilim. Büyükşehir Belediye Başkanı’yım. 16 milyon insanın güvenini kazanmış ve belediye başkanı olmuş birisiyim. Kimse bizim vicdanımız ve adaletimizden şüphe etmesin. Eksiğimiz olabilir.
ÇIKARDIĞIMIZ KİŞİ SAYISI 1994'TE ÇIKARILAN KİŞİ SAYISINDAN AZ
(Erdoğan Aktaş) Bazı kişiler siyasi tercihinden dolayı işten kovulduğunu iddia ediyor?..
Hayır. Siyasi tercih şu mudur? Hakaret edeceksin, küfür edeceksin… Tutanağın varsa elinde belge bilgi, işlem yapılır. Çıkarılan kişi 1300 Erdoğan Bey. 1994 yılında çıkarılan kişi sayısından daha az. 1994’te çıkardıkları insanlardan daha az. O dönemde İBB’nin çalışanlarıyla bugün çalışanlar arasında ne kadar fark var biliyor musunuz? En az 4’te 5’te biri. Bize buradan gelmesinler, bir şey çıkmaz. Biz adiliz.
ÜÇ MAAŞ ALAN ÇALIŞAN YOK
(Erdoğan Aktaş) İBB’de danışman olan kişilerin birden fazla kurullarda görev aldığı ve en az üç maaş ücret aldığı iddia ediliyor. Böyle bir şey var mı?
Böyle bir şey yok. Görev alanlar bilir ki bir şirketten maaş alanın başka bir şirketten maaş alma imkanı yoktur.
Yani birden fazla görevi olabilir ama birden fazla maaş alamaz, diye anlıyorum.
Elbette görev alabilir. Şirketlerle ilgili görevlendirmeler aslında istifa eden arkadaşların yerine hızlıca atanmış özellikle genel müdür atamalarının yapılmasıyla ilgili bir süreç yönetimi. Elbette bizim de liyakatıyla bize katkı sunacak kişilerle ilgili düşüncelerimiz var ama bahsedilen 3-4 maaş yok. Tümüyle yalan, yanlış, iftira. Bahsedilen maaşların yarısı kadar bile maaş alan arkadaşımız yok. Biz bunları tümüyle zaten şeffaf şekilde açıklayacağız. 6 aya kalmaz. İki ay sonra biterse iki ay sonra açıklayacağız. Ben belediye başkanı olarak kendi aracımla sokak sokak İstanbul’u geziyorum. Bu benim kendi bakışım. Bir başkasının makam aracı kullanması yanlıştır diye değil. Bu benim bakışım. Bu adanmışlık ve görev anlayışı. Siyaset ve belediye başkanlığı bir meslek değildir. Görevdir. Bizim bu görevin dışında atadığımız bürokrasi, yani profesyonel tecrübeleriyle oraya katkı sunan insanlar var. Bunlar siyasi insanlar değil. Onlar görevin dışında birikimleriyle katkı sunan insanlar. Kamunun imkan verdiği koşullarda adil gelir dağılımı yaratmak yoluyla herkesin maaşını kamuoyuyla paylaşmak bizim boynumuzun borcudur. Kimse endişe etmesin.
Geneline baktığımızda İBB’nin arkadaşlarınız her birimin yönetiminde mi yoksa burada başka problemler var mı?
Tabii ki istediğimiz zaman diliminde olamadı. Bu hafta bile atadığımız arkadaşlarımız var, atayacağımız arkadaşlarımız var. Vekaleten atadığımız asaleten atanması konusunda hukuki olarak atmamız gereken adımlar var. Sadece bir iştirake genel müdür atamakla bir sisteme hakim olduğunuz söylenemez. Bu bakımdan özellikle geçmişten bu yana siyasi görev alan insanlara dedim ki, “Yanlış yapıyorsunuz, istifa etmelisiniz”. İstifa ettikleri gün de teşekkür ettim. Onların yerine arkadaşlar atadık. O vasıtayla da iştiraklere genel müdür atamaları yapmaya başladık. Toparlanmak üzere ama hala bitmiş değil. Bir kuruma bir şirkete 1-2 milyar yıllık bütçeye sahip bir şirkete genel müdür atayıp yarın ona hakimim diyen yanlış konuşur. Bir zamana ihtiyacımız var. Ama hızlı hareket ediyoruz. Yenilikçi hareketler yapacağız. İştiraklerimizin kabiliyetlerini artıracağız. Potansiyelin 10’da biri iş yaptığını düşündüğümüz iştiraklerimiz var.
Bir takım ruhuyla yola devam ediyoruz, bilinsin ki işin başındayız.
Sanki 1 yıldır görev yapıyormuşuz gibi insanların beklentisi var. Aslında bizim işe bağlılığımızı artırıyor. Bugün itibariyle 77 gündür belediye başkanıyız.
TAŞERON ÇALIŞTIRMAK İSTEMEYİZ
Taşeronlara genel bakışınız nedir?
Taşeronlara genel bakışımız tümüyle olumsuz. Taşeron eleman çalıştırmak istemeyiz. Biz isteriz ki kendi elemanımız olsun. Bir anda bunları düzeltiriz, kanunun ötesinde birtakım işler iddiasında değiliz.
İSMEK'LER KAPATILMAYACAK DAHA DA BÜYÜYECEK
İSMEK kapatılacak mı?
CHP'li bir belediye başkanıyım ben ziyarete gideceğim gün İSMEK'in kapıları kapandı. İSMEK tümüyle kuruma ait çalışanları olsun istiyoruz. Tümünü bir anda böyle bir düzene çevirmeyiz. Bir takım taleplere göre, değerlendireceğiz. İSMEK kapatılmayacak, daha da büyüyecek. Kimsenin bu konuda şüphesi olmasın .
İSTANBUL HALKINI HAMİDİYE SU ALMAYA DAVET EDİYORUM
Nelere zam geldi?
En fazla tüketilen ekmekler zam yapmadık.Yine 75 kuruş aynı gram da ekmeğini alıyor. Bazı ürünlerde yaptık. Bazı ürünlerde makul oranlarda yaptık. Damacana suya yüzde 50 zam yapıldığı söylendi Allah'tan korkun 9 liradan 11 liraya çıkardık. Bunun anlamı ne yüzde 22 zam. Bir takım bayiler daha fazla fiyata damacana suyu satıyor diye şikayetler alıyorduk. Hamidiye suyunu çok daha nitelikli kaliteli üretim hizmetiyle beraber toplumla daha iç içe hale getireceğiz. O kadar alındım ki bazı kurum ve kuruluşlarda düne kadar İstanbul'da hava alanını bir noktasında veya bir kamu bankasının bir şubesinin talimatla Hamidiye suyunu oraya yerleştirmeyin talimatını duyduk. Ben de gözümle gördüm. Bu benim suyum mu? Bu İstanbul'un halkın suyu? Ben şimdi halka emanet ettim o suyu. İstanbul halkını Hamidiye suyunu almaya davet ediyorum. Zamlarla ilgili halk ekmekten araçlarla ilgili, otobüslerle ve bütün ulaşımlarla ilgili inanın dişimi tırnağıma takarak vatandaşımızı korumaya gayret ediyoruz. İşsizlik rakamları böyleyken elektriğe bu kadar zam yapılırken biz İstanbul halkı için elimizden geleni yapıyoruz
BEBEKLİ ANNELERE ÜCRETSİZ ULAŞIM
Bebekli ailelere ücretsiz ulaşım için çalışıyoruz.Bunun için Ankara'dan karar çıkması gerek.Kademe kademe ulaşım bedeli indirimlerini yapıyoruz.
24 SAAT ULAŞIMDA MUAZZAM BİR GERİ DÖNÜŞ VAR
İstanbul halkı şunu bilmeli ki hem hizmet ederken insanların ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda kurum ve kuruluşlarımız hizmet üretmek zorunda. Dünyada 6-7 şehirden birtanesiyiz. 24 saat ulaşımı başlattık.Muazzam bir karşılık var. Toplumun bütün kurumlardan faydalanabilmesi için hayatını sürdürmesi gerekiyor.En üst memnuniyeti yakalayacağımızdan şüphesi olmasın.
DİYARBAKIR ZİYARETİ ELEŞTİRİLERİ
Etnik kökenimizle ilgili yorumlar bile yapıldı.Rahmetli gazi dedemin mezarında çekimler bile yapıldı.Bu işler üzerinden hiçbir siyaset tutmaz.Bizim arayışımız hak hukuk adalet. Sokakta dolaşırken birbirimize "Vatan haini diyeceğiz" böyle bir şey var mı. Yargısız infaz bu ülkede olmaz.Bugün rahmetli Adnan Menderes'in kabrini ziyaret ettim. Şimdi ne oldu demokrasinin yok sayıldığı hukukun yok sayıldığı bir işlemle bakın herkesin vicdanı yanıyor. Kamu görevlisinin bin düşünüp bir konuşması lazım. Ben ne yaptım bir kere düğüne sözüm vardı gittim. Ama bu olay gerçekleşince Diyarbakır'ın bir ilçesine gittim burası Türkiye Cumhuriyeti'nin bir belediyesi. Suç varsa suçlunun türü belirlenir yargılanır ve gereği yapılır. Bu herkes için geçerli.Hiçbir hukuksuz davranış vicdanlara sığmaz.Biz gidip dedik ki bu seçilmişlere müdahalenin demokratik dışı terör örgütlerine o alanda fırsat tanımak anlamına gelir dedim. Gelelim feryat eden evlatlarını terör örgütü PKK'nın aldığı annelerin elbette yanındayız. Biz bundan kurtulmak istiyoruz. O annelere Allah sabır versin.Gerekirse tabiki giderim. Gerekirse derken yanındayız.Ama her zaman gitme fırsatı olmuyor. Biz bu sorunları hep birlikte çözmek zorundayız. Birbirini kötüleyerek bir şeyleri elde edemezsiniz. Ben kimsenin vatanseverliğini sorgulayamam. Kimsede benim ülkeme olan bağlılığımı sorgulayamaz. Atatürk'e olan bağlılığımı asla sorgulayamaz. Atatürk posterini hediye edemeyenler utansın. Ben Hakkari'de de Trabzon'da da aynı değerlerimi konuşurum. Hiç de değişmeyeceğim.
İÇİŞLERİ BAKANI İLE PEJMÜRDE POLEMİĞİ
Sanırım geçmişte kaldı. Fırsat bulursanız bence kendisine sorun. Bugün rahmetli Menderes'i anma töreninde konuştuk. Bazı siyasi ortamlarda birtakım ince eksikler olabilir. Onun dışında bugün sıcak bir merhabamız vardı. Umarım herkes yaptığı görevin bilincinde ve o alanı en iyi şekilde temsil etme bilinciyle hareket eder. Buna ben de dahilim ve herkes de dahil. Geçmişte kaldı. Olumsuz cümleleri duyarken meydanlarda da söyledim"Kötü söz sahibine aittir". Ben hep iyi şeyler söyleceğim. İnsanlar moral ve motivasyon istiyor. Hayata tutunmak umudu hissetmek. Bu bakımdan olumsuz lafların kimseye fayda vermediğini de belirtmek istiyorum.
BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ
Kırık sandalye dediğine göre bana hitap etmedi. Benim kırık sandalyem yok. Başkasına mı dedi emin değilim. Sandalyem sapasağlam. 5 milyona yakın insan oy verdi. Benim herkesin evinde bir sandalyem var.
MUHARREM İNCE İLE GERGİNLİK YAŞANDI MI?
Muharrem İnce dostluğumuz olan yol arkadaşıyım. Onun tarifiyle parti akrabasıyım. CHP'nin bir ahlakı var herkes onun kurumsallığına hizmet edecek. Hiçbir zaman bireysel varoluşlara hizmetin ne ülkeye ne o kişiye ne de partiye fayda verdiğine inanmıyorum. Kurumun varlığı benim için önemli. Şu an İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım. O kadar çok yapılacak iş var ki. Milyonlarca insanın mutlu edebilmenin yoğunluğu var. Bütün arkadaşlarımda hassasiyetle buna uygun davranma mecburiyeti vardır. Sayın İnce benim kendi tarifiyle partili akrabamdır.
İSTANBUL'DA ULAŞIM HAMLELERİ NELER?
Önemli bir hatta start vereceğiz. Özellikle 2016-2017 döneminde başlatılan 12 projeden ne yazık ki sadece 4 tanesi aktif halde. Ya tamamen durmuş ya da durma derecesinde yavaşlatılmış şekilde ilerliyordu. Yaptığımız çalışmalarla yürümeyen metro hatlarını hızlandırma ve bir an önce açılmasına dönük süreci başlatılması yönündeyiz. Finansal sorunu çözülmemiş kredi bağlantıları yapılmamış hatların bir şekilde biz gelir gelmez çalışmaya başladık.Ümraniye Göztepe hattının hızlandırılmasıyla ilgili süreci başlatıyoruz. Ağustos ayının sonuna doğru kredi sözleşmesinin imzalarını attık. Allah'ın izniyle en hızlı şekilde hizmete kavuşturacağız. Marmaray'ın açılmasıyla 233 km'ye ulaştı İstabul'daki raylı sistemin uzunluğu. 140 km'nin bir kısmı çalışmaz şekilde.Daha acısı ise tüneller açılmış yarım bırakılmış bir bakıyorsunuz kavşakta iş merkezinin önünde kazı yapılmış. Şehrin statik yapısı açısında bunun sıkıntıları yaşanıyor. Hatların hızlandırılması için bir takım finansal çalışmalarımız devam ediyor.Uluslararası finans açısından da çok faydalı ve ince ve titiz çalışma yönetiyoruz. Elbette burada hazine garantisi gerektiren hususlar var. Hükümet ve hazineyle ortak imza atmak istiyoruz. Duran şantiyelerin devreye girmesiyle hızlı bir şekilde hizmet vermek istiyoruz. Yapımı duran ve finansal sorun yaşayan hatları belirledik. Üst ölçekli plan ve finansal altlığı rapora bağlandı. Biz bu yılın sonuna doğru mevcut hatların bitiş takvimlerini yeni hatların tanımını ve nasıl start vereceğimize dair kamuoyunu bilgilendirecek seviyede olacağız.